_9_

265 23 20
                                    

Aklıma gelen şeyle olduğum yere çivilenmisti ve bedeninle iletişimini koparmistim. Beynim iyice saçmalıyor ve bana bir oyun oynuyordu. Umarım öyle yapıyordur yoksa bu hiç mantıklı bir şey değildi. Hızlı adımlarla depodan çıktım. Beynimdeki düşünceler beni ele geçirmiş ve resmen sinir sistemimi bozmuştu. Evin önüne gelince az önce benzettigim koruma yere çökmüş diğerlerinde başında beni nasıl döveceklerini konuşuyorlar. Hih şaka gibi. "Hey! Bir baksanıza siz bana" dedim yerdeki cibiliyetsiz herif dail hepsi ayaklandı. 3 adım atarak onlara yaklaştığımda adını bilmediğim öğrenmekte istemediğim cibiliyetsiz heriflerden biri bana yaklaştı. "Sen çok oluyorsun ama!" dedi uyarıcı sandığı ses tonuyla bende ona karşılık olarak sesli bir kahkaha ile eşlik ettim. Bana ters ters baktığı sırada yüzüne yumruğunu geçirdim. "Sen kim oluyorsun şerefsiz beni döveceksin?!" dedikten sonra ayağımı havaya kaldırıp kafasına gelecek şekil tekme attım. Yer düşmesi ile diğerleri bana bir adım attı. "Siz durun sizde sıra gelecek bu kadar sabirsizlanmayin. Aslında kendinizle guru duymalısınız banada teşekkür etmelisiniz. Çünkü sizin gibi kişiliksiz heriflerle bu diyaloğa girmem bile mucize." dedim ve henüz yerden kalkmamış adamın karnına ayağımı bastırdım.Acıyla inlerken onun sesini duymuş oldugunu düşündüğüm jae_bom ve diğer 6 mafya bozuntusu geldi. Onlara bakmadan devam ettim.Altimdaki cibiliyetsiz herifin karnına tüm gücümle ayağımı daha fazla bastırdıgim sırada bağırışları kulagima doldu. "Hadi kalksana beni dövücektin. Böyle çok sıkıcı oluyor siz bana hiç karşılık veremiyorsunuz ama.." dedim ve güldüm. Arkadan gelen sesin sahibini öğrenmek adına arkamı döndüm. "Ağzını bozarsin sanıyordum" dedi gelen ses. Arkamda ellerini ceplerine sokmuş beni izleyen min yoongiyi gördüm. "Ağzımı bozmaya gerek yok. Gülüşlerimle de küfür edebiliyorum." Ağzımı bozmaya gerek yok gülüşlerimlede küfür edebiliyorum" dedim ona bakarak daha sonra gözlerimi diğerleriyle birleştirdim. Sonra yerdeki cibiliyetsiz herife bakıp yanına eğildim. Belimdeki silahı çıkartıp başına dayadım "Şimdi seni vursam. Kafana kurşun isabet etse" dedim ve bir süre silaha baktım kafamı sağa yatırdım ve devam ettim"Yarım saat beynini arar öyle gerizekalısın"dedim ve ayağa kalktım Arkamdan konuşulan "offf pis koydu", "Bu kıza yavaş yavaş düşüyorum", "Anasını satayım kız lafı orda soktu oradan sanki bana girdi"gibi sözlerle keyiflenmistim. Elimdeki silahı tekrar belime yerleştirdim ve saçlarımı sağa doğru yatırdım.  Gözlerim Jae_bom'a kaydiginda bana yaklaşmaya başladı. Sanki o hiç yokmuş gibi içeri girdim ve bana verilen odaya ilerledim. Odanın kapısını açtım ve kapıyı kilitledim. Kapıyı kilitlememle kapı kulpunun zorlanması bir oldu. Kendimi yatağa atıp telefonumu çıkardım. Xun4 'un dünya üzerindeki tüm üyeleri ile iletişime geçtiği özel sisteme giriş yaptım. Şifreyi girip benim ve diğerlerinin olduğu bölüme tıkladım. Taki artık çalınan kapıdan birde ısrarla ismimin söylenesiye kadar. Sinirle ayağa kalktım. Kesinlikle Jae_bom'a buraya görevlendirenden bunun hesabını soracaktım. Kapıyı açmama eli havada kalmış bir jae_bom  beni karşıladı. "Siktir git ıce break-" dememle kendime lanet ettim. Bu kod adını ona biz vermiştik. O zamanlar kimseye yüz vermeyen şu anki kadar sert ıce storm Jae_bom'a aşık olmuştu. Sevgili olduklarından sonra ise o kadar değişmişti eski Ha_eun. Bu yüzden ona "Ice_breaker" kod adını vermişlerdi taki beni aldatana kadar. Birden içeri dalıp kapıyı kapattı beni duvarla arasına alıp "Hala senin için" Ice breaker olmak güzel Icestorm"dedi ve elini saçıma attı. Saçlarımı yavaşça okşayarak kulağımın arkasına aldı. Hala eli saclarimdayken eline vurdum. "O kadına dokunduğun pis ellerini üzerimden çek. Bu kadar alçalamıcam jae_bom" dedim sinirle. "Birde" dedim ve gözlerinin içine baktım "Biraz daha böyle durursan olacaklardan ben sorumlu değilim" dedim dik duruşumu sergileyerek ama o sanki ben hiç birsey dememişim gibi bana daha fazla yaklaştı. Nefesini dudaklarıma bıraktı ve "Seni seviyorum" dedi fısıldarcasına. Sevseydi böyle yapmazdı, sevseydi aldatmazdi. Üstelik bunu görev içinde yapması iğrenç bir şeydi. Bunu kaldıramazdım. Sadece saçmalıktı beni sevmiyordu eskisi gibi kullanıyordu sadece. Sikik işlerine alet etmeye çalışıyordu. O daha fazla bana yaklaşırken birden kapı açıldı. Jungkook sinirle "Ne Oluyor burada?!" diye sordu. Jae bom önümden çekilip jungkook'a döndü."Sence" dedi ve bana baktı yamuk ağız gülümsedi keten Sonra"konuşuyoruz "dedi. Jungkook hala bana bakarken" Sen her kızla böyle konuşuyorsan seninle işimiz var"dedi. Jae_bom kısa bir gülüş attıktan sonra devam etti. "Rahatsız olsa şuan sağ olabilir miydim sizce bay Jeon? " dedi tek kaşını kaldırırken. "Doğru" diye lafa girdi jungkook kapıya yöneldi ve "Siz devam edin sorun yok" dedi ve kapıyı sertçe kapattı. Sinirle jae bom'un üstüne yürürken oda kapıya yöneldi peşinden hemen bende kapıdan çıktım salonda  olan 7 mafya bozuntusunu  önemsemeden kolundan tutup kendime döndürdüm. "Sen ne yapıyorsun yah?!" dedim sinirle. "Bir şey yapmıyorum sadece eskisi gibi bana inanmanın istiyorum, eskisi gibi olmak istiyorum başka bir şey istediğim yok" dedi bana bakarak.
"Ben sana inandığım için bir gün kaybederim ama sen bu karaktersizlik bir ÖMÜR kaybedersin" dedim hala burnumdan solurken. "Hani siz tanışmıyordunuz?!" diye araya girdi suga. Tam jae bom ağzını açacakken ben size girdim.
"Biz-" sözüme devam edemeden jae_bom "Eski sevgilim" dedi suga'ya bakarak suga ve jungkook bir adım öne atıldı ve birbirlerine baktılar. Jae_bom 'a dönüp "Kusura bakma ama bunu bilmek seninde hakkın" dedim içi içini yiyordu şuan kesinlikle sevgilim var sanıyordu ve bunu duymaktan korkuyordu. "Neyi Ha_eun?!" dedi sert bir tepki vererek. "Adam olsaydın eski olmazdın, bunu" dedim ve kafamı iki yana salladım. "Senden sonra o hatayı yapacağımı mı sandın gerizekalı?" dedim yüzümü butusturarak. "Ah bak seninle  aldığımız kitap vardı bir tane neydi ismi?!" dedim ve düşünmeye başladım "Aşk bahçesi" diye araya giren jae bom'un sesi ile kafamı ona döndüm. " Ne diyordu şair; “Yıkıldı yolunu bekleyen şehir. Şimdi gelsende bir, gelmesende bir "Ne güzel demiş bugün işime yaradı çok sağol ama kitabı sana geri veremicem çünkü çoktan kül oldu."dedim. Diğerleri bir açıklama beklercesine bizi izliyordu biri hariç jungkook öfkeyle Jae_bom'a bakıyordu." Kusura bakmayın "dedim ve sonra gözlerimi bana şaşkınlıkla bakan Jae_bom'a çevirdim. Benden beklemiyordu bunları tabi ondan sonra daha çok geliştim aslında ona teşekkür borçluyum ama oda kusura bakmasın çok bekler." Senlede çok konuşmaya gerek yok benden daha kötülerin layıksın" dedim ve yanından geçtim kolumun tutulması ile bunu yapan gerizekali ya soylicegim lafları aklımda sıralamaya başladım. Kafamı çevirdiğimde kolumu tutanın jungkook olduğunu "Kusura bakarız. Hatta ben baktım bile gel benimle" dedi ve kolumdan çekistirmesi bir oldu. Aklıma gelen şey ile bir an duraksadım. Telefonum sistem açık kalmıştı. Kolumu kendime çekmeye çalışsamda gelmiyordu. Bir dakika ne?!. Şuan bu adam in elinden kurtulamıyordum. "Bay Jeon bırakır mısınız?" dedim hala kolumu cekistirirken. "İstersen sanki kurtulamazsın elimden" dedi yürümeye devam ederken. "Yapabilsem yapıcam ama" diye içimden geçirdim. "Öküz gibisin senden nasıl kurtulurum gerçi kurtulurum ama çok kaslisin kolum acıdı ayy ne diyorum ben" diye tekrar içimden geçirdim birden durup bana bakmasiyla "Ne dedin sen?" dedi saşkınca ona bakıp "Ben.... Onu dışımdan mi söyledim  ahhhh cidden" dedim ve kolumu çekerek içeri koştum içeri girdiğimde herkez benim odamda toplanmıştı suga'nin elinde benim telefonum vardı birden içeri girince bütün gözler beni buldu. Suga bana dönüp "Evet bakalım, bunu nasıl açıklıcaksın Ha_eun?"
😣🔫 😣🔫😣🔫😣🔫😣🔫😣🔫😣🔫
Evet arkadaşlar bu bölümü nasıl buldunuz? Oy vermeyi unutmayın lütfen bir oyu çok görmeyin
Seviliyorsunuz❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️

𝐌𝐲 𝐒𝐞𝐜𝐫𝐞𝐭 𝐃𝐞𝐯𝐢𝐥-𝐇𝐚𝐜𝐤𝐞𝐫 𝐀𝐠𝐞𝐧𝐭(𝐉𝐉𝐊)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin