PrkJm: Taehyung!!
Çabuk benim attığım konuma gel
Seokjin tekneye bindi
Yemin ederim oydu
Ve..
Ve yanında bir erkek vardı
(19:12)
Bindikleri gemi bir yolculuk gemisi
(19:17)
Çok samimiler
Lanet olsun
(19:21)
Çabuk gel
(19:23)Taehyung nihayet ki çıka bildiği duştan aldığı mesajların şoku ile ayrılıyordu. Hızlıca giyinmek istedi, hızlıca bu evden gitmek istedi ve hızlıca bu saçma şeyin ne olduğunu öğrenmek için o sahile varmak istedi.
Üzerine gömleği hızlıca geçirirken gözlerinin dolmasına karşı koyamadığını farketti. Gerçek ola bilir miydi? Yani Seokjin onun da kendisinden gittiği gibi mi gidecekdi? Bir erkekle? Hem de tüm lise yıllarını dersten sonra gittiği sahildeki bir tekneyle?
'Saçma' diye fısıldadı. Saçmaydı işte.
Ne giydiğini, saçının daha kurumadığını bile umursamadı. Hızlıca evden çıktı ve dolduğu için önünü göremediği gözlerine lanet edip elinin tersi ile sildi boncuk boncuk yaşlarını.
Arabasını son hız sürerken hava karardığı için caddede az sayda olan insanlara baktı. Şuan yaptığı hiç bir şeyde mantık aramıyordu. Hangi mantık sahibi insan sahilde olduğunu bile bile yoldaki her insanda sevdiğinin yüzünü arardı ki? Yapıyordu işte. Sevdiği bir yolcu gemisinde çok samimi bir şekilde bir erkekleydi ve Jiminin tanımadığı bir erkek. Yani arkadaşı olmayan bir erkek.
Yaşları yine silerek gözlerini kaplayan öfkeyle elinin altındaki direksiyona ardı ardına yumruklar atmaya başladı.
Sonunda ulaşa bildiği sahile baktı. Arabasını durdurdu. Derin bir nefes aldı. Ardından devam etdirdi derin nefesler almayı.
İnmeye gücü var mıydı? Asla.
İnmek istiyor muydu? Fazlasıyla.
Göreceklerine hazır mıydı? Sanmıyordu.Bir kez daha nefes aldı derinden. Bunların hepsinin kıskançlığı yüzünden uydurduğu büyük bir saçmalık olmasını istedi. Fazlasıyla istedi. Yeni kavuşduğu sevgilisinin aynı şeyi ona yaşatmamasını kalbinde defalarca kez istedi.
Sonunda arabadan indiğinde normalde teknelerin okyanus sularının üzerinde hafif dans eder misali sallandığı alana doğru yürümeye başladı.
Gariptiki eskiden burası hep adam kaynardı, hatta saat gece sularını gösteriyorsa belki de onlarla sayda romantik çift basardı buraları. Ama şimdi.. Kimse yoktu.
Etrafına iyica baktı. Jimin? O neredeydi peki?
Aklı karman çorman olmuş bir halde sadece bir tane teknenin görüş alanına girmesiyle çatık kaşları ile ona doğru yürümeye başladı. Aynı zamanda cebinden telefonunu çıkartıyordu Jimini aramak için.
Başını telefonuna eğmiş Jiminin kayıtlı numarasını ararken ayağının altında olan kağıt parçasına takıldı gözü. Biraz eski gibiydi. Yıpranmış ve normalde dik olan kenarları buruşmuşdu. Biraz daha önüne baktığında aynı kağıtlardan bir kaç tane daha olduğunu farketti.
"Bu saçmalık da neyin nesi?"
'Zaten etrafda kimse yok, deli durumuna düşmem' diye düşünerek fısıldadı seslice. Telefonunu tekrar kapatarak cebine yerleştirdi. Deminden beri çatılmış kaşları ola bilecekmiş gibi daha da çatıldığında eğilerek kağıdı aldı yerden.
Üzerindeki yazıları okumaya başladı.
21 Mayıs 2017
Gittin. Bugün benden gittin Taehyung. Gerçekten bugün mü gittin benden, yoksa daha önce ayrılmış mıydın benden? Ruhun daha önce mi kopmuşdu meğerse ruhumdan?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•Foolish||Taejin|Texting
Fanfiction~|Tamamlandı|~ kimtata: ~tüm yıldızları sığdırmışdık kalbimize, ve gözlerimiz içimize sığan yıldızlar yüzünden parlıyordu bakışlarımızın kesiştiği her an. ve şimdi her günüme herkese umut olan güneşin beni sinir eden ışıkları ile uyanıyorum. geceler...