~mutlu olmak mı? neden olayım ki? nedenlerimi yıkalı uzun zaman oldu
Bu şarkını hayatıma dahil eden kişiye minnetdarım♡
Bölüm sonuna doğru aşırı soft bi şeyler oldu lan.
Masanın üzerinde duran kirli tabakları makineye yerleştirdikden sonra odasına doğru yürümeye başladı Taehyung. Kapının önüne geldiğinde açmakla açmamak arasında büyük bi ikilemde kalmışdı. Sonuçda kaç yıllık sevgiliydiler, sayısızca kez böyle anlar yaşamışlardı, hatta birlikde duş bile almışlardı. O yüzden şuan utanmak hiç cazib gelmemişdi Taehyung'a.
Elini yavaşca kapı kulubuna götürdüğünde kendisi bile farketmeden yutkunmuşdu. İçeride göre bileceği herşeye hazır olmalıydı. Çünkü zaten böyle yunan tanrıları gibi efsaneden fırlamış gibi taş bi sevgiliniz varsa, kalbinize dikkat etmeliydiniz.
Sonunda akıl edip kapını açtığında Seokjin'i giyinikli halde görmeyi beklemiyordu. Açılan kapıyla birlikte yarım saattir aynada giydiği gömleğe bakan Seokjin de bakışlarını kapını açan kişiye yöneltmişdi.
Yaşadığı hayal kırıklığını belli etmemek adına Taehyung boğazını hafif temizledi ve sevgilisinin yanına yürüdü.
"Giyindiysen neden hala burdasın?"
Seokjin sanki bunu bekliyormuş gibi Taehyung'a döndüğünde üzerindeki t-shirt işaret etti. Esmer olan bakışlarını az önce Seokjin için seçdiği üste indirdiğinde dudaklarından istemsizce bi 'Oha!' nidası fırlamışdı.
Geniş omuzlu olduğu için t-shirt ona küçük gelmiş, resmen şimdi yırtılacakmış gibi esnemişdi üzerinde. Bi de bunun yüzünden üst bedenine yapışmış, tüm kasları ve hatta göğüsü bile belli olmuşdu parçanın altından.
Sevgilisini çıplak görse bile bu denli etkilenmeyeceğini düşünen Taehyung ise birazdan dışarı çıkacaklarını ve oradaki sürtük kız grupunu aklına getirdiğinde kaşları çatıldı.
"Çabuk bunu üzerinden çıkar ve eski gömleğini giyin. Üzerinde bu varken bahçeme bile adım atmam."
Sesi fazla sert çıktığından kendine bile hayret etmiş fakat kıskançlık tüm bedenini ele geçirdiğinden haklı olduğunu düşünerek ses etmemişdi. Sevgilisini kurda kuzuya yem edemezdi.
Arkasında şaşkın ama bi o kadar da kendisini kıskandığı için memnun bi Seokjin bıraktığından sonra odadan ayrılmış, ciddi olduğu anlaşılsın diye çıkarken kapını çarpmayı da unutmamışdı.
°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°
Evden çıkmadan önce arkadaş gruplarına mesaj atmış ve buluşacakları alanın yerini tarif etmişlerdi.
Şimdi ise çok hoş dizaynlı bi kafede oturmuş, eski zamanlar dekorlu ve duvarları bi müzeymiş gibi tablolarla kapatılmış yerde pencere karşısındaki geniş masada oturuyorlardı.
İkisi de sessizce dışarıdan geçen insanların monoton ve gülümsemeyen yüzlerini izliyor, koşuşturma içinde olan insanların hızlı adım sesleri eşliğinde çikolatalı sütlerini içiyorlardı. Esmer hafifce gülümsedi. Okullarının hemen yanındaki kafedeki anları doluştu hafızasına. Orda 4 kişi gülüp eğlenmelerini, yaramazlıklarını, hatta kafeni yakacak kadar tehlikeli anları hafızasında kıpırdanırken silik ve biraz da buruk bi gülümseme yerleştirdi yüzüne. Eski günleri özlediği için buruktu gülüşü ama şimdi daha güzellerdi sanki?
"Neye gülüyorsun öyle?"
"Hiç. Aklıma bir şey geldi de ona."
Seokjin her ne kadar öğrenmek istese de kafenin kapısında etrafı inceleyen arkadaşlarını gördüğü için sadece kafasını salladı. Ardından nerede olduklarını belli etmek için ayağa kalktı ve el salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Foolish||Taejin|Texting
Fanfiction~|Tamamlandı|~ kimtata: ~tüm yıldızları sığdırmışdık kalbimize, ve gözlerimiz içimize sığan yıldızlar yüzünden parlıyordu bakışlarımızın kesiştiği her an. ve şimdi her günüme herkese umut olan güneşin beni sinir eden ışıkları ile uyanıyorum. geceler...