Hikaye 17.06.2015 itibariyle yeniden düzenlemeye başlanmıştır. Tüm bölümler düzenledikten sonra yeni bölümler belli aralıklarla gelmeye başlayacaktır.
İlk bölüm 'Deniz Mavisi' adında beğenerek okuyacağınız hikayeye başlayan @BayanUlusoyist 'e ve bana düzenleyip hikayeyi kaldığım yerden devam etmem için destekleyen @beyza-beyza-34 'e ithafen :D
Kurguda epey bir değişme olabilir, hikaye hakkında harika planlarım var okuyan, oy veren ve yorum yapan herkese Teşekkürler :)
İyi Okumalar
~~~
"Ezgiii, aşkımm! Uyanmayı hiç düşündün mü birtanem?"
Tövbe bismillah! Biri beni uyandırıyor hem de aşkım bitanem diyerek.. Bildiğim sevgilim yok. Ayrıca bu kız sesi... Annem beni uyandırmaz böyle, sadece gelir kalk der gider. En son bildiğime göre lezbiyen de değildim. Yoksa beni uzaylılar mi kaçırdı olamaz! Ne kadar salağım iste gözümü açması kıçıma zor geliyor ne alakaysa.Allah biri beni demin öptü mü? Hemen gözlerimi açtım. Tabi ya teyzem! Nasıl unuturum. Bizde olduğu için böyle. Şu sülalemde sevdiğim iki insan var biri teyzem diğeri teyzemin oğlu olan kuzenim. Beni düşünen tek onlar zaten. Neyse... Kahretsin..! Bugün okul var, lanet olsun üç ay tatil nasıl bitti.! Yeni bir okula başlayacağım zaten. Ne kadar iğrenç bir duygu.. Öğkkk! Hep biyolojik annem ve babam yüzünden. Tatilim bile onlar yüzünden bok gibi geçti. Aldatma, boşanma, kavgalar.. derken tatil bitti. Lanet olsun! Evet bugün okula başlayacağım.
"Teyzecim noldu kaç dakikadır sesleniyorum. Bişey mi oldu? "
Teyzemin sesiyle kendime geldim.
"Yok teyze bugün okula gidicem ya çok heyecanlıyım(!)"Ama napabilirim okuldan zaten nefret ediyorum bu sene iyice zor olucak benim için off off!
"Teyzem yapma böyle bak üzülüyorum hadi ama bak bu sene lise sonsun önünde hazırlanman gereken bi sınav var boşlamayacaksın kendini tamam mı? Söz ver bana!"Şu kadının üzerimdeki etkisinden ciddi ciddi nefret ediyorum. Nasıl da tatlı bakıyo öyle teyzelerin bitanesi ya. Yanağından öptüm.
"Teyzelerin bitanesi merak etme sen sırf senin için herşeyin iyi olmasına çalısacağım. Söz bu sene de okul birincisi olucam."
"Ayy! Aşkım benim. Seni çok seviyorum. Hadi hazırlan canım benim. Okula geç kalıcaksın."Yanağımdan öptükten sonra odamdan çıktı. En sevdiğim pembe pijamalarımı çıkarıp okul formalarını giydim. Allahtan forma siyah lakost ve siyah pantolon o güzel en azından. Saçlarım düz olduğu için hiç birsey yapmadım sadece saldım. Parlatıcı ve göz kalemi tamamdır. Aşağıya indim, kahvaltı hazırdı. Annem hala uyanmamış. Çokta umrumda o beni umursamıyosa ben de onu umursamam. Al işte kuzenim de öküz gibi tıkınıyor. Kendi kendime hafifçe gülümsedim. Ne kadar çok sevsem de uğraşmak hoşuma gidiyordu keratayla.
"Şişko..! Tıkındığın yetmiyor mu? Çabuk hazırlan.. Daha ilk günden servise geç kalamam senin yüzünden. " saçlarımı şımarık kızlar gibi arkaya attım. Başta dudağının kenarı kıvrıldı, sonra ise sırıtmaya başladı.
"Şişko diyene bak. Kaç kilosun sen, yetmiş falan mı? Kilo alıcam diye nasıl da yemek yemiyor. " benim gibi 53 kiloluk bir kıza böyle bir şeyi ne cüretle derdi? Hırsla sandalyeyi çekip oturdum ve rastgele kahvaltılıkları ağzıma tıktım. Yemeği bitirdikten sonra ona attığım kızgın bakışları görünce masum gülümsemesini takınıp, konuşmaya başladı.
"Kuzen kızma ya seni düşündüğümden böyle diyorum biliyosun. Yoksa senin yemek yiyeceğin falan yok da yani. " haklıydı. Öyle bir insanım ki herşeyiyle önüme getirilip konulmadığı sürece, kesinlikle aklıma yemek falan gelmezdi.
"Tamam tamam kızmadım şişko seni. Hadi artık kalkalım" şişko dememe göz devirdikten sonra ayağa kalktı. İkimizde teyzemin yanağına sulu birer öpücük bıraktıktan sonra gelen servise doğru yürümeye başladık. Tabiki öküz kuzenim arkadaşlarını görünce beni sattı. Bende bir kızın yanına geçtim. Kız kulaklıklarından dolayı başta beni farketmese de sonradan farketti. Ben de bu sırada onun yandan profilini izledim. Kısa kızıl saçları ve yeşil gözleriyle bana İrlandalıları anımsattı. Kıskanılası beyaz bir teni ve koyu renk dudakları vardı. Hayır ruj falan yoktu o kendi rengiydi. Bana gülümsediğinde utangaçca ben de karşılık verdim.
"Merhaba sen Berkay'ın kuzeni olmalısın. Ben Hira. " sesinde tuhaf bir şive vardı ama tam olarak anlayamadım. Eğer altıncı hissim yanılmıyorsa bu kızla iyi arkadaş olabilirdik. Okula kadar Ayça ile sohbet ettik. Lanet olsun müzik de dinleyemedim! Okula bahçesinden girdikten sonra şok oldum! Her tip insan var burda lan yakışıklısından,kezbanına serserisinden, süt çocuğuna ne biçim okul lan burası! Sare Güngör Anadolu Lisesi... Müdire konuştu, tören bitti. Sınıfımı öğrenmek için müdire Derya'nın odasına gittim.
Derya hoca beni gülümseyerek karşıladı. Sınıfımı öğrendim. Harika bi haber daha! Kuzenimle aynı sınıftayım! En azından kuzenim yani... Sınıfa geçtim. Aman Allahım! O Kıvanç değil mi?! Hemen yanına gittim arkadaşlarıyla konuşuyodu kerata. Kaç sene olmuştu görüşmeyeli. 4-5 sene olmuştur heralde. Arkasına geçip ittirdim. Gerizekalı hemen sıradan düştü. Küçükken de böyleydi hep, biriyle konuşurken hep dengesini kaybederdi. Arkasını döndüğünde beni gördüğünde sırıtmaya başladı.
"Kankam benim inanmıyom lan öküz madem bizim okula geldin niye haber vermiyon amk"
Sırıttım"Ben senin bu okulda olduğunu bilmiyodum kankam nasıl özlemişim oy oy."
Sarılmayı bıraktıktan sonra
"Yanın boş mu? " der demez yanındaki çantayı itip
"Artık boş." deyip gülümsedi ben de gülümsedim ve yanına oturdum. Ders başlayana kadar sohbet ettik. Her şeyi anlattım anne ve babamla ilgili... Biraz hüzünlenmiştim ama, içimdeki hüzün parçacıklarını alıp götürdü Kıvanç. Sonra ders başladı.İçeriye genç ve güzel bir kadın girdi. İngilizce hocasıymış. Adının Nurten olduğunu söyledi. 4 ders işleyip, kitapları aldık. Eve gitme zamanı gelmişti. Kuzenime haber verip, servisle gitmeyeceğimi biraz hava alıp sonra eve geliceğimi söyledim. Daha sonra çantamı alıp sahile gittim. Bir banka oturdum. Müzik açıp dinlemeye başladım.
Hava kararmaya başlamıştı. O kadar çok sorunum var ki. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştım. Artık yorulmuştum galiba. Ben mi güçsüzdüm yoksa normal miydi verdiğim tepkiler. Ya da aptal ergen triplerindeydim bilemiyorum. Ağlamaya başladım.
Kahretsin! Yağmur yağmaya başladı. Eve gitme vakti. Çevrede birkaç gençten başka kimse yoktu. Taksi çağırıp, eve gidiyordum. Ağladığım için taksici bile mal mal bakıyodu. 'Ne bakıyon amk bok mu var' diye bağırmak istiyodum. Dayak yeme pahasına bile... Eve geldim. Taksiciye parayı verip, eve gittim. Odama çıktım. Yatağın altına girdim ağlayarak uyudum...
~~~
Son bir şey daha beğendiyseniz oy verip, yorum yapın; şu küçük yazarınızı azıcık mutlu edin. İyi geceler :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İŞARET [DÜZENLENİYOR..]
Teen Fiction"Bir işaret istiyorum şu hayattan.. " gözyaşlarım arasında gülümsedim. "Ne işareti? " meraklı bir şekilde elalarını açtı. "Artık gülümseyeceğime dair bir işaret... " burukça gülümseme sırası ondaydı. "Belki de işaretin çok yakınındadır.. "