2.BÖLÜM 🍂

202 114 178
                                    

Selam güzel okuyucularım 🌼🌼💐umarım beğenirsin cidden emek sarfediyorum 😶😣lütfen güzel bir şekilde okuyun 😘😘🤗🤗
Hatalarım varsa affola 🤗sonuçta insan hata yapa yapa doğruyu bulur 😁🤞

Oysaki Herkesin içinde bir umut vardı..
İçinde biriktirdiğin,
Söylemeye kıyamadığın,
Dile varmasını istemediğin bir umut..

Ne güzel hayallerin vardı belki..
Gelmesini beklediğin,
Gerçekleşmesi için çaba sarf ettiğin,
Uğruna herşeyi feda ettiğin bir umut!

Beyaz umut gibi tertemiz,
Saf ve dokunulmamış ...
Gözyaşlarındaki ümidin,
Kalbindeki sevincin gibi..

Yıkmayın ümitlerinizi!
Vazgeçmeyin hayallerinizden!
Kalbinizin sesini dinleyin ,
Beyaz umut gibi..

Sabah sabah güneş sanki beni mutlu etmek istercesine yüzüme vurup gülümsüyordu, sanki o da can sıkıntımı biliyor gibiydi.

Yatağımda biraz oyalandıktan sonra kalkıp yorganı katlayıp, düzelttim. Lavaboya doğru ilerleyip elimi yüzümü yıkayıp mutfağa doğru yürümeye başladım. Mutfağa gittiğim zaman Şükran ablam kahvaltı hazırlamakla meşkuldu
...
İki ablam vardı biri Şükran diğeri Esma  . Esma ablam görücü usulüyle ailemin istediği biriyle evlendi. Yaklaşık 5 yıl olmuştu evleneli, 3 tanede çocuğu vardı. Mutlu mu derseniz evet mutluydu.
Şükran ablamın ise  sevdiği biri vardı ama ailem vermeyince kaçıp evlenmişti. Evleneli 2 yıl oldu ama çoçuğu olmayınca kapının önüne koymuşlardı.Halbuki çocuğunun olmama sebebi ablamdan kaynaklı değildi eniştemden kaynaklıydı.Bu nasıl bir zihniyetti inanın bende anlamıyordum herşey çocuk sahibi olmak mıydı?önemli olan gönülde görünmeyen bağ değil miydi? Sadık eniştem yani Şükran ablamın eşi onu çok seviyordu ama annesi olcak Şaziye karısına uyarak sevgisini hiçe saydı. O bir yıl içerisinde nice şiddet gördü ailesinden, eşinden.. . Artık dayanamadı kaç kere eve gelmek için kaçtı ama izin verilmedi. Sonrada dediğim gibi çocuk olayını mesele yapıp kapının önünde koydular. Başlarda kimse ablamı eve almak istememese de sonrasında babam elalem fazla konuşmasın diye  el mecbur aldı. Zaten bu zihniyeti anlamış değilim. Farkında olmadan hep elalem için yaşar olduk! kendi aile bireylerimizden çok dışarıyı önemser olduk! konu komşu ne der? elalem, akrabalar ne der? diye düşünür olduk!..
Ablam eve  geldiği zaman kimsenin yüzüne bakamıyordu utanıyordu zavallı. Kim olsa utanmaz ki? O çocuğu sevdiği ve güvendiği için pişmandı ona bu hayatı zindan eden oydu çünkü. Ondan sonra kimseye güvenemez ve sevemez oldu. İsteyenleri olmuştu ama ablam evlenmek istemedi yaptığı hatanın sonuncu olarakta ölünceye kadar anne ve babama bakmaya adadı kendini. Bir kere sözlerinden çıktığı için bunu boynunun borcu saydı. Bana göre bu düşüncesi yanlıştı. Ablama derdim hep senin tek suçun adam akıllı sevmek olmuştu adam olmayan! sadık şerefsiziydi . O eniştem olacak şerefsize söz söyleyince bile kızıyordu bana. Tek yaptığı şey Allaha havale etmesiydi. Ama unutmasın kimse, kimsenin hakkı kimsede kalmaz! Bu dünyanın adaleti yoktu! Ama şükürler olsun ki ilahi adalet var.
...

Şükran ablamın yanağına öpücük kondurup

- Günaydın güzeller güzeli ablam
- günaydın güzel kardeşim.
- Abla ben ne yapayım?
- sen sofrayı  odaya ser bende çayı demleyip tepsiyi getireyim
- tamam abla, sofra nerde peki?
- ekmek sepetinin yanında canım
- ekmekte alayım mı abla?
- al canım hadi götürelim yoksa şimdi kızarlar!
- tamam güzeller güzeli ablam
Deyip odaya gittim.

Oda sıcaktı, çünki soba çok güzel yanıyordu. babam haberlere dalmıştı, annemde oturmuş bizim yemeği koymamızı bekliyordu. küçük kardeşlerim Sıla ve Ömer de kendi aralarında oynuyorlardı. Sofrayı sererken aklıma çocukluğum geldi ne güzeldi be çocukluk. Hiçbirşey umurumuzda değildi tek derdimiz oyun oynamak, eğlenmek ve tabiki yemek yemekti hsshshsh.

⛓️ BEYAZ UMUT ⛓️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin