killorderthen minnosbirokur2 shinra_tensei3 citypop nynyks groundrei dumbhaired Euphemia- hey_shoyo cherrytheraven VoidSel gayshyshy kiribakulover22 michiganlisucadisi ve buraya eklemeyi unuttuğum tüm güzel okuyucularıma, bu zamana kadar güzel yorumları ve destekleri için teşekkür ediyorum, iyi okumalar ~💜☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾
Saat 00:11
Kirishima'nın kalbi acıyordu. İki şekilde acırdı bu kalpler hep. İlki güzel olanıdır; Bir adam ya da kadın baharı getirmiştir yüreğine yeniden, ama farkında değildir o. Sense onun gidebileceği her yere gidersin, geçebileceği bütün yollardan geçersin, gün yirmidört saat onu düşlersin... Ama göremezsin onu bazen o yollarda, o sokağın sonuna doğru acır içinde bir yerler, bugün de görememiş olmanın acısıdır içindeki. Bütün gece sızlar kalbin, ay ışığına bakarsın ve belki ağlarsın. Gündüzleri gülerek söylersin, hatta biraz dalga geçerek kendinle "Ya kalbim acıyor ya!" diye. Aslında gözlerine kocaman, parıl parıl bir ışık getirmiştir bu aynı zamanda.
İkincisi biraz daha kuvvetlidir. Ya yitirdiğin şeyler için acır kalbin yada imkansızlıklara. Öyle gülerek "Ya kalbim acıyor" da diyemezsin. Sesini bile çıkaramazsın, düğümlenir boğazında bir şeyler. Acısı vardır bedeninde geç kalmışlıkların, yapmayı isteyip de yapamadıklarının... İlkinde olduğu gibi bir coşkuyu taşımaz içinde. Dibe vurmuşluktur hissettiğin. Hele de yalnızsan akar usulca gözyaşların, durdurmak istesen de durmazlar. Senden ayrıdırlar artık. Her bahar çiçek açan ağaçların coşkusu bir türlü yolunu bulup da giremez yüreğine. Her bahar yaptıklarını yapıp çocukça bir sevinçle dolduramazlar bu defa. Bahar yazıları yazamaz, bahar şarkıları söyleyemezsin. Gözlerindeki ışık çalınmıştır bu defa.
Kirishima'nın da bu saatlerde hissettiği acı ikincisiydi. Durup dururken kalbe tirbişon batırılıyormuş gibi hissediyordu. Göğüs kafesinde hapsedemediği havayı solurken, omuzdan kollara doğru tarifsiz bir sızı bir uyuşukluk hissi yayılıyordu. Vücut ısısı oldukça düşmüş olmasına rağmen buz gibi terleri boyunundan göğsüne doğru aktığını hissediyordu. Kalp atışları o kadar hızlanmıştı ki kulaklarında yüzlerce davulun uğultusunu duyuyordu sanki. Oturduğu yerde duramadı, karda yolunu kaybedip uyumamak için mücadele etmek gibiydi çünkü bu hissettiği. Oturursa bir daha kalkamayacağını zannediyordu... Ayakları pelteleşmişti, ilk adımını attığı günden beri taşımakta olduğu vücut bir anda ağır gelmeye başlamıştı ona. Sanki etrafındaki hava bile ağırlaşmıştı, duvarlar her zaman olduklarından daha katı, daha gerçek ve daha yakınlardı o an. Ve birisi tirbişonu çevirdi... Çevirdi... Derinleştikçe acı, çatlaklar oluşmaya başladı duvarlarda. Kara bir perde indi gözlerinin önüne. Duvak arkasından görmek dünyayı böyle birşey olsa gerek, ya da kefen... Oturmak istedi oturamadı, yatmak istedi yatamadı, ayakta hiç duramadı. Hayatın bir film şeridi gibi gözünüzün önünden geçtiği nadide saniyeleri hatta dakikaları yaşadı. Tamamen fiziksel bir acıydı onu vuran, Özlediği eski sevgiliden platonik aşkından ölen köpeğinden veya en son başarısızlığından bağımsız, alakasız... Lakin kimseye derdinizi anlatamazdı. Bakugou olmadan ölüyordu. Bugün onun son günüydü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴅᴇᴀʀ ❧ ᴋɪʀɪʙᴀᴋᴜ
Fanfiction『 Yeni bir hayat kuruyorum kendime. Yeni bir hayat inşa ediyorum. Ve temelinde senin de olmanı istiyorum. 』 ❧ Bakugou x Kirishima ❧ Quirkless Au