Bölüm 6

7 4 0
                                    


                                                 Constantinopolis,540

Akşam karanlığı çökerken kralları kendine hizmet ettiren geleneğin yerine gelmekte olanlar şehirde aradıklarını bulamadıkları üçüncü günü bitirmeye hazırlanıyor ve gayretlerini kaybeder hale geliyorlardı. Büyük bir hızla batmakta olan güneşin ufuk çizgisine yaklaşırken oluşturduğu kızıl turuncu görüntü kimsenin, özellikle kaçakları arayan askerlerin umurunda değildi. Günlerdir çok az bir süre dinlenerek şehrin sokaklarında gezen bu adamlar yorgunluk ve bıkkınlıkla arama çalışmalarında ilk gün olduğunu dörtte hatta onda biri kadar bile gayretli değillerdi. Sokaklarda gezip canları her istediğinde dinlenirken yanlarından geçen çoğu kişiyi görmeyi başaramayacak kadar acizlerdi. Üç gün ve iki gece boyunca biraz da olsun ilerleme olmamasının sebebi buydu. Ellerinden gelebilecek işleri yapmayacak, üşenecek kadar basit ve iş göremez haldeydiler. Onları idare edenlerin içinde olduğu düşüncesiz halde onların bu hali için bir kolaylıktı. İmparatora saldıranın failinin değil de bir hırsızın peşindeler gibi davranıp işlerini savsaklamaları sadece başkalarına yarıyordu. Gaspçılar, şehirde sadece komplocuların arandığını bildiğinden zıvanadan çıkarak gündüzleri bile insanları rahatsız eder, evlerine izin almadan girip eşyalarını yağmalar olmuştu. Çünkü herkes bu arayışın uzun süremeyeceğinin farkındayken birileri küplerini hızla doldurmanın peşindeydi.

Güneş tüm kızıllığı ile hâlâ şehri aydınlatırken bir balıkçı teknesi şehrin en sakin ve gözden uzak limanına girerken içindekiler günlerdir şehirden ve şehirde olanlardan uzaktı. Bir an için kazıklara halatları bağlarken bir asker kalabalığı gördüklerini sanmalarına rağmen bu pek olabilecek bir şey gibi görünmediğinden umursamadılar. Lakin dakikalar sonra balıklarını indirmeye başladıklarında yanlarına gelen ondan fazla askeri gördüklerinde içlerinden bazıları korkuya kapıldı. Kendileri uzun avlarındayken olanları duyduklarında yaşananlardan haberleri olmadığını, bilmeleri dâhilinde daha önce geri döneceklerini söyleseler de bir süre şüpheli bir şey yapmışlar gibi bekletilip tekneleri, herhangi bir mektup ihtimaline karşı üstleri didik didik arandı. Hiçbir şey bulunamamasının ardından ise arananların bulunmasına kadar balığa çıkma ya da teknelerine bir daha yaklaşmamaları salık verildi. Balıklarını kasalarıyla beraber alıp limandan giderlerken hiçbiri yakın zamanda ava çıkma ihtimalleri olmadığı için muylu ya da bu durumdan memnun değildi. Şehirdeki iki aranan suçlu yüzünden şehrin düzenini, biracık da olsa para kazanıp ailesine ekmek götürmeye çalışanların geçimini bozması nedeniyle iki kaçağa değil de bunu yaptıran İmparator Iustinianos'a diş bilediler. Her zaman aynı şeyi yapıp insanların emeğine, hayatına zarar veriyordu. Onun yerine başka birinin, hatta bu aranan adam ve kadını tahtta görmeyi isteyecek birileri içlerinden kesinlikle vardı.

Limandan şehre doğru çıkarken balıkçılardan biri evinin olduğu tarafa gidebilmek için diğerlerinden ayrıldı. Karısının hamile olmasından dolayı onu görmesi gerektiğini dönmeleri öncesinden haber verdiğinden kimse onun yanlarından ayrılışını sorgulamadı. Onun hakkını da diğerleri gibi bir sonraki gün vereceklerinden yanlarından ayrılmasının anlamı ya da onun beraberlerinde gelmesini icap eden bir durum yoktu. Dahası onun karısının hamileliğin son zamanlarında olması nedeniyle zor ve sıkıntılı günler geçirdiklerini bildiklerinden ona yardım edebilecek her şeyi yapmayı ister haldeydiler. Çünkü yanlarındaki bu genç adam yıllar boyu, ava çıkan bu ekip için her zaman en sevilen adam olmuştu. Herkese bir yardımı dokunup, tüm yolculuklarını neşeli hale getiren genç adamı yeniden gülümserken görmek, onunla muhabbet edebilmek için biraz da kendilerinden ve aciliyet gerektiren işlerinden taviz verebilirlerdi.

Evinin olduğu sokağa ulaştığında genç balıkçı bir an için arkasına baktığında kimsenin onu takip etmediğini, sokağında da tedirgin olmasına neden olacak birinin olmadığını görerek rahatladı. Her girdiğinde huzur bulduğu evinin kapısından tedirginlikle girerken ilk güzeller güzeli karısını gördü. Karnının şişliğinin gitmiş, kucağında ise bebeklerinin olduğunu görerek ne düşüneceğini de ne yapacağını da şaşırdı. Odada olan annesini ve diğerlerini görürken kim olduğunu hatırladığı adam ona gülümsedi. Herkesin aradığı o adam ve adamla beraber her yerde aranan İmparator Iustinianos'un üvey kızı tam karşısında, onun evindeydi. Sevinciyle beraber gelen korku onu esir alırken ne yapacağını bilemez haldeydi.

SECRET OF BYZANTİONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin