Your lips move but I can't hear what you're sayin'.☁☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾☾
Kollar birbirinden ayrıldığında yalnızlık kendi yüzünü gösterir.
İnsan, kendisinin de dahil olduğu kalabalık bir ortamda kahkahaların, sohbetlerin, eğlencenin, el ve göz temaslarının arasında kendini yalnız hissedebilir.
İnsan , herkesin kendisini yalnız hissedip de bu konuda konuşmak istediği ve paylaştıkça en yüce mutsuzluğa daha bir hızla yelken açtığı bir ortamda da kendisini yalnız hissedebilir.
Yalnız hissetmenin nedeni ne insan sayısıdır, ne o insanların kim olduğunun önemidir, ne de paylaşmak zorunda kaldığın pozitif veya negatif enerji içeren o ortamdır. Hiçbiri içinde hissettiğin o yalnızlığı gideremez. Sadece yalnızlığını oyalar. Kafanı meşgul tutarsan oyalar. Kafanı meşgul tutamadığın ve bilinçaltındaki kalbine doğru yola çıktığın an hissiyatının içine düşersin. Yaşanmış hislerin sağlam ve doyurucu olabilmiş ise sana; yumuşak bir yatağa düşmüş gibi olursun. Tebessümlerin karşılar seni.
Hislerin olması gereken yerde bir boşluk var ise onu hissedersin. Çünkü düşündüğün an oraya düşersin. Seni tutması ve geri göndermesi gereken o sağlıklı hisler orada yoksa veya eksik ise pat diye içindeki o boşluğa yapışırsın. İçindeki o boşluğa düşme şiddetin kadar da yalnızlık hissedersin. Orada olması gereken hislerin; seni tutması gereken o hislerin, orada olmayışını sorguladığın her an, yalnızlığının nasıl bir boyutta olduğunun kuruntusu ile yaşarsın. Küçük veya büyük. Az veya çok. Fark etmiyor. Ne de olsa ne eder ne yapar sen büyütürsün o kuruntuyu. Kuruntuların ve karamsarlık boyutun ile beraber yanlış tercihlerin de başlar. Yaptığın her yanlış tercihi, sonuç kısmında anlarsın. Sonuç da bildiğin gibi o durumda 'Hiçbir şey değişmiyor' olur. Değişmez tabi. Başından yanlış olan bir tercihin, kaç sene devam ettiğinin önemi olmaksızın sonucu da yanlış olur.
Yalnız hissetmen, kendi hayatının içinde bulunduğu durumun öncesine dayanır hep. Yaşanmışlıklarının, anılarının, ailenin, arkadaşlıklarının hatta kavgalarının sonucunda edindiğin hislerinle yetinememiş, eksik edinmiş veya doymamış isen iyi veya kötü anlamda; yalnız hissedersin. Çünkü eksik hissedersin. O eksikliğin sebebini bilmeyişin seni yalnız hissettirir. Yaşamadığın bir olay seni o konuda yalnız hissettirir. Ailenin, seni büyütme evresinden tut da yetişkin ilişkisi evresine kadar olan zamanda, sana sunmadığını gördüğün herhangi bir ilgi çeşidi bile seni yalnız hissettirir. Bugüne kadar karşılık beklemeksizin herhangi bir iyilik yapılmamışsa sana bir arkadaşın tarafından, yalnız hissedersin. Hatta edindiğin iyi bir his bile seni yalnız hissettirebilir. Hiçbir zaman kendi başına kalmamış, her zaman ailesi yanında olmuş ve sevilmiş bir insanın üç gün evde tek başına kalması ona kendisini yalnız hissettirebiliyor iken; Çocukluğunda yalnız kalmalara ve sürekli ilgisizliğe alışmış birisi de evde bırak üç günü yirmi gün kalsa yalnız hissetmeyebiliyor.
İyi veya kötü. İçinde toplanan veya toplanamayan hisler seninle oyun oynuyor. Duygusal eksikliklerin seninle oyun oynuyor. Yalnız hissetmemeyi, yalnız hissetmeye tercih etmen gerek. Yalnız hissetmemek için de içindeki o alana düşmen gerek. Duyarsız, vicdansız, vefasız, ilgisiz olduğun her dakika yalnız hissedersin. Minnet etmeyi öğrenmediğin her an yalnız hissedersin. Anılarının olduğu insanlarla ilişkin sonrasında kötüleşmiş olsa bile, anılarındaki haline teşekkür etmeyi öğrenmezsen yalnız hissedersin. Her şeyi, yerine ve zamanına göre kabul etmez isen yalnız hissedersin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ᴅᴇᴀʀ ❧ ᴋɪʀɪʙᴀᴋᴜ
Fanfiction『 Yeni bir hayat kuruyorum kendime. Yeni bir hayat inşa ediyorum. Ve temelinde senin de olmanı istiyorum. 』 ❧ Bakugou x Kirishima ❧ Quirkless Au