2. Bölüm♡

711 124 285
                                    

Multimedya : Melek Kayhan

"Nefesine söz verdi, melek olmayacak."

Deniz yemyeşil çimenlerde dolanırken, gözüne çarpan beyaz elbiseli kadının yanına gitti. Kadın arkasını döndüğünde Deniz'in yüz ifadesi şok haliydi. Kadın zayıf ve sarışındı. Uzun saçlarıyla sanki Melek'in büyümüş hali gibiydi. Kalem kaşları kumraldı, uzun kirpiklerinin arasında güzel gözleri yatıyordu. Deniz şaşkınlıkla, "Melek..." diye fısıldadı.

"Deniz, sevgilim..."

Deniz bunun rüya olamayacak kadar gerçek olduğunu düşündü. Ona dokunmak istediğinde uzaklaşıyordu. Gözden kaybolan kadını bulmak için koşuyordu. Deniz koşarken gözyaşlarını tutamadı.

"Melek dur!"

"Deniz... Yaklaşma."

"Neden? Seni çok özledim Melek..."

"Kalbim," dedi ve elini göğsüne bastırdı kadın. Aynı elini saniyeler sonra yeniden kaldırdığında elinde kan vardı. "Kalbim artık sana çok yakın Deniz.

Sabahın erken saatlerinde yağmurun sesi odayı dolduruyordu. Dünden açık kalan odanın camı odayı bir hayli soğutmuştu. Perde ise dışarıda bir ahenkle dans ediyordu. Saat henüz erken olmasına rağmen hava akşamı aratmıyordu. Dengesiz hava durumu yüzünden insanlar, yazlık ve kışlıkları bir türlü düzene sokamıyorlardı.

Genç adam odaya dolan yağmur sesiyle uyandı. Uyanmak istemedi bir müddet ama zamanla yarışıyordu. Gece gördüğü rüyaya devam edebilmek için saatlerce uyuyabilirdi fakat işe gitmesi gerekiyordu. Söylenerek yataktan kalktığında ilk yaptığı şey ise ayaklarına terliklerini geçirmek oldu. Banyoya gidip duşunu aldı, sanki bir önceki gün çamurda yatmışçasına her sabah duş almayı ihmal etmiyordu. Çoğu zaman uykusundan uyanmasına yardımcı olan birincil şey ise buydu. Duş almak...

Sultan yine her sabah olduğu gibi elinde sıcak ekmeklerle gelmiş, kapıdan girer girmez ayarsız sesiyle, "Günaydın." diye seslenmişti. Her sabah olduğu gibi cevabı sadece Deniz'den almıştı. Uykuya âşık biri olarak Melek sabahları kalkmakta biraz zorlanırdı. Kendince o da haklıydı. Bu yaşta sabahın köründe kaldırıp onu anaokuluna gönderen bu hayat size neler yapmazdı değil mi?

"Melek, küçük hanım. Saat kaç oldu geç kalacaksın."

"Daha çok erken!"

Deniz, "Erken falan değil efendim." diyerek Melek'in üstündeki yorganı açtı.

Ev ahalisi evden çıkmaya hazırlamıştı, birlikte kapıda buluştular. Melek yarı uyur şekilde, "Bu okul işi ne zaman bitecek ya?" diye sordu.

"Yavrum henüz okula başlamadın bile. Bu sadece okula hazırlık, sen şimdiden böyle yaparsan ohoo..." Deniz kızının bir kere daha annesine benzediğini kavramıştı.

Lisede okula beraber giderlerken eşi de hep geç kalırdı. Eşi demişken... Yine gece gördüğü o rüya gelmişti aklına. Hâlâ rüyanın etkisinden çıkamamıştı anlaşılan.

Melek, "Baba annemin bana aldığı hediyeyi de okula götürebilir miyim?" diye sordu babasına.

"Babacığım, ya kaybedersen..."

MELEK (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin