Highest'in cevap vermesini beklemeden direk konuşmaya başladım. "5.7 Güney batı,0.3 doğu yönündeyim. Konumum kapanıcaktır muhtemelen biraz sonra. Açmaya çalışıcam .Tabi eğer sağ kalırsam"
dememle geri kalan 4 adamın karşımda bitmesi bir oldu onlara artık moodum haline gelmiş olan yamuk gülümsememi sunduktan sonra söze girdim. "Teslim oluyorum" diyerek ellerimi iki yana açtım. Bu yaptığıma şaşırmış olacaklar ki bana bön bön bakıyorlardı.
Bana doğru yaklaşmakları ile bende her adımımda bir kez daha yaklaşıyordum uçuruma. Artık uçurumun sonuna geldiğimde son bir kez arkama baktım. Kendimi hiç bükmeden dik konumda tersten atlayarak atarsam sanırım sudan kolay çıkardım. Önüme döndüm ve"Bu kadar aptal olduğunuz için çok teşekkür ederim size minnettarım"
dememle kendimi aşağıya bırakmam bir oldu. Şuan rüzgarın hızı yüzümün her zerresine hissediyor ve azda olsa korkuyordum. Kendimi zar zor ters dondurdugumde kafa üstü düşmicegim için sevinmiştim. Her saniyede denize daha çok yaklaşırken derin bir nefes aldım ve yüksek bir sesle denizin içine girdim.
Şuan aciz vücudüm denizin derinliklerine doğru savrulurken kolumdan akan kanlar denizin tuzlu, masmavi suyuna karışıyor ve araya yeni bir renk ekliyordu. Saçlarımın yüzüme doğru gelmesi ve kolumun tuzlu sudan dolayı daha çok yanarak kan akışının hızlanması beni halsiz düşürüyordu. Kendimi ne kadar yukarı doğru itsemde çıkamıyordum sudan. Kolumdaki kanlar gittikçe etrafımı kırmızıya döndürdükçe tükenmek üzere olan nefesim beni zorlamayı ihmal etmiyordu.
Gözlerimin kapanmaması için direnirken artık her şeyin buraya kadar olduğunu düşündüm. Artık hiç bir şey duymuyor ve görmüyor gibiydim.
Yüzüme vuran saçlarım ve benim çırpınışlarımın içindeki aciz bedenimi inatla kurtarmaya çalışan ben gittikçe nefessiz kalıyor ve aşağıya çöküyordum. Artık kimsenin beni kurtaramayacagini düşünüyordum ama en azından içim rahattı. Hiç bir zamana Xun4'e ihanet etmemiş ve görevimi layıkı ile yerine getirmiştim, hayatımda bulunan bazı piçlere rağmen.
Şuan lanet etmem gereken bir kişi varsa buda uçkuruna düşkün pezevenk jungkook olmalıydı muhtemelen. Onu kesinlikle ben öldürmeliyim diye içimden geçirirken artık ciğerlerim patlama noktasına ulaşacağını düşünüyordum.
Kalbimin göğüs kafesime sığmıyormuşçasına atması beni çok zorluyordu, zorlukla ağzımı açtım.
Etrafa dağılan baloncukların bağırmamın hiç bir faydası olmıyacağına bir kanıtmış gibi gözümün önünde süzülüyordu. Sırtım sert zemine değdiğinde gözlerimin çaresizlik ile kapanmasına şayit oluyordum.
Taki karşımdaki gördüğüm belirsiz bedene kadar. Ağzımdan çıkan son 3 boloncuk ile gözlerimi sonsuzluğa kapanırmışçasına kapanmış ve bedenim yalnızlıklar içinde ölüme terk edilmiş gibi yardım dileniyordu.
Ölümden kaçmak için attığımız her adım, bizi meğer ölüme götürüyormuş anladım. Ama ölümün sanırım bana son bir iyiliği olucak oda bir daha ölmemem.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐌𝐲 𝐒𝐞𝐜𝐫𝐞𝐭 𝐃𝐞𝐯𝐢𝐥-𝐇𝐚𝐜𝐤𝐞𝐫 𝐀𝐠𝐞𝐧𝐭(𝐉𝐉𝐊)
Adventurexᴜɴ𝟺 ᴀᴅıɴᴅᴀ ɢɪᴢʟɪ ʙɪʀ ʏᴀsᴀ ᴅışı ɢʀᴜʙᴜɴ ᴀᴊᴀɴı ᴏʟᴀɴ ʜᴀ_ᴇᴜɴ ɢöʀᴇᴠ sᴀʏᴇsɪɴᴅᴇ ᴍᴀғʏᴀ ᴏʟᴀɴ ᴊᴇᴏɴ ᴊᴜɴɢᴋᴏᴏᴋ ᴜɴ ʏᴀɴıɴᴀ ᴋᴏʀᴜᴍᴀ ᴏʟᴀʀᴀᴋ ʏᴇʀʟᴇşᴛɪʀɪʟɪʏᴏʀ. ᴊᴇᴏɴ ᴊᴜɴɢᴋᴏᴏᴋ ᴜɴ ʏᴀsᴀ ᴅışı ʏᴀᴘᴛığı ɪşʟᴇʀɪɴ ʙᴇʟɢᴇʟɪ ʜᴀʟɪɴɪ ᴋᴀɴıᴛ ᴏʟᴀʀᴀᴋ ɢᴇᴛɪʀᴍᴇsɪ ɪsᴛᴇɴɪʟᴇɴ ʜᴀᴇ _ᴇᴜɴ ɪʟᴇ ᴊᴇᴏɴ...