Benim burada ne işim vardı, burası neresiydi.Aman tanrım başım, dayanılır gibi değildi ağrısı.
Etrafıma bakındım, sadece yüksek küçük bir pencere ve pencereden sızan o loş ışık.
Burası..., ben buraya nasıl geldim ve...
O an hatırladığım şeyler , çok canımı yaktı.Neden kimse yok....
Ayağa kalktım ve etrafa tekrar bir göz attım, kıyafetlerim, saçım ve ben...
Kıyafetlerim yırtılmıştı ve topraklıydı, saçım , tokadan sıyrılmış, dağınık ve kirliydi, o denli korkmuştum ki vücudumdaki yaraların ve morlukların acısını ancak onları görünce anladım...
Birkaç adım attım çevremde ve bu karanlık odada birşey görmeyi ümit ettim.Bir ip, bir sandalye , ve... ve bir kelepçe.İyi ama ben neden burdayım.
Merakım bana yaralarımdan daha çok acı vermeye başladı.Korku ve merak içinde sinirlenip etrafta delirmiş gibi bişeyler, bi çıkış yolu aramaya başladım.
Duvarlarda ellerimi gezdirirken, oyuklar, çizgiler, çentikler ve her neyse , birşeyler hissettim ama umursamadım, çünkü kapıyı bulmam gerekti.Sonunda elime bir kulp gelmişti ve iyice yoklayınca kapı olduğunu anladım ve hemen asıldım.Tüm gücümle çekiştirdim, asıldım ne denediysem olmadı , biri kilitlemişti . Kapıyı tekmeleyip bağırdım, tokatladım ama tek ses yoktu
Sonunda ayakkabı sesi duydum ve yaklaşıyordu, korkmaya başladım ve kendimi duvar kenarına attım, bu kimdi?