-4-

99 7 7
                                    

Jungwoo aynada kendisine garip bir şekilde bakıyor, kendisini tatmin olmuş bir halde bulmak istiyordu.

Chittapon ise ona far sürmek için yalvarıyordu.

"Bebeğim bilmiyorum kendim değilmişim gibi geliyor far sürünce."

Chittapon gözlerini devirip çok sesli bir şekilde iç çekti.

"Gerizekalı altı üstü bir far sürmek istiyorum. Beynini yıkayıp başka biri davranmanı istemiyorum senden."

Jungwoo dişlemekten kızaran dudaklarını büzdü ve kendisine bakmaya devam etti.

"Ay iyi sür be şerefsiz. Hem ne olacak değil mi altı üstü far Ten. Ama ya akarsa?"

Ten Jungwoo'yu tokatlamak istedi o an.

Çenesinden tutup kendisine çevirdi.

"Bak benim minik kelebeğim. O kadar güzel sabitleyeceğim ki, sabaha kadar sevişseniz bile akmayacak bu far. Ne olur kabul et süreyim artık."

"Tamam. Ama gözlerimin yeşilini belli etmeni istiyorum."

Ten ona cevap vermeye ne kadar isteksiz olsa da, birkaç kelime çıktı ağzından.

"Gözlerin yeşil olsaydı ben şu an hamile olurdum."

Jungwoo ona tatlı bakışlarının arasında hareket çekti.

Ot içtikleri geceden sonra Jungwoo onunla konuşmaya devam etmişti.

İki gün boyunca Yukhei ile gece gündüz konuştular.

İlgilerini asıl çeken zıtlıklarıydı.

Ama hiçbiri ikisinin de gözüne çarpmıyordu.

Ki iki günlük mesajlaşma/telefonla arama fazı ile birbirlerini ne kadar iyi tanıyabilirlerdi?

Ten'in de cilve konusundaki katkılarıyla bu akşam barda buluşmak için bir randevu ayarlamışlardı.

Tabii her ne kadar eğlenceli bir hazırlık aşaması yaşasalarda, Jungwoo kaprisleri ve paranoyası yüzünden çıldırmak üzereydi.

Daha doğrusu Ten çıldırmak üzereydi.

Ten'in elindeki fırça sonunda Jungwoo'nun gözkapakları ile buluştu.

Ten geriye çekildi ve eşitliklerini kontrol etti.

"Tek yumurta ikizinden çok çift yumurta ikizleri oldular ama benim kadar yaklaşmadıkça göze bakmıyor. Tabii benim kadar yaklaşabilir ama anlar mı, sanmam."

Jungwoo da kendi görüntüsünü sevmişti. Parlak, ama karanlıktı. Bir reflektör kadar iyi değildi ama.

Jungwoo Ten'in boynuna yapıştı ve kendisine çekti.

"Sana binlerce kez teşekkür ederim Chittapon. Sen olmasan içerideki iki kuru soğan ile çorap seçiyor olurdum."

"Ah biliyorum güzelim."

İçerideki iki kuru soğana gelirsek.

Jaehyun'un Chittapon'a olan platonik hisleri yüzünden çoğu zaman onu görmezden geliyor, veya kısa cevaplarla geçiştiriyordu.

Ve tam olarak şu an, Jaehyun Yuta'nın kucağında uzanmış vaziyette, televizyonda kalitesiz bir dizi izliyordu. Kafasını meşgul tutmak için genelde en gereksiz işlere o koşuyordu.

Normalde Ten'i çok fazla ders çalıştığı için pek göremiyorlardı. Fakat hem bu aralar rahat hem de Jungwoo evdeki testosteron kokusundan fazlaca rahatsız olduğundan Ten şu an Jungwoo'nun yanındaydı.

Toksik // LuWooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin