Ten

93 11 3
                                    

Gelen ayak seslerini fark eden Jeno Hyuck'u olduğu yerden daha yakınına çekip eliyle ağzını kapadı. Ayak seslerinin sahibi gizli yeri fark etmeyerek gitmişti hızlıca.

Gittiğine emin olduğunda Jeno geri çekilip elini Donghyuck'un ağzından çekmişti. İkisi de susmuş, sadece tavandaki sensöre ateş ediyorlardı. Birbirlerine baktıkları anda gözleri buluşuyor ve anında kaçırıyorlardı.

Oyunun bittiğini duymalarıyla birlikte gizli yerden dışarıya çıkmış, çıkışa ilerlemişlerdi. Yan yana yürüseler dahi tek bir kelime etmiyorlardı.

Dışarıya çıktıklarında kazanan tabii ki onların takımı olmuştu. Gizli yeri bulabilen sadece ikisiydi ve bu da onlara büyük bir avantaj kazandırmıştı.

Mark, Haechan'ın yanına ilerlemiş ve saçlarını okşayarak çok iyi iş çıkardığını söylemişti.

Jeno bunu görmesiyle birlikte sadece birkaç kez yutkunmuş, gözlerini kaçırmıştı. Renjun ve Jaemin'in yanına yaklaşıp gidip gidemeyeceklerini sormuştu. İkili ona karşı olumlu bir yanıt vererek Mark'a veda etmişlerdi. Haechan hâlâ konuşmamıştı, kimseyle. Sadece Jeno gideceği sırada ona bakmış, görmeyeceği kadar uzağa gidene kadar onun arkasından bakmıştı.

Jeno Haechan'ın onu izlediğini bilmeden Renjun ve Jaemin ile birlikte kafeye ilerliyordu. Kafeye vardıklarında hâlâ çok tuhaf hissediyordu. Ancak bu hisleri bir kenara atmaya çalışarak bir yere oturmuştu. İki arkadaşı da onun karşısına oturmuştu. Aralarındaki sessizliği bozan Jaemin'in sorusu oldu.

"Haechan ve sen, o kalede birlikteydiniz, değil mi?"

Başını olumlu anlamda salladı.

"Kötü bir şey mi oldu? Bir şey mi söyledi sana da bu yüzden moralin bozuk?"

"Hayır. Konuşmadık bile."

"O zaman neden böylesin?"

"Kanka bize söyleyebilirsin, biliyorsun. Seni her türlü dinlemeye açığız."

"Biliyorum..."

Derin bir nefes verdi.

"Kaleye ilk olarak ben girmiştim. Sonra ben ateş ederken o da içeriye girdi. Biz birbirimizi görünce şaşırarak kalakaldık öyle. Sonra ben ayak sesi geldiğini duydum."

Renjun da Jaemin de onu büyük bir ilgiyle dinliyordu.

"Sonra?"

"Gelen kişi kaleyi fark etmemeliydi çünkü gizli sonuçta. Karşı takımdan olabileceğini düşündüm. Ama eğer Haechan orada durmaya devam etseydi kırmızı ışığını görüp bizi fark edecekti. Ben de onu yakınıma çekip ışığın yayılmasını engelledim, elimle de bir şey dememesi için ağzını kapadım. Ki işe de yaradı ve ayak seslerinin sahibi bizi fark etmeyip gitti."

"Onunla uzun zaman sonra tekrardan yakınlaşmak sana tuhaf geldi, değil mi?"

"Evet... Bilmiyorum. Çok tuhaftı. Sonrasında hiçbir şey söylemedi. Ben... bir şey der sanmıştım."

"O da senin gibi tuhaf hissetmiştir belki. Şok olmuş da olabilir. Hem sadece sana değil, Mark'a da bir şey söylemedi."

Jeno başını salladı. Arkadaşı haklıydı. Jaemin konuştu.

"Hey! Bugün üzülmeyi yasaklıyorum. Size neyin iyi geleceğini biliyorum. Hadi kalkın gidiyoruz."

Renjun da Jeno da ne olduğunu anlamamışken Jaemin onları çekiştire çekiştire bir mağazaya getirmişti.

"Şimdi ne yapıyoruz biliyor musunuz? Herkese kombinler oluşturuyoruz ve onları deneyerek eğleniyoruz. Tek kural, saçma sapan şeyleri birbiriyle kombin yapın. En düşük puanı alan diğerlerine tatlı ısmarlayacak, kabul mü?"

Bedava yemek fikri ikisine de mantıklı gelmişti ki hızlıca başlarını salladılar. Jaemin gülümseyerek telefonunu çıkardı.

"O zaman başlıyoruz. 10 dakikalık vaktimiz var. 3,2,1 başla!"

Hepsi mağazanın farklı bir yerine ilerlemiş ve olabilecek en saçma kombini yapmaya çalışmışlardı. 10 dakikaları dolduğunda deneme kabinlerinin önünde buluşmuşlardı. Şanslıydılar ki, deneme kabinlerinin hepsi boştu. Her biri bir kabine girip aldıklarını denediler.

Dışarı çıktıklarında birbirlerine bakıp kahkaha atmaya başladılar. Hepsi birbirinden komik olmuştu. Biraz tartışarak kimin sonuncu olacağını bulmaya çalışsalar da buna karat veremeyeceklerini fark etmişlerdi. Bu yüzden hesabı bölüşerek ödemeye karar vermişlerdi.

Mağazadan çıktıktan sonra gidip kafeye oturmuşlar, hem sohbet etmiş hem de eğlenmişlerdi.

Jeno mağazada çekildikleri fotoğrafı gösterdi.

"Bunu paylaşabilir miyim?"

"Niye soruyorsun ki? Paylaş gitsin nolacak?"

"Tamam o zaman."

Saatin geç olmasıyla birlikte tatlılarını yemelerinden sonra üçlü evlerine dağılmıştı.

Evine geldiğinde kendini yatağına bırakmış, eline de telefonunu alıp arkadaşlarıyla olan fotoğrafı paylaşmıştı.

@leejeno

Bu çift beni zorla dışarı çıkarttı 😫 Bir de yetmezmiş gibi aralarında kaldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu çift beni zorla dışarı çıkarttı 😫 Bir de yetmezmiş gibi aralarında kaldım... Yine de eğlenceli dakikalar için çok teşekkürler 😍😋 w/ @huangrenjunie @nanabutjaem

huangrenjunie : beyefendinin açıklamasına bak ya, sanki dövdük 😑
leejeno : aslında gelmesem döverdiniz-
nanabutjaem : biz mi dedik kankanın gelişini unut diye aaa
huangrenjunnie : nankör bu hayatım gel gidelim biz
nanabutjaem : olur
leejeno : tamam tamam küsmeyin

Jeno arkadaşlarının ona verdiği cevaplara gülerken Instagram yine karşısına eski sevgilisinin gönderisini çıkarmıştı.

@leehaechan

Mark ile birlikte yine geziyoruz 👍🏼 Bu fotoğrafta da havalı poz vermeye çalışıyorduk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mark ile birlikte yine geziyoruz 👍🏼 Bu fotoğrafta da havalı poz vermeye çalışıyorduk... Mark hyung zorla çekilmiş gibi duruyor, sevimli 🥺

marklee : belki de gerçekten zorla poz vermek zorunda bırakıldığımdan dolayıdır 🤷🏻‍♂️
leehaechan : sus canada sus 😫
marklee : ™️

Haechan ile Mark'ın fotoğrafına bakıp bugün onunla yakınlaştığı birkaç saniyeyi düşündü sadece. Aklına albümün gelmesiyle gözleri komodininin üzerine kaydı.

Bu albüme bir süre bakmaması onun için daha iyiydi belki de.

photos//nohyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin