- 5 -

105 19 14
                                    

Yeni gün aydığında jinyoung nerden geldiği bilinmiyen bir sevinç ve enerji ile yatağından kalktı.

Uykusunu çok güzel almış ve şirkete gidip her önüne gelene çevirmenlik yapabilecek potansiyele sahip hissediyordu.

Hemen günlük rutinlerini halledip evden çıktı. Kendisini yine bir tıklım tıklım otobüs macerası bekliyordu. Koşar adımla durağa vardı. Neyseki daha mesainin başlamasına 1 saatten fazla bir süre vardı. 'Yürüyerek gitsem bile yetişirim.' Diye geçirdi içinden. Fakat şirekete varana kadar terden sucuk gibi olmak asla istemezdi.

Otobüs geldiğinde hemen binip kendine yer kaptı. Tam o esnada otobüse cıvarın yaşlı teyzeleri binmeye başladıklarında jinyoung hemen başını cama yaslayarak uyuyormuş gibi numara yaptı.

"Ayh! Şu gençler yok mu? Yaşlanınca göreceğim ben onları."

Jinyoung 'tüh' sesinden sonra yüzünde hissetiği ıslaklık ile göslerini açtı.

"Hanımefendi! Siz ne yaptığınızı zannediyorsunuz!?"

"Aa! Terbiyesiz."

Jinyoung sinirle nefesini dışar8ya verdi. İçinden 'büyüktür jinyoung. Saygılı ol.' Diyerek kendini tuttu ve tekrar eski halini alıp teyzenin bıdıbıdı larına kukak tıkayıp biran önce şirekete varmayı diledi.

...

"Asshi! Bıktım bu teyzelerin gazabından."

Otobüsten indiğinden beridir şirkete varana kadar kendi kendine mırıldanmıştı. Şirkete vardığında ilk olarak hızla kendini lavoboya attı. İlk olarak aynada kendini inceledi. Ardından yüzünü yıkayıp tekrar aynaya baktı.

"Şu bebek gibi yüzüme nasıl tükürebilir. Cani kadın!"

Yüzünü kuruladıktan sonra lavabodan çıkıp şefin odasına gitti. Kapıyı tıklatıp içeriye girdi.

"Günaydın."

Mark tebessüm ile kendine bakan çevirmene tebessüm ile karşılık verdi.

"Günaydın bay park."

Jinyoung içeriye girip kapıyı kapattığında mark'a doğru ilerledi.

"Bugünlük ne yapacağım?"

Mark birkaç dosyayı inceledikten sonra jinyoung'a döndü.

"Bugünlük sadece başkan wang ile tanışsanız yeter."

Jinyoung şaşkınlıkla mark'a bakarken mark gülerek jinyoung'un yanına geldi.

"Başkan wang istemişti zaten boşuna şaşırıp kalma. Hadi."

Mark kapıya ilerlediğinde jinyoung derin bir nefes alıp markın yanına geldi. Birlikte başkan wang'ın odasına vardıklarında ilk mark girdi ve arkasından jinyoung.

"Efendim. Park jinyoung."

Jinyoung eğilerek selam verdi.

"Ben yeni çevirmen park jinyoung. Sizinle çalışmak büyük bir şeref."

Başkan wang tebessüm ederek karşılık verdi.

"Bay park şöyle oturun lütfen."

Jinyoung başkan wang'ın gösterdiği yere otururken mark odayı terk etmişti.

"Biliyorsunuz ki oğlum Çinden yeni geldi ve korecesi dün gördüğünüz üzere çok kötü. Bu yüzden oğluma yardımcı olmanı istiyorum."

Jinyoung başını olumlu anlamda salladı.

"Bay wang'a yardımcı olmak için elimden geleni yapacağım."

Başkan wang tebessüm edip tekrar konuşmaya başladı.

"Fakat bay park biliyorsunuz ki korece her zamanında lazım."

Jinyoung hafif şaşırarak başkan wang'a baktı.

"Ne demek istiyorsanız açık konuşursanız sevinirim."

Başkan wang jinyoung'un cümlesine ciddiyet ile cevap verdi.

"Yani oğlumun sekreteri olmanızı istiyorum."

...(^,^)...

16.5.20

Ultima Lettera (JİNSON♥)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin