Multimedia Nazlı
Gece sık sık uyanmıştım. Çok rahat uyuduğum söylenemezdi. Bende çizim yaptım, ders notlarıyla ilgilendim. Başımdaki ağrı tarif edilemezdi. 2 tane ağrı kesici içmeme rağmen fayda etmedi. En son sabah 06.00'da uyandım ve daha da uyumadım. Kaan aklımdan çıkmıyordu. Sabah o kadar yakın davranıp, o kızla yanıma gelmesini hala anlayabilmiş değilim. Kalkıp hazırlanmaya başladım. Siyah pantolonumu ve kırmızı desenli bluzumu giyindim. Saçlarımı da mısır örgüsü yapıp parlatıcı ve rimelimi sürdüm. Anahtarlarımı, telefonumu ve çantamı aldıktan sonra mutfağa indim. Kahvaltı hazırdı ama hiç iştahım yoktu. Suzi'yi öptükten sonra evden çıkıp arabaya doğru yürümeye başladım. Başımdaki ağrı hala geçmemişti. Gözlerim cayır cayır yanıyordu, çok yorgundum. Okula her zamankinden biraz daha geç gelmiştim. Nedense bütün park yerleri doluydu. Boş bir alan gördüm ama Kaan'ın hemen arabasının yanında olduğunu fark ettiğimde başka yer aramaya başladım. Tam bir yere girecekken siyah bir jip oraya girmeye yeltendi. İçindeki Nazlı'ydı. Surata bak, cadı.
"Aa günaydın canım. Arabanı çeker misin biraz?"
"Sebep?"
"Ay ne sebebi canım, arabamı park edicem işte."
"Valla canım kusura bakma ama buraya ben koyuyorum arabamı. Hadi sen başka bir yere. Baay!"
Diyerek hızla arabamı boş yere park ettim. Ooh canıma değsin. Dolan dur gergedan kafalı!
Arabadan inip okula doğru yürümeye başladım. Sınıfın önünde Kaan'ı gördüm. Sanırım beni bekliyordu ama hiç konuşamazdım onunla. Tam kapıdan içeri girecekken önümde durdu. Sağa kaydım, benimle sağa kaydı. Sola kaydım, yine sola kaydı.
"Çıkar mısın?"
"Hayır."
"Kaan çıkar mısın dedim."
"Duru hayır dedim."
"Uğraşamam seninle ya çekil git önümden."
Dememle beni kolumdan tutup başka yere çekmesi bir oldu.
"Bak Duru hoşlanmadığım hareketler yapıyorsun, neydi öyle çekip gitmeler falan?"
Dedi hesap sorar gibi. Şaka mı bu ya?
"Ne diyorsun sen ya? Hesap mı soruyorsun bana? Git önce doğru düzgün konuşmayı öğren. Sana açıklama yapmak zorunda değilim ben!"
Dedim sesimi yükselterek ve yanından ayrıldım. Sınıfa girdiğimde elim ayağım titriyordu. Hangi hakla benimle o şekilde konuşabilir?
Yanıma bir kız oturdu. Titrediğimi fark etmiş olacak ki tedirgin bir şekilde bana bakıyordu.
"Pardon? İyi misin? Titriyorsun."
Dedi ürkekçe. Şimdi uyuşturucu falan kullandığımı zannetmesin bu.
"İyiyim, teşekkür ederim. Etrafta uyuz, gereksiz insanlar var. Sinirimi bozdular da biraz."
"Aynen öyle, dolu onlardan. Biliyor musun ne dedi bana?"
Dedi hızlı hızlı. Canım ya kim ne dedi sana, nereden bileyim ben?
"Bilmiyorum, ne dedi?"
"Ben bu gece bizim çocuklarla dışarı çıkıyorum dedi. Aynen bunu dedi. Lan sen nereye çıkıyon kime çıkıyon gerizekalı! Kafasını kırmak istedim bir an da zor tuttum kendimi. İçiyorlar hep olmaz ki!"
Bir nefes alsaydın annem, motorun soğusaydı.
"Yaa, tabii haklısın sende. Erkek milleti işte ne yapacaksın."
