Haftasonu Sinan telefonun durmadan titreyişine uyandı. Gözlerini açtığında güneş yüzüne vurunca gözlerini kıstı. Esneyerek telefonuna uzandı ve Whatsapp gruba gelen mesajlara baktı.eda: bugün bir yerlere mi gitsek? çok sıkıldım evde
kerem: sen varsan bende varım, biliyorsun
eda: :)
bara gidelim sabaha kadar içelim
ışık: Olmaz bar falan, annem izin vermez.
eda: 🤦🏻♀️ annene başka birşey söyle
ışık: Yalan söylemek istemiyorum. Sinema'ya gitsek olmaz mı?
eda: off ışık, oyun bozanlık yapmasan bi kerede
osman: Herkesin gönlü olsun, ilk önce sinema sonra bar hallederiz.Sinan gülümsedi, Osman'ın bu düşünceleri ve anlayışlı hallerine hayrandı.
sinan: bencede öyle yapalım
🌰
Biletleri ve mısırları aldıktan sonra sinema salonunda filmin başlamasını beklediler. Osman'ın bir tarafında Sinan, diğer tarafında Kerem oturuyordu. Şimdiden mısırı bitirmek üzereydiler.
"Mısır kutusunu bitince bana verin de içine fındık doldurayım."
"Filmin yarısında uyumazsan haber ederiz." dedi Sinan, imalı bir şekilde gülümsüyordu.
Filmin yarısında uyumamıştı Osman ama filmin yüzünden değildi, deli gibi atan kalbi yüzündendi. Sinan birden eline uzanarak elini tutmuştu, karanlık salonun içinde baş parmağı ile elini okşuyordu.
Bugüne kadar Sinan'ın hep kızlardan hoşlandığını sanıyordu, Işık ile ilişkiye de başlamışlardı ama Sinan en başından anlatmıştı ona: gerçekten sevememişti. Yani Sinan'ın da ondan hoşlanması olasılık bir durum muydu değil miydi? Kafası çok karışıktı ama tek bildiği şuydu, hayatın sonuna kadar Sinan'ın elini tutmak istiyordu.
Film ara verip ışıklar yandığında Osman elini hemen geri çekti. Ayağa kalktığı gibi tuvalete ilerledi, ateşlenmiş gibi hissediyordu.
Yüzüne soğuk su çarpıp aynada kulaklarının kızarıklığını inceledi.
Kerem peşinden gelip Osman'ı bulduğunda gözleri her an yerinden çıkacakmış gibi bakıyordu. "Ne zamandan beri?"
Osman yutkundu, en önemlisi ise diğer insanların yanında bu konuyu konuşmak istemiyordu. Kerem'i kolundan tutup sakin bir yere geçti.
"Ne ne zamandan beri?"
Kerem alayla güldü, "Başkaları görmemiş olabilir ama ben tam yanınızda oturuyorum. Sen ve Sinan işte, ne zamandan beri?"
Osman dudaklarını ıslatıp sesli bir nefes bıraktı. "Bak, klişe olacak ama gerçekten sandığın gibi değil. Aramızda birşey yok, daha yeni öğrendi eşcinsel olduğumu."
Osman bugüne kadar en çok Kerem'in tepkisinden çekindiği için söylememişti diğerlerine sırrını. Ama tahmin ettiğinin aksine gayet rahat duruyordu.
Kerem dudağını büzerek ellerini cebine koydu. "Vay be, harbiden de yakışıklı olanlar eşcinsel oluyormuş."
"Bu kadar mı?"
"Bu kadar. Yani alınma ama Eda ve ben şüpheleniyorduk zaten. Kızlarla hiç bir alakan olmamasından belliydi."
Osman gülerek kafasını eğdi.
"Ama nasıl aranızda birşey yok? El ele bakıyordunuz filme."
"Bende anlamadım, birden elimi tuttu. Bu aralar arkadaş olarak yakınlaştık, ne bileyim."
Kerem sesli güldü sonra birden ciddileşti, hayretle bakıyordu yüzüne. "Ben erkek arkadaşlarımın elini tutmuyorum, Osman. Hele ki film izlerken hiç. Belli ki o da sana karşı boş değil."
Osman birşey diyemedi, zaten mutlu olup olmayacağını bile bilemiyordu. Işık ile daha yeni ayrılmıştı, ya yine kafası karışıksa ve Osman'ı sevdiğini sanıyorsa?
Kerem düşüncelerini böldü. "Yalnız Işık şimdilik öğrenmesin, acısı daha yeni."
🌰
Filmden sonra Işık diğerlerine veda edip eve gitti. Eda'nın istediği gibi kalabalık bir bara gittiler, köşede boş yere oturdular. Eda şimdiden sarhoş gibi delice kahkaha atarken, Kerem onu susturmak için öpmeye başladı.
Osman'ın bakışları istemeden Sinan'a döndü. Onun da gözleri çoktan ondaydı.
Dakikalarca sesli müziği dinleyip bardaklarından yudum yudum içiyorlardı. Osman buna daha fazla dayanamayıp ayağa kalktı, "Ben dans edeceğim. Geliyor musun?"
Sinan hayır anlamında kafasını salladı ve sesli müzik yüzünden bağırarak konuştu, "Ben dans edemiyorum."
Osman omuz silkti, dans eden insanların arasına girip dans etmeye başladı.
Sinan Osman'ın bu kadar yakışıklı olmasının bir saygısızlık olduğunu düşündü. Gözlerini kırpıştırmadan onu izliyordu, kendini emin bir şekilde taşıdığından ve hoş hareketlerinden herkesi kendine çekiyordu.
Ayrıca gömleğinin düğmeleri açıktı ve çok dikkat çekiciydi.
Sinan düştükçe düşüyordu, bataklığa düşmüş gibiydi. O yeşil gözlerinde boğulmuş gibi hissediyordu. Bugün kendini tutamayıp elini tutmuştu, hatırladıkça utanıyordu.
Şimdilik risk alıp güzel bağlarını koparmak istemiyordu ama Osman onu sınıyor gibiydi.
Özellikle kızların bellerinden tutup, gülerek dans etmeye başladığında.
Sinan bir yandan içkisini içiyor, diğer yandan tırnaklarını yiyordu. Tek bacağını sallayıp sakin kalmak için elinden geleni yapmıştı. Bedenini sarıp sarmalayan o kıskançlık duygusu zehir gibi yayılıyordu vücudunda.
Kızlardan biri onu öpmeye çalıştığında sabrının son sınırına ulaşmıştı.
Hışımla ayağa kalktı, kızları kaba bir şekilde yanından iterek sinirli gözlerini Osman'a dikti. Elinden sıkıca tutup onu çıkışa sürüklediğinde kızların inlemelerini ve şikayet etmelerini umursamadı.
diğer bölüme bir spoiler:
yağmur & ilk öpücük
ŞİMDİ OKUDUĞUN
benimle kayboldun | sinman
Teen Fiction"durup baktın göz ucuyla, başka biri vardı yanında sakin kalamazdım benim olacağını bilmesem"