-13-

451 14 5
                                    

Bu bölüm biraz duyguların çözülmesi içindi. Rüya ve Poyrazın anlaması için yani.

Kilit noktamız Bulut oldu :)

Hastaneye gireli tamı tamına 3 saat olmuştu. Bir sürü test röntgen tahlil vs yapılmıştı.

Sonuç çenemde bir çatlak ve bir dişimde kırık vardı.

Ağrı kesici ve yaptıkları tedaviyle şişlik çok azda olsa inmişti ve ağrı dayanılmayacak boyutta değildi.

Bütün olanları Poyraz kenardan seyretmişti. Durumun berbat olduğunu duyduğu sırada yüzü pişmanlıkla buruşmuştu ancak hiçbir şey söylemeden öylece dikilmişti.

Serkan amca Buluta her şeyi anlatmıştı. Ben hevesliydim ancak doktor özellikle bugün konuşmamamı söylemişti. Ben ve konuşmamak. Poyraz ve romantiklik kadar uzaktı.

Ona hiç bakmamaya çalışıyordum. Eğer ona gereğinden fazla bakacak olursam onu kolayca affederdim.

Ciğerci kedisi gibi bakıyordu suratıma. Çaresizdi. Bu gözlerinden okunuyordu. Ama bana karşı bir adım atmıyordu.

Bulut bunca zaman boyunca yanımdan ayrılmamıştı. Benden uzak dursa bile daima gözlerini üstümde tutuyordu.

Biraz uzamıştı sanki. Ama onun dışında aynıydı. Kahverengi gözleri uzun kirpikleri ve esmer teniyle oydu işte. Bulutun Lady gaga konser biletini araklayıp eğer dediğimi yapmazsa yakacağımı söyleyip şantaj yaptığımı hatırlayınca kıkırdadım. Ağrı kesiciye kurban artık acı hissetmiyordum.

Kendisi saplantılı denecek kıvamda bir 'little monsters' olduğu için benim söylediğimi harfiyen yapmıştı. Hoş intikamını almıştı ama...

Kıkırdayışıma odadaki herkes sanki 'Bülent Ersoy babam'demişim gibi baktı.

Hepsine ölümcül bakışlar yollayıp önüme döndüm.

Herşey tamam ama Bulutun neden burda olduğu ve beni nasıl bulduğu gizemini koruyordu. Yalnız kaldığımda onu çenemin kırılmasını bile umursamadan sıkıştıracaktım.

Doktor dosyalara bakmayı kesip " Tamam şimdi istirahat etmenizi istiyorum. Minimum derecede konuşun. Şişlik iki güne inecektir. Ve çok sert şeyler yememeye 3 hafta dikkat edin. İlaçlarını saati saatine alın yoksa kemikler güçlenemez ve çatlağın kapanması güçleşir."dedi.

Ona bir söylemeden ayağa kalktım. Odada sadece Serkan amca olduğunu görünce gözlerim endişeyle büyüdü.

Poyraz Buluta bir şey yapmış olamazdı değil mi? Yoksa yapar mıydı? Of şu suratımın haline bak yapmış olabilirdi.

=Bulut=

Kolumda hissettiğim elle yan tarafa döndüm. Poyraz denilen herif bana gelmeni işaret edip sessizce odadan çıktı. Bende onu takip ettim.

Hastane bahçesine çıktığımızda aniden durdu. Bana dönüp kollarını omuzlarıma dayadı. Yüzünü serbest bıraktığında acıyla buruşturup" Bak bunu ona bırak yapmayı düşüneni bile yaşatmam ancak benim damarıma bastı. O halde o herifle nasıl dans ettiğinin görüntüsü kafamdan çıkmıyor. Ama bu olmamalıydı. Benim fıtratımda kadınlara el kaldırmak yok. Heleki ona. -"

Kaşlarımı çatıp " Ablam hata yapmış olabilir. Üzüldüğünde kırıldığında kızıp kıskandığında anlamsız davranabiliyor. Her zaman böyle değil tabi. Ama onu tanıyorum. Ve nasıl dans ettiğini biliyorum çünkü dans eğitimi alıyordu. Ben bile kızıyordum. Ama eğer ona değer veriyor ve böyle anlamsız hareketler yapmasını istemiyorsan önce nerde hata yaptığını düşün. Ablam içen biri değildi. Hatta nefret ederdi. Ona ağır gelmiş olmalı bütün bunlar." Dedim.

BeklenmedikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin