ELEMENTA

-1

29/06/1997
DOĞU ELEMENTA MECLİS SALONU

Meclis salonunu tahta geçtiğinden beri bu kadar kalabalık ve kasvetli görmemişti Kral Armondo Strength
Herkesin yüzünde korku ve bilinmezlik vardı genç kral  insanları nasıl sakinleştirebileceğini düşünüyor bir çözüm  arıyordu herkafadan farklı bir ses çıkıyor herkes bu durumdan nasıl kurtulunacağını düşünüyordu tüm bunların nedeni ise  bilginlerin bu sabah korkunç bir kehanetin varlığından bahsetmesiydi.
Bilginler uzun zamandır yıldızlardan aldıkları yeni kehaneti çözümlemeyi deniyorlardı ve nihayet bu gün sabahın erken saatlerinde çözümlemeyi başardılar lakin kehanet o kadar korkutucudu ki hemen meclisin bir araya gelmesini ve konu hakkında tartışmayı istediler ama saatlerdir tartışılmasına ragmen bir sonuca ulaşılanamadı.
Kehanette aynen şunlar söyleniyordu:   

AY KIZILA DÖNDÜĞÜNDE
DOĞACAK HAVA VE SUDAN BİR ATEŞ
GÖZLERİ BUZ SAÇLARI ALEV
KÖTÜ GÜNLER GELECEK
YIKIMLAR VE ÖLÜMLER BAŞ GÖSTERECEK
DÜZENLER YIKILACAK
KARANLIK ORTAYA ÇIKACAK
KİMİNE GÖRE SEYTAN KİMİNE GÖRE MELEK
KRALLIKLARI YIKACAK
EFSANELERİ CANLANDIRACAK

Kehanetteki bu sözler krallıklarının gelecekte yıkılacağını ve yokolacağını bildiriyordu kimse böyle birşeyin gerçekleşebileceğini hayatında bir kez olsun düşünmemiş ihtimal dahi vermemişti.
Kimse hala nasıl olupta DOĞU ELEMENTA gibi güçlü bir ülkenin yıkılıp yokolacağını anlamamış karşılarına nasıl bir düşman çıkabileceğini düşünüyor ve ne gibi önlemler almaları gerektiğini tartışıyorlardı.
Kral Armondo daha fazla bu gürültüye dayanamaz ve sessizlik diye bağırır bu kelimenin üzerine bir kaç dakika kimseden ses çıkmaz.
Bunun üzerine BÜYÜK BİLGE ALDO kraldan konuşmak için izin ister kral başını kaldırıp Aldo'nun kırışıklarla kaplanmaya başlamış yüzüne uzun uzun baktı ve konuşmasına izin verdi.
Büyük Bilge Aldo bu olayların başlangıcında kızıl ay gecesi doğacak bir bebekten bahsedildigini ve eğer bebeği dogduğu anda öldürürlerse kehanetin gerçekleşmeyebileceğini belirtti.
Bu sözler mecliste yeni bir kargaşanın fitili ateşlenmesine neden oldu.Meclis üç gruba ayrıldı bunlardan biri büyük bilgenin haklı olduğunu bu bebeğin doğar doğmaz öldürülmesi gerektiğini krallık için bu fedakarlığın yapılması gerektiğini savunurken diger grup ise yeni doğmuş suçsuz bir bebeğin hiçbir koşulda öldürülemeyeceğini buna hiç kimsenin hakkı olmadığını söylüyorlardı.
Son grup ise iki tarafa da henüz katılmıyor tarafsızlığını koruyorladı.
Mecliste kurallar geleneği her elemetin en iyi beş kullanıcısının mecliste bir sandalyesi olur ve oy kullanırlardı şimdide yeni bir oylama başlamak üzereydi bunun üzerine Kral Armondo oylamayı başlatmış ve herkese kararını veemesi gerektiği söylenmişti.
Hava kullanıcıları kralında bir hava kullanıcısı olmasından dolayı kendilerini üstün görüyor ve kendi canlarını her şeyin  üstünde tutuyor hatta suçsuz bir bebeğin canından bile değerli olduğunu düşünüyorlardı hemde bebeğin bir ateş kullanıcısı olması onlar için bebeğin öldürülmesini gerekli kılan sebeplerden birisiydi.
Su kullanıcıları da buna katılıyor ve bebeğin öldürülmesi yönünde oy kullanıyorlardı.
Toprak kullanıcılarıysa bebeğin öldürülmesini istemiyor ama oy verseler bile bebeğin öldürüleceğini biliyor her ne kadar vicdanları sızlasada tarafsızlığını koruyorlardı çünkü kralın her koşulda hava kullacılarıyla aynı düşünüp sırf ateş kullanıcısı olarak doğacağı için bebeği öldürteceğini biliyorlardı.
Ateş kullanıcıları ise kendilerine yapılan haksızlığı durduramadıkları gibi bu bebeğin ölümüne de engel olamayacaklarını kehanet yüzünden değil ateş kullanıcısı olarak doğacağı için öldürülmesinin istendiğini biliyor ama su ve hava kullanıcılarının nasıl böyle birşeyi onayladıklarını anlamıyorlardı sonuçta doğacak bebek içlerinden birinin çocuğu olabilirdi buna rağman biran bile düşünmeden bebeğin öldürülmesıni istiyor kendi çocukları bile olsa alev kullanıcılarını insan olarak görmediklerini alanen söylüyorlardı.
Kral Armondo oylara bakmış ve sadece ateş kullanıcılarınının hayır oyu kullandığını görmüş ve biran bile düşünmeden ölüm emrini vermişti isteseydi kim hangi oyu kullanırsa kullansın o bebeği kurtarabilir ölümüne engel olabilirdi çünkü son karar her zaman kraldaydı kral ise diğer hava ve su kullanıcıları gibi ateş kullanıcılarını küçük görüyor ateş kullanıcısı olarak doğan çocuların ailenin yüz karası ve utanç kaynağı olduğunu düşünüyordu.
Bu yüzden söz konusu bir bebek olmasına ragmen hiç bir pişmanlık hissetmiyor yaptığının doğru olduğunu düşünüyor ve gönül rahatlığı ile meclis toplantısını bitirmiş hava ve su kullanıcılarının gülümseyen toprak kullanıcılarının ayıplayan ateş kullanıcılarının ise öfkeli bakışları eşliğinde meclis salonundan çıktı.
Kral Armondo yorgun adımlarla saray koridorlarında ilerliyor ve Kraliçe Alarice ile paylaştığı odaya doğru gidiyordu.
Nihayet kraliçe ile paylaştığı odaya ulaştığında içeri girdi ve direkt yatağa doğru ilerledi daha yeni evlenmelerine rağmen Kraliçe Alaric onu anlıyor ve verdiği kararları her zaman destekliyordu.
Kral Armondo'nun odaya girmesiyle uyanan kraliçe uzun sarı saçları ve uykulu gözleriyle bir peri kadar güzel ve masum görünüyordu ama sadece görünüyordu kraliçe de aynı kral gibi ateş kullanıcılarını küçük görüyor ve onların değersiz olduğunu düşünüyordu.
Kral kraliçeyi kolları arasına çekti ve bu gün olanları kehaneti ve verdiği kararı eksiksiz bir şekilde kraliçeye anlattı.
Kraliçe her zamanki gibi kralla aynı düşündüğünü belirtir şekilde kocaman gülümsedi ve en doğru kararı verdiğini söyledi sonra ise kral Armondo'nun elini tuttu karnına götürdü ve gülümseyerek ona bir bebekleri olacağını söyledi kral Armondo ayağa kalkıp kraliçeyi kucağına aldı ve sevinçle bağırdı varisi dünyaya geliyordu.
Kral ve kraliçe sanki hiç bir bebeğin ölüm emrini vermemiş gibi birbirlerine sarılıyor ve kutlama yapıyorlardı.
Aradan aylar geçmiş mevsimler değişmis ve kraliçe Alaric kendisi gibi yeşil gözlü babası gibi kahverengi saçlı oldukça sağlıklı bir erkek çocuğu dünyaya getirmişti.
Kral Armondo oğlunu dikkatlice kucağına almış ve ona soylu lider anlamına gelen Aurick ismini vermişti.
Aradan aylar yıllar ve mevsimler geçmiş kraliçe bir kez daha hamile kalmıştı.