6. Bölüm♡

334 90 113
                                    

Multimedya: Beril Tez

***

"Hayat kavgası kişinin içinde olur. Dile getiremediğimiz, tercüman edemediğimiz ne çok şey var oysaki. Doğru olan ise her zaman içimizdeki kavgamızdır esasen. İç sesinle yaptığın muhasebeyi kimseyle yapamadığında anlarsın gerçekleri. Kabullenmesi güç ve zor olsa da..."

Deniz gece Biricik'in göğsünde uyumuştu. İkisi de gece boyu bahçede uyumuşlardı. Gece ev sessiz ve soğuktu. Sabahın erken saatlerinde ilk uyanan ise Biricik olmuştu. Gözlerini araladığında güneşin ışıklarıyla bir müddet açamadı gözlerini. Üstünde bir ağırlık vardı bunu hissediyordu. Gözlerini yarım yamalak açıp baktığında Deniz iki büklüm Biricik'in omzuna koymuştu kafasını ve kolunu beline sarmıştı. Biricik'in eli de Deniz'in omuzunu sarmıştı. Biricik bu görüntüye gülmeden edemedi, sürekli kavga ve kargaşa içinde olan ikili şu an dip dibe uyuyordu. Biricik'in hoşuna gittiği belliydi. İnce ve uzun parmakları Deniz'in daha yeni çıkmaya başlayan sakallarında gezdi. Oradan saçını buldu. Sonra o çok merak ettiği çenesindeki gamzesine dokundu. Hep gözü o çukura kaymıştı. Şimdi ise haberi bile olmadan dokunu vermişti. Elleri yine yanağına kaydı, kafasını geriye bırakıp bu anın hiç bitmemesini istiyordu.

"Sen daha çok gençsin." Diyebildi. Aralarındaki yaş farkı Biricik'i rahatsız etmiş olacak ki ona bir çocuk edasıyla bakıyordu. "Bense otuzunda bir kadın." Kendi kendine söylediklerinden rahatsız olmuş ve elini hemen çekmişti. Deniz'in kafasını gelişi güzel bıraktı. Deniz rahatsız olmuş bir şekilde pozisyon almaya çalıştı. Biricik uyanmadığını anladığında içeri geçti. Bacakları gece boyu sarkık durduğu için ilk adımlarını zor atmıştı. İçeri girdiğinde içinde onu ele almaya çalışan bir güç Deniz'in odasına girmesi gerektiğini söylüyordu. İç sesine yenik düştü ve odasına girdi. Burası buram buram Deniz kokuyordu. Ne bir parfüm ne bir ten kokusu. Çok farklı bir koku... Bu koku Biricik'i ele geçirirken daha derinlerine çekti. İçinde bir kutuya hapsetmişti sanki, bir an olsun unutmak istemiyordu bu kokuyu. Zamanla eskisin istemiyordu.

Önce duvarlara göz attı. Duvarda bir tabloda melek kanadı vardı. Karanlıklar içerisinden doğan mavi renkli bir melek kanadı. Eser insanı kendine baktırmadan edemiyordu. Hemen yanında Melek'in çocukluk fotoğrafı diğer yanında ise Deniz'le Melek'in parkta resimleri vardı. Biricik gözüne ilişen pembe ciltli defteri aldı. O defterde onu kendine çeken bir şeyler olduğunu fark etti. İlk sayfayı açıp karşısına çıkanı okudu.

"Bugün Deniz'le evlendik! Hayatımın en güzel anıydı düğünüm. Deniz'i çok seviyorum, eğer bir gün benden gitmek isterse

diye çok korkuyorum çünkü her şey çok güzel! Seni seviyorum sevgilim."

Son kelimeleriyle hızlıca defteri kapattı. Bu çok özel bir defterdi. Yaptığının yanlış olduğunu kavramış ve orada kimse olmamasına rağmen utançtan kızarmıştı.

Defteri sakince yerine bırakıp odayı terk etti. Banyoya gidip elini yüzünü yıkadı.

Önce Sultan'a sonra da Melek'e baktı. Melek'in odasının kapısını açtığında yatağında oturmuştu, yeni uyanmış boncuk gözleriyle boş boş bakıyordu. Biricik basta şaşırsa da odaya girip Melek'e yakın olabilmek için çömeldi.

"Kuzum neyin var?"

"Biricik, git lütfen beni böyle görmeni istemiyorum."

MELEK (Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin