Seoul,Korea
22:43-17.05.2020
Sabah kalkıp okula geldiğimizde, herşey güzel ilerliyordu. Kook ile birlikte güzel vakit geçirmiştik. İyi bir dost olacağı kesindi. Şimdi ise kimya dersinde hocayı dinlememek ile meşguldük.Açıkça söyleyeyim evet hocayı dinlemiyorduk. Çünkü ders sıkıcı geçiyor ve uykumuzu getiriyordu. Lisa'ya bakıp "Kaç dakika kaldı?" Diye sorduğum anda tam cevap verecekken zil çalmış ve "Bingo!" Dedi.
Sınıftan çıkıp bahçeye indiğimizde Tae, Kook ve parmak patatesin bankta oturduğunu gördüm. Okuldan çıkmamıza sadece bir ders kalmıştı.
Okuldan çıktığımızda hep beraber bizim evde toplanıp birşeyler yapacaktık. Yani planlarımız böyleydi.
Yanlarına gidip Lisa "Ee çıkışta geliyorsunuz dimi?" Diye sorduğunda Tae "Evet geliyoruz" dedi.
•~•°
Eve geldiğimizde herkes buradaydı. Abur cubur tabaklarını hazırlayıp bahçede oturan grubun yanına götürdüğümüzde herkes "Teşekkür ederiz" dedi.
Sonunda bizde Lisa ile oturup yemeye başladığımızda Jisoo "Şişe çevirmece oynayalım!" Diye bağırdı. "Ama bu çok klasik" dedim, bana karşılık "Hadi ama Chae" dediğinde "Tamam tamam" dedim.
Hemen yandaki ufak kola şişesini alıp oynamaya başladığımızda ilk Jennie ve Yoon'a gelmişti. Jennie hemen "D or C?" Diye sordu Yoon ise "Doğruluk" dediğinde yanımda duran Jennie'nin kulağına yaklaşıp "Sen salak mısın? Diye sor" dedim o ise bana garip bir bakış atıp "Sen salak mısın?" Dedi, Yoon ise cevap olarak "Evet, bir dakika ne!" Dediğinde hepimiz gülmeye başladık. Yoon zaten istekli durmuyordu onun bu haline de bu soruyu sormak yakışırdı.
Bir daha döndürdüğümüzde Lisa ve Kook'a gelmişti. Lisa tam soracakken Kook'un telefonu çalmış ve izin isteyip kalkmıştı. En son oturma odasına doğru gittiğini görünce arkasından gittim. Duvarın kenarına geçip dinlemeye başladım.
"Hadi ama o çok saf"
"..........."
"Evet evet biliyorum"
"..................."
"Ondan intikam almak için dediğimi sende biliyorsun"
"................."
"Beni arkadaşı sanıyor salak"
"............."
"Biri duyacak şimdi her neyse kapatıyorum ben görüşürüz Bambam"Duyduklarımla gözlerimden yanaklarıma süzülen yaşları hissettim tam geri dönmüş köşeyi dönecekken beni görmesiyle gözleri fal taşı gibi açılmış "Chae sen ne zamandır buradasın?" Diye sorduğunda "Hadi ama o çok saf dediğinden beri" dedim ağlayarak.
"Chae yanlış anladın" dediğinde omzuna vurup kenardan araba anahtarı almış evden çıkmıştım.
Sinirliydim ve ağlıyordum, hiç düşünmeden arabaya binip çalıştırdığımda son gücümle gaza basıp sürdüğümde Seoul ormanına doğru gidecektim ki kırmızı ışıklarda duramadığımdan karşımdaki binaya çarpıp arabanın yarısının içeri göçmesine sebep olmuştum. Arabada takla atıp kafamı direksiyonun arasına sıkıştırdığımda öleceğimi hissettim.Gözlerim kapanmadan son gördüğüm şey polis kıyafeti giymiş adamlardı.
------------------------------------
~Lisa~
Kook içeri geçtiğinde Chae lavaboya gideceğim diye izin alıp kalkmıştı. Çok geçmeden Kook içeri kafası eğik girdiğinde Tae "Ne oldu?" Diye sordu Kook ise "Chae herşeyi duydu onunla intikam için dost olmaya çalıştığımı herşeyi" dediğinde fal taşı gibi açılmış gözlerimle ona bakıyordum "Sonra ne oldu?" Diye sorduğumda "Gözleri ağlamaktan kıpkırmızıydı omzuma vurup kenardan araba anahtarını aldı ve evden çıktı." Dediğinde Jisoo ve Jennie'ye baktığımda Jennie "İyide Chae'nin ağlarken araba sürmesi imkansız o ağladığında önünü göremez!" Diye bağırdı.Chae'yi aradığımızda hep meşgul çalışıyordu. Jin, Jisoo, Jennie ve ben ayakta bir sağa bir sola yürürken telefonum çalmaya başladı. Ekrana bakmadan telefonu açtım.
"Chae neredesin söyle gelelim"
"Hanımefendi siz Chae'nin nesi oluyorsunuz?"
"Kardeşi sayılırım"
"Kaç yaşındasınız?"
"17 yaşındayım"
"Sizden büyük biri varsa telefonu ona verirmisiniz" dediğinde Jisoo'ya bakıp telefonu uzattım "Büyük birine verin dedi""Evet buyrun"
"Chae, hasta kaza yapmış trafik kazası şuan ameliyatta Seoul Hastanesine gelmelisiniz durumu kritik" Jisoo duyduğu şeyle telefonu yere düşürüp dizlerinin üzerine düştü ardından yaşlı gözleriyle "Chae!" Diye bağırdı."Chae kaza yapmış" dedi son gücüyle, hepimiz ayaklanıp arabalara binip hastaneye gittiğimizde hemen ameliyathanenin önüne koşa koşa geldiğimizde kapıdan girmeye çalıştım ama görevliler içeri almıyorlardı.
Yaklaşık bir, iki saat sonra ameliyathanenin kapısından doktor çıktığında ayağa kalkıp "Chae nasıl doktor hanım" diye sorduğumda maskesini çıkarıp ellerini birleştirdi ardından yere bakıp kafasını kaldırdı.
Gözleri doluydu. "Bunu nasıl söylerim bilmiyorum ama başınız sağolsun hastayı kaybettik" deyip ağlayarak gittiğinde var gücümle "Hayır!" Diye bağırıp dizlerimin üstüne çöktüm. Yere vuruyordum, vura vura ellerim kanamıştı, Tae başımda "Sakin ol Lisa" diyerek ağlıyordu. Arkamı dönüp ayağa kalktım. Kook'a baktığımda gözleri kıpkırmızı olmuştu. Sesimi yükseltmeden sakince "Ne oldu Kook sence değer miydi? Şimdi o bir melek yıldızların yanında olan ufak bir melek değdi mi bir intikam için hı söylesene" dediğimde tek bir kelime bile edememişti. Biz ise hâlâ ağlıyorduk. Kapı açıldığında üstü beyazla kaplanmış bir beden sedye üzerinde çıktığında sedyeyi tutup "Bırakma bizi Chae gitme!" Diye bağırdım Jisoo ve Jennie ise beni tutuyorlardı. Hastanenin terasına Tae ile birlikte çıktığımızda gökyüzüne bakıp ağlayan bir Kook görmeyi beklemiyorduk.
"Daha başlamayan hikayemiz bitti Chae, ben sadece seni sevdiğim için böyle inatlaşıyordum, ben sadece seni seviyordum, amacım bu değildi meleğim bu değildi" diyerek ağlıyordu.
Kook'un yanına gidip sol omzuna elimi koydum Tae ise sağ omzuna elini koymuştu. "O tam şurada" diyip işaret parmağım ile gökyüzünde duran en parlak yıldızı gösterip devam ettim "Ve bizi bırakmadı, bedeni yanımızda olmasa bile ruhu bize sarılıyor Kook" dedim ve kafamı eğdim. Şimdi bitmişti hikayemiz, sona ermişti herşey, her hikayenin mutlu sonla bitmeyeceğinin göstergesiydi.
________________________Üzücü bir bölüm ile karşınızdayım inanın bu bölümü yazarken ağlamamak için zor tuttum kendimi ayrıca kısa keseceğim okuduğunuz bölümü oylayıp bölüm aralarında yorum yaparsanız çok mutlu olurum birde size saat 4 veya 3 gibi bir sürprizim olacak takipte kalın hepinize çok teşekkür ederim 💞