2.Bölüm."Ben Yapmadım!"

79 21 6
                                    

"Gizli Numara"

Ötesi yok... Yaşadığım şeyin şokuyla şaşkın ve far görmüş tavşan gibi etrafıma bakıb duruyordum. Bu lanet olasıca okulda tanıdığım hiç kimse yoktu. Bırak tanıdığımı , danışa bileceğim biri bile yoktu. Belki de hakikaten o kadar "lanet olası" demişimdir ki , lanetlenmiştir bu okul. Olamaz mı. Ama en önemlisi neden benimle uğraşmak istesinler ki?
Kafamdaki o saçma sapan düşüncelerle okulun koridorunda yapayalnız ve ürkek bir kedi yavrusu gibi yürüyordum. Birden koridorun sonunda uzun boylu, siyah takım elbiseli , saçları hafif kıvırcık bir adam gördüm . Sanırım okul müdürüydü. Evet evet kesinlikle oydu. Bir an o esmer saçları ve kafasıyla birlikte bana döndü. Bakışlarını üstümdü gezdirerek baştan ayağa kadar beni süzmeye başladı . Ben de onu süzmeye başladım. Birden yanıma doğru irerlemeye başladı. Tam karşımda durdu. Beni bir kez süzmesine rağmen yanıma yaklaştıktan sonra yeniden üzerimde röntgen çekmeye başladı. Ela gözlerini gördüm. Çok güzeldi. Ela gözleri severdim hep. Benim için onların bam başka bir anlamı vardı. Benim için en güzel ve en çok anlam taşıyan göz rengiydi.

-"Merhaba. Sen okulda yeni kaydı olan öğrencisin değil mi ? Yoksa yanılıyor muyum?"
-"Evet efendim . Eee... Ben sınıfımı bulamadım da. Yardım eder misiniz?"
-"Tabiki . Sınıfın oda numarasını söyler misin?"
-"13 numaralı oda. 12C sınfı..."
-"Tamam".......

Müdür bana sınıfımın yerini gösterdikten sonra onunla birlikte sınıfa varıncaya kadar kısa bir sohbet ettik. Anlşılan oğluyla aynı sınıfta okuyacaktım. Harika !..Okulda müdürün her bir akrabasından nefret ederdim. Sevmezdim ben. Okulu , ödevi , bütün gün uyku yerine paragraf çözmeyi...
Sınıfın kapısına varınca müdür bana başarılar dileyip çoktan gitmişti. Bense hala kapının önünde duruyordum. Doğrusu içeri girmeye cesaretim vardı.  Ama bir az da korktuğumu söyleye bilirim. Hangi öğrenci okulun ilk günü derse geç kalır ki? Üstelik ufacık bir merak yüzünden...
Son defa korkularımı yenmeyi başardım. Kapının kulpunu elimle tutup yavaşca aşağıya doğru çeviri verdim. Sınıfa girince hepsinin bakışları beni buldu resmen.
Kendimi hocaya aynı zamanda da bütün öğrencilere tanıttım. Hoca bana işaret parmağıyla en arkadan önceki sırayı gösterdi gidip oturmam için. Ayaklarımı sürükleyerek sanki mecburi bir şekilde gidiyormuşum gibi sıramın yanına kadar irerleyip yerime oturdum. Aklımın çok az bir kısmı derste , bir çok kısmı da bu gün olanlardaydı. Hala aklım almıyordu. Kim benle uğraşmak istesin ki?
Dersin bitmedine on beş -yirmi  dakika kala kapı çalındı. Anlaşılan tek geç kalan ben değilmişim. Bu durum bir az olsun beni rahatlatmıştı. İçeri benden bir az uzun boylu , siyah kazaklı , siyah kot pantolonlu , ve ela gözlü bir tip girdi. Öncelike hocadan geç kaldığı için özür dileyerek yerine geçmek için izin aldı. Bioloji hocası izin verince birden benim tarafa dönerek bakışları beni buldu. Yavaş adımlarla sıraya doğru irerlemeye başladı. Tam sıranın yanında durdu. Ela gözleriyle gözlerime baktı.
-"Otura bilir miyim?" Hoca içerde olduğu için sessizce mırıldandı. Etrafıma ona belli etmeden bakındım. Başka boş bir sıra yoktu. E bu halde yalnızca benim yanım boş kalıyordu. İrkilerek çantamı da alıp yan sıraya ona birleşik olan boş sandalyeye geçtim.'Evet' der gibi başımı yavaşca salladım.

-"Okulda yeni misin? Daha önce senin gibi birini gördüğümü hatırlamıyorum."

-"E-Evet... Okula daha bu gün başladım."

-"Ben Rüzgar. Rüzgar Demir. Memnun oldum." Yeni çocuk yani Rüzgar bana kendini tanıtdıktan sonra elini uzattı benim sıkmam için. Bende her ne kadar irkilsemde tereddütlü ve yine olduğu gibi yapmacık bir gülümsemeyle onun elini sıktım. Aslında ezik biri değildim. Hem de hiç değildim. Biri bana eğer yanlış bir imada bulunursa mutlaka her zaman cevabını verirdim. Söz altında kalmayı ve söz kabul etmeyi de sevmezdim. Ama yabancılara karşı bir başka benim kinim. Her ne kadar uğraşsam da onlara yakın olmayı beceremiyordum. Bu yüzden onlara oldukça soğuktum.

AlacakaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin