Kalp Kırıklığı

165 8 3
                                    

Multimedia Duru.

Alarmın sesiyle yerimden fırladım. Saat 07.00'ydi. Vaktimin olmasına rağmen geç kalma korkusuyla hazırlanmaya başladım. Önce sıcak suyla güzel bir duş aldım. Saçlarımı kuruttuktan sonra düzleştirdim. Çiçekli elbisemi giyindim. Hafif bir makyaj yapıp aceleyle evden çıktım.  Yol üzerinde kendime kahve bir kahve aldım ve okula doğru gitmeye başladım. Arabayla okulun bahçesine girerken neredeyse Kaan'a çarpıyordum. Gülmemek için kendimi zor tuttum. O anki surat ifadesini kaydetmeyi o kadar çok isterdim ki. Arabayı park edip yanına doğru yürümeye başladım.

- Ne güzel bir sabah değil mi? Dedim neşeli bir sesle.

- Yaa, sorma. Ezilme tehlikesi yaşamak harikaydı. Dedi dalga geçermiş gibi.

- Kusura bakma ya. Ama sende yolun ortasından yürüyordun. Tek suçlu ben değilim. Dedim gülerek.

- Haklısın. Neyse, planımız hâlâ geçerli mi?

- Evet. Benim dersim biraz erken bitiyor bu gün, beklerim seni.

- Erken çıkabilirim dersten, sorun yok. Konuşuruz yine.

- Peki görüşürüz. Dedim ve yanından ayrıldım. Onu tanımayı gerçekten istiyordum. Gördüğüm rüyadan olsa gerek, ona karşı tarif edemediğim şeyler var içimde. Hoşlanmak desem o da değil, çok tuhaf. Onunla konuşmaya başlayınca hiç sıkılmıyorum. Ömür boyu şikayet etmeden dinlerim onu. Derslerin bitmesine çok az kalmıştı. Kaan'la buluşmayı kabul ederek çok mu hızlı davrandım bilmiyorum. Benim hakkımda ne düşündüğü hakkında da bir fikrim yok. Hâlâ gördüğüm rüyanın peşindeyim. Bunları düşünürken ders bitti. Hızlı adımlarla sınıftan çıktım ve kantine doğru yürürken Kaan'ı görmeyi umut ettim. Neden hiç aklımdan çıkmıyor anlayamıyorum. Ama güzel bir his, gözlerine baktığımda sıcacık bir duygu kaplıyor içimi. İlklerimi yaşıyorum onunla. Kaan'ı bana doğru gelirken gördüğümde ayağa kalkıp onun tarafına yürümeye başladım. Yanında başka bir kız olduğunu fark ettiğimde tarif edemediğim bir acı hissettim. Kalbimde, bütün vücudumu etkisi altına alan bir duygu vardı. Tuhaf, çok tuhaf. Bu yabancıyla ne yaşadım ki bana bu hissi yaşamama sebep oluyordu? Bana yaklaştıklarında kızın bakışlarını üzerimde hissettim. Kaan'ın gözlerinin içine bakmaya başladım. Gözlerinde anlayamadığım bir şeyler vardı. Sıcak, şefkatle bakan gözleri bu sefer çok boştu. Hiç bir şey hissettirmiyordu. Yanındaki kız konuşmaya başladığında dikkatimi ondan aldım.

- Merhaba canım, ben Nazlı.

Canın batsın inşallah! Kızı dikkatle incelemeye başladım. Uzun boylu, zayıf esmer bir kızdı. Gerçekten dikkat çekici türden. Fakat yüzünde gram samimiyet yoktu. Cadı suratlı.

- Duru bende. Dedim düz bir sesle.

- Memnun oldum tatlım.

Samimiyetsizliğini bu kadar belli etmesini alkışlamak istedim bir an. Bende yapmacık bir gülümsemeyle karşılık verdim ona. Kaan hiç sesini çıkarmıyordu. Yine göz göze geldik. Boş gözleriyle bu kadar derinden bakması dikkatimi çekmişti. Canımı yakıyordu bu bakışlar.

Nazlı Kaan'ın koluna girip konuşmaya başladığında gözlerim direk kollarına kaydı.

- Ee, niye dikiliyoruz ayakta. Gidelim hadi.

Nasıl? Bu da mı geliyor?

Şaşkın gözlerle bakmaya başladım Kaan'a. Yine yüzünde hiç bir ifade yoktu. Daha çok sinirlerimi bozdu bu tepkisizliği. Tabii ki de gitmeyecektim. O kızla karşı karşıya oturup yemek yemek mi? İğrenç.

- Hayır. Yani ben gelemiyorum. Önemli bir işim çıktı. Siz gidin.

Dedim Kaan'a bakarak. Kaan tam ağzını açmış konuşacakken iyi eğlenceler diyip yanlarından ayrıldım. Kalbim kırılmıştı. Arkamdan gelmiyordu. Hızlıca arabama binip sahile doğru sürmeye başladım. Aptallık etmiştim. Ne var sanki rüyamda gördüysem? Tek rüya gören benim sanki. Ne düşündüm ki? Ne olabilirdi? Alt tarafı buluşacaktık biraz konuşacaktık. Sonra? Hiç. Koca bir hiç. Aptal Duru! Aptal. Sen niye tanımadığın birinin buluşma teklifini kabul edersin ki. Sevgilisi var mı, yok mu. Hiç bir şey bilmeden. Ama yine de kırgınım ona. Yaptığı hoş bir hareket değildi. O kızın bakışları altında ezilirken ağzını açıp tek kelime dahi söylemedi. Ama umurumda değil artık, selam verir yoluma bakarım. Telefonum çalmaya başladı, tanımadığım bir numaraydı.

-Alo, efendim?

Ses gelmedi.

-Efendim diyorum? Hay Allah'ım hepsi de beni bulur!

Telefonu kapattım. Sinirlerim iyice gerilmişti. Ağlamak geliyordu içimden fakat ağlayamıyordum. Boğazımdaki düğüm daha da sıklaşmıştı. İyice dolduğumu hissettim. Kalbim büyük kırgınlıklarla dolu. Bu güne kadar biriyle birlikte olmamamın, güvenememin sebebi buydu işte. Sevgiye alışık değilim ben. Sevmekten de sevilmekten de korkuyorum. Alışmak istemiyorum çünkü kimseye. Alışıp sonra ellerimin arasından kayıp gitmesini kaldıramam. Bir şey moralimi bozunca tüm kırgınlıklarım aklıma geliyor. Kime anlatabilirim şimdi bunları? Suzi'ye anlattım bu güne kadar üzüntülerimi ama bir annenin yerini kim doldurabilir ki? Yolda kızının elinden tutmuş, pamuk şekeri kızına yediren anneleri gördüğüm zaman hissettiğim acının tarifi yok. Bir erkek arkadaşım olsa ne beni kıskanan babam, ne de heyecanımı paylaşacağım bir annem var. Ağladığımı fark ettim. Arabayı çalıştırıp eve doğru sürmeye başladım. Eve geldiğimde arabadan inmeden aynada kendime baktım. Makyajım akmıştı ve gözlerim şişmişti. Yüzümü temizledim fakat yorgun ifadem hâlâ kaybolmamıştı. Arabadan inip eve girdim. Annemler evdeydi. Hiç bir şey demeden merdivenlere yöneldiğimde babam seslendi.

- Duru?

- Efendim baba?

Dedim düz bir tonla. Gerçekten hiç konuşmak istemiyordum ve mümkün olduğunca konuşmayı kısa kesip bir an önce uyumak istiyordum.

- Hiç selam vermeden odana çıkıyorsun. Bir sıkıntı mı var okulla ilgili?

- Hayır, yorgunum sadece uyumaya ihtiyacım var.

- Bitanem, eğer bir sıkıntın varsa paylaş bizimle. Elimizden geldiğince yardımcı oluruz.

Neydi şimdi bu cidden? Yapmacıklıkları yüzlerinden okunuyordu. Cevap bile vermek istemiyordum onlara.

- Teşekkür ederim sayın ailem, ilginiz gözlerimi yaşarttı fakat kimseye ihtiyacım yok. İyi geceler.

Dedim ve odama çıktım. Bu gün hem fiziksel hemde zihinsel olarak yorucu bir gündü. Yatağıma uzanıp tavanı izlemeye başladığımda göz kapaklarım ağırlaşmıştı.

----

Merhaba :)

Bu bölümü yazarken çok zorlandım. Yani çok şey geldi geçti aklımdan, yazdım sildim. En sonunda bunları yazdım. Umarım beğenirsiniz. Bu gün için iki bölüm atacağımı söylemiştim. O da 2-3 saate gelir. Fakat sizden bir isteğim var. 93 kişi hikayeyi takip ediyor fakat vote sayısı ve yorum hiç yok. Bizim de hatalarımızı fark edip düzeltmemiz gerekirken sizin ne düşündüğünüz hakkında bir fikrimiz yok. Buna dikkat ederseniz seviniriz.

RüyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin