Jeno kutuyu açacakken aklına eski sevgilisi ile tanıştığı ilk gün gelmişti. Şimdi 21 yaşındaydı. Daha 19 yaşında bir liseliyken tanışmışlardı. Üzerinden iki sene geçmesine rağmen o günü dün gibi hatırlıyordu.
flashback
Jeno bugün okul nöbetçisiydi. Normalde son sınıfları okul nöbetçisi yapmasalar da hocanın düşündüğü şeyin aksini iddia ederek küçük bir tartışmaya girmişti. Tartışmanın sonucu olarak da burdaydı işte.
Nöbetçi olmak çok yorucuydu. Bu zamana kadar okul nöbetçisi olmaktan kaçmıştı. Daha doğrusu hep nöbetçi olacağında ya okula gelememişti okula ya da hocaları başka bir insana vermişti görevini -şu an kendisinin başka birisinin nöbetini tutması gibi- bunun gibi şeyler olmuş ve yapamamıştı nöbetçilik. Arkadaşlarından bildiği kadarıyla da yapmak istemiyordu ancak hiç sevmediği o hoca yüzünden neredeyse 4 yıldır kaçtığı nöbetçiliği yapmak zorunda kalmıştı.
Oflayarak öğretmenler odasına ilerledi. Biraz önce biyoloji hocası çağırarak eline birkaç kağıt verip bunların fotokobisini çekmesi gerektiğini söylemişti. Ayak işlerini yaptırıyordu kısacası ve Jeno da bunu yapmak istemiyor ancak yapmak zorunda olmasından nefret ediyordu. Kocaman bir nefret.
Öğretmenler odasına ulaştığında içeride sadece bir öğrencinin ve en sevdiği öğretmen olan edebiyat öğretmeninin olması onu sevindirmişti. Edebiyat öğretmeni çok tatlı bir adamdı ve öğrencileriyle birlikte oturup dedikodu yapmayı çok severdi.
Jeno fotokobi makinesinin önünde fotokobi çeken çocuğa içten içe teşekkür etti. Onun sayesinde en sevdiği öğretmenle daha fazla konuşma yapabilecekti.
Öğretmenler odasına girdiğinde öğretmen onu görür görmez gülümsedi.
"Ooo hoş geldin Jeno."
"Hoş buldum hocam."
Öğretmeni yanındaki boş sandalyeyi işaret ederek oturmasını söyledi.
"Sen buraya pek gelmezsin ne oldu?"
"Hocam sormayın ya. Geçen gün matematik hocası ile ufak bir tartışmanın içine girdiğimizden bahsetmiştim ya"
"Ee"
"İşte bana öğretmenlere karşı gelinmez konulu bir nutuk çektikten sonra bugün nöbetçilik yapmam gerektiğini söyledi. Başka bir ceza vermediğine şükretmeliymişim."
"Bayan Kim miydi sizin matematik hocanız?"
"Evet."
"Ucuz kurtulmuşsun Jeno. Bu kadın var ya kaç öğrenciyi attırdı bu yüzden. Müdür ile arası iyi olunca tabii hemen attırabiliyor. Aman yani dikkatli ol, bir daha karşı gelme. O zaman bu kadar şanslı olmayabilirsin."
Jeno ve edebiyat hocası sohbete dalmışken sohbetleri hocanın telefonunun çalışıyla yarıda kesildi. Hocası özür dileyerek önemli bir telefon olduğunu söyleyip yanından ayrıldı.
Hocası gidince Jeno ve hâlâ fotokobi çekmekle uğraşan çocuk yalnız kalmışlardı. Çocuk konuşmaya karar vermişti.
"Konuşmalarınıza biraz kulak misafiri olmak zorunda kaldım da, sen de mi ceza olarak zorunlu nöbetçilik yapıyorsun?"
"Maalesef öyle. Sen de mi diye sorduğuna göre sen de öyle olmalısın. Yanılıyor muyum?"
Çocuk başını iki yana salladı. Turuncu saçları sallanınca daha da tatlı görünmüştü.
"Hayır, yanılmadın. Senin gibi kader mahkumlarından biriyim ben de."
Jeno çocuğun söylediğiyle gülümsedi.
"Sen kime karşı çıktın da ceza aldın?"
"Birine karşı çıkmadım ben. Sadece basket sahasındaki potanın tekini kırdım."
"Onu nasıl başardın?"
Çocuk ellerini 'bilmiyorum(🤷🏻♂️)' anlamına gelecek şekilde yaptı.
"Bu arada adımı söylemeyi unuttum. Donghyuck ben."
"Benim söylememe gerek var mı? Zaten duymuşsundur ama Jeno ben de."
"Memnun oldum Jeno. Kaçıncı sınıfsın?"
"Son sınıfım. Ya sen?"
"Ben de öyle. Seninle karşılaştığımızı hatırlamıyorum hiç."
"Aynı şeyi söyleyecektim. Normalde son sınıftaki çoğu kişiyi tanırım."
Sohbetleri böylece devam etti. Günün sonunda ikisi de birbirinin numaralarını almışlardı.
flashback end
Hatırladığı anıyla birlikte içinin burkulduğunu hissetti. Daha dün gibiydi her şey, daha dün o buradaydı ve Jeno'nun ellerini tutuyor gibiydi.
Kapağını hâlâ açamadığı kutuyu yatağının kenarındaki komodinin üzerine bıraktı. Bugünlük bu kadar anı yeterliydi. Yoksa oturup ağlamaya başlar ve düzelmeye çalışırken her şeyi daha da çok batırırdı.
Yatağına uzanıp sıkıca gözlerini kapadı. Rüyasında onunla birlikte mutlu olmayı istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
photos//nohyuck
FanfictionBirlikte geçirdikleri anıları sonsuza kadar saklamak isteyen Jeno, bir gün o fotoğraflara tek başına bakmak zorunda kalacağını hiç düşünmemişti. !Uyarı! Bölümlerde geriye dönüşler olacaktır. Geriye dönüşlü okumayı sevmiyorsanız okumanızı tavsiye etm...