Than the war I fight within
İçimde savaştığım savaştanSixteenth
Bileğimi çekiştirerek okulun arkasına geldiğimizde sonunda beni rahat bıraktı. Gözlerimiz buluşurken ağzını araladı.
"Lisa ne yaptığını sanıyorsun sen?"
Sırıttım. Bunca zamandır benimle uğraşan kişi söylüyordu bunu.
"Ne mi yaptığımı zannediyorum? Asıl sen ne yaptığını zannediyorsun Jeongguk?"
Adeta tıslar gibi konuştum. "Senin benim üzerimde ne hakkın var ki?"
Koyulaşan irisleri eski kahveliğini alırken hayal kırıklığıyla bana baktı. "Sen Lalisa Manoban değilsin. Sen o değilsin!"
Kahkaham dışarı ile buluştuğunda kollarımı göğsümde kavuşturup ona baktım. "Evet, ben senin sandığın o eski ezik, Lalisa Manoban değilim. Artık kendi gücünün farkında, korkusuz Lalisa Manoban'ım. Ve bunu şu saatten sonra kimse değiştiremez."
Yüzüme bir süre daha ağlayacakmış gibi baktığında gülümsedim. "Ne o, beğenemedin mi Jeon Jeongguk. Agucuk, bugucuk. Kim üzdü seni?"
Aniden ciddileşip konuştum. "Bana onca şeyleri ederken ne kadar zevk alıyordun? Değil mi Jeon Jeongguk? Zevkini bozduğum için hiç mi hiç üzgün değilim."
"Çünkü bundan sonra üzülen ben olmayacağım."
Arkamı dönüp giderken bir an bileğimden tutacak gibi oldu, ancak eli havada asılı kaldı. Oradan ayrılmadan duyduğum son şeye ise anlam verememiştim.
"Ben... Hiçbirinden zevk almadım Lisa..."
___
"Hey Lalisa, okuldan sonra bir şeyler içmek ister misin?"
Kantinde kızlarla oturup çilekli sütümden yudumlarken aniden masamıza gelen Donghyuk ile irkildim.
"Ne?"
"Diyorum ki, okuldan sonra benimle bir şeyler içmek ister misin?" Çapkın bir bakış attığında gözlerimi devirdim. "Olur, ne zaman? Saat kaçta?"
Büyük bir hevesle konuşurken aynı zamanda havalılığından da ödün vermiyordu.
"Seonggyeo Bar'a gidebiliriz. Ya da Multi Bar'a. Aslında Seoul-"
"Donghyuk, uza." Çilekli sütümden içmeye devam ettim. Sinirle bana baktığında sanırsam küçük düşmeyi hazmedememişti.
"Bana bak 'Lalalisa'. İki makyaj yapıp burnunu düzelttirip süslendin diye pek havalara girdin. Ayağımın altına alırım seni."
Ayağa kalktım. "Zaten bu yüzden benimle bir yerlere gitmek istemiyor muydun? Kabul etseydim ilk günden benimle sevişmek isteyecektin. Haksız mıyım beyler?" dedim kantinin içindeki diğer erkeklere bağırarak.
Donghyuk tıslarcasına konuştu. "Plastik canavarından başka bir şey değilsin. Ne kadar değişirsen değiş. Vücudun dışında işe yaramaz-"
"Orospu çocuğu!"
Aniden Donghyuk'un üstüne atlayan beden ile gözlerim sonuna kadar açıldı. Donghyuk yerde yatarken üstündeki beden de ardı ardına rastgele yumruk atıyordu.
"Jeongguk dursana!"
Bağırmam ile kafası aniden bana döndüğünde hızla Donghyuk'un üstünden kalktı. Tıpkı bu sabah gibi bileğimden tutup beni çekiştirmesiyle artan fısıldaşmaları duyabiliyordum.
Okulun çatı katına geldiğimizde durdu. Hışımla bana döndüğünde ürkmüştüm.
Nefes nefese iken konuştu. "Senin acı çekmenden zevk aldığım için değil. Senin dikkat çekmenden korktuğum için eski Lalisa'yı istiyorum."
"Ne olurdu benim olarak kalsaydın?"
____
Yeni hikayem Coffee'ye bakmayı unutmayın civcivlerim~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FяεαkあLιsκοοκ
FanfictionBir ucube olduğumu söylüyor Liskook au First:07.04.20 Last: Cover by: @Gahashira 2020|©haneullius