-4-

540 21 1
                                    

Hikayeyi okuyanlara teşekkür ediyorum ama bilirsiniz iyi mi gidiyor kötü mü bilemedim.

Eğer bir görüş alamazsam kaldırmayı düşünüyorum açıkçası.

Yani eksiklerim yanlışlarım. Beğendiğiniz yerler. Sizi güldüren yerleri öğrenmem benim için çok önemli. Lütfen görüşlerinizi benimle paylaşın.

D-durun bir dakika ne? " Dalga mı geçiyorsun?"

Gayet ciddi bir şekilde tek kaşını kaldırdı. "Sence dalga geçiyor gibi mi duruyorum?"

Açılan ağzımı kapatıp" Sağın solun belli değilde emin olamıyorum."dedim

Elini saçlarına daldırıp ofladı. "Bir sekretere ihtiyacım var ve sende yanılmıyorsam iş arıyordun."

Ellerimi göğsümün altında birleştirdim." Evet de birincisi benim okulum var yani ancak part time çalışabilirim. İkincisi ben sekreterlik nasıl yapılır bilmiyorum."

Ellerini kalçalarına dayayıp " Birincisi uygun. Zaten benim işim genellikle akşam oluyor. Gündür işleri babama ait. İkincisi ise beyin ameliyatı değil bu. Telefonları açacaksın. İmzalamam gereken dosyaları getireceksin." Sonra sırıtarak ekledi. " Birde benim istediklerimi getireceksin."

Sorar gözlerle ona baktım. 2000 lira ne demek bir öğrenci için biliyor musunuz? Ne kadar bu herife gıcık olsamda iş teklifi kabul edilebilirdi. Yani baktım olmuyor istifayı basardım.

Memnun bir şekilde gülümseyip" Eğer burada çalışacaksam buranın ne olduğunu bana açıklaman gerekiyor. Ayrıca sana asla Bey demem. Onun dışında bana sulanırsan sol gözüne yumruğu yersin."dedim sevimli sevimli.

Bana sinsice sırıtıp" Üzerime atlamazsan sıkıntı yok cadı. Bana sadece önemli birileri olduğunda Bey desen yeterli. Buranın ne olduğuna gelirsek. Holding. Kanlı Holding. Duymuşsundur Türkiyenin en başında gelen iş adamı Zafer Kanlı."

Vay anasını. Bu reklamlardaki 'K' logosuna ait şirketti.

Ayda 2000 alacaktım. Pideci olsa ne yazardı?

"Ee anlaştık o zaman."deyip elini sıkmam için uzattı.

Eline yüzümü buruşturup baktım. " Ellerini en son ne zaman yıkadın?"

Pis pis sırıtıp " Bilmek istediğine emin misin?"deyince şokla gözlerim iri iri açıldı.

Öfke patlamasıyla omzuna yumruk attım. Yüzüme sahta bir gülümseme yapıştırıp " Umarım bana her imada bulunduğunda yumruk yiyeceğini anlamışsındır." Dedim

Seksi bir şekilde sırıtıp " Sende asla vazgeçmeyeceğimi anlayacaksın" dedi.

Ah tanrım kaslarını ve seksi suratını düşünmemeliyim. Yoksa ben...

Hayır. Hayır. HAYIR! Kaslarının ekmek pişirecek kadar ateşli olmasını umursamayacaktım. Asla! O dondurma topu gibi kalçalarını düşünmeyece- ahhh yeter!!

Bir adım geri çekilip " ne zaman başlıyorum?" Diye sordum.

Dudaklarını büktü." Şimdi."

Bir an duraksasam da "Tamam. Ben o zaman dışarı çıkıyorum bir şey olursa seslenirsin." Deyip kapıya yöneldim.

Dışarıda daha mütevazi duran bir masa vardı ve tahmin edin ne renkti? Tabiki siyah.

Koltuğa oturmamla telefonun çalması bir oldu. Tereddütle telefonu açtım. " Alo?"

" Kahve istiyorum. Çok sıcak olmasın." Dedi Poyraz sırıtan bir sesle.

" Pardon ben nerden bulacağım kahveyi sana.?"

BeklenmedikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin