【D】 +3

513 81 111
                                    


Bu bölümü bana destek olan ve ilham veren citypop a ithaf ediyorum ☁️

☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾

"Kim daha fazla acı çekiyor? Ölen kişi mi yoksa geride kalan kişi mi?"

Bakugou, ona seslenen tanıdık bu sesle irkildi. Uyku sersemliğinde üşüdüğünü hissediyordu, gözünü bile açmadan, yan tarafında dağınık bir halde dertop duran, durması gereken, yazlık yorganına uzandı fakat eline gelmedi. Tatlı uyku halinden minimum feragat ederek çok kısa bir süre gözlerini açıp arandı, yorgan yoktu. Üşengeçlikten kalkıp aramadı, yeniden kapattı gözlerini, uyuya kaldı üşeyerek.

Aradan bir süre geçti, güneş direk gözüne girdiğinden, perdeyi kapamadan yattığı için kızarak arkasını döndü ve yüzüstü yattı fakat nafile, güneş gözüne vurduğunda uyanmıştı artık. Kalktı, baktı ki perde yok.

Yüzünü yıkamak için banyoya gitti, eli elektrik düğmesini aradı, basıyordu fakat lamba yanmıyordu. Musluğa uzanıp soğuk suda yüzünü yıkadı, daha tam gözlerini açmadan havluya uzandı, havlu yerinde değildi. Sonra aniden dün olanlar beynine bir bir yüklendi. Gözlerini derinlemesine açıp şu anda bulunduğu evin kendisine ait olmadığının farkına vardı. Kirishima'nın evindeydi. Yattığı yatak Kirishima'nındı. İçini garip hisler kapladı. Yere oturup içindeki hislerin gitmesini bekledi. Titriyordu. Korkuyordu.

Korkmak, yaşamak istediği hayatı, yaşayamıyor oluşunda başrol oyuncusuydu. Daha küçücük bir çocukken, sevmekten önce korkmayı öğrenmişti. Korkuyordu ki: Yanlış bir şeyler yapmasın. Sonra da korkmaktan başka bir şey gelmedi elinden. Korkusuz olana aptal diyorlardı, deli cesareti diye isim bile koymuşlardı. Genelde iktidarı elinde bulundurandan korkuyordular. Ona uyar, kızdırmamaya çalışarak kendilerini törpüler yaşarlardı ya da korktuğu şeye; ona saldırmadığı halde saldırırdılardı.

Ölüm korkusuna dayanamayıp intihar eden insanlar vardır. Aynı şekilde hastane korkusu olan insanlar da bir dönem sıkça hastanelere gitmeye başlar. Kimi zaman korktuğumuz şeye bulaşırız, onun yolunu kesen serseri gibi belamızı ararız. Bazen de onu içimizde öldürürüz, çok değer verdiğin biri, birden tenekeye dönüşür hayatında. Bana burdan saldırabilir diye düşünüp; köprüleri yıkar ve duvarlar örer insan. Harcına kattığı her şeyde bir ömrü harcadığını bilmeden.
Ve bir gün yol ayrımına gelirsin. Çok korkarsın çünkü her şey çok güzeldir. Bozulmasından korkarsın. Bir anda tüm hayatın nasıl bu kadar iyiye gittiğinden korkarsın. Eğilip baktığında; uçurumları görürsün. Kayalıklara çarpıp, parçalanan bir martı gibi olmuştur özgürlüğün. "Yoksa orda yatan ben miyim?"
"Dünya bu kadar ıssız olamaz" dersin. sonra sesin yankılanır, sadece sen duyarsın. "Issızmış... "

İnsanın kendi korkuları yüzünden kitlediği hayatı, başka insanların karalama defterlerine dönüşür. Kendi hayatın hakkında söz sahibi bile olamazsın. Sevgilin, dostların, etrafındaki herkes yardım etmek ister, noldu da birden böyle değiştin derler. Cevabını sen de bilemezsin. Herkes ellerini sana uzatıyorken; ellerin kırılıp, toprağına düşmüştür.

Kimilerinden gittiğin, kimilerinden de kaldığın için özür dilersin. Kırılmak korkusu yüzünden; incittiğin insanlardan ve kaybetme korkusu yüzünden terk ettiklerinden af dilersin, liste uzar gider. Gitme vaktin gelmiştir, korksan da korktuklarınla savaşa girişir, kazandığın zaferlere bile bakmadan çeker gidersin. Artık bir anlamı yoktur. Kendine tatar çölünde çok güzel bir saray yaptırmışsındır. Muhteşem karnavalın büyücüsü koşarak yanına gelir; "Durun gitmeyin, daha en güzel gösterileri izlemediniz".. Bilirsin sahtedirler, korkuların ise gerçek ama onlar senindir, onlarla gidersin.

ᴅᴇᴀʀ ❧ ᴋɪʀɪʙᴀᴋᴜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin