14.BÖLÜM

201 23 5
                                    

multimedya : ada

Bir yeri terk etmek kolaydır, taki terk ettiğin yer kendi yaşadığın yer olana kadar. İşte en zoru budur. Yaşadığın yeri bırakıp gitmek demek aileni, arkadaşlarını, dilini, ırkını, ülkeni arkanda bırakıp gitmek demektir. İçinizde bir burukluk oluşuverir. Düşüncelerinizi anılarınız işgal eder. Gideceğiniz yerden çok, arkada bırakacaklarınızı düşünerek acı çekersiniz. Bana olanda buydu. Bende ailemi, arkadaşlarımı herkesi ve her şeyi arkamda bırakıp, yeni bir hayat kurmak için gidiyorum. Uçak biletim bu gün için kesilmiş durumda. Bu gün bu ülkedeki son günüm. Nur ve Bülent'e veda etmem için son günüm.

Cenk... Onun yüzüne bakamam, onu görürsem bırakamayabilirim. Ona olan duygularım, iki saat önce yazdığım bir mektup sayesinde ulaşacak.

............................................

İKİ SAAT ÖNCE YAZILAN MEKTUP:

Merhaba ünlü popçu CENK KAMÇI,

Hayatıma, kayan bir yıldız misali düştün. Ama sen basit bir gök parçası değil, hayatımın odak merkeziydin. Yatarken, kalkarken aklımda senden başka bir şey yoktu. Gözlerimi kapadığımda gözümün önüne gelen asi saçların ve kulağında parlayan küpendi. Dinlediğim müziklerin tınısında sen vardın. Okuduğum şiirlerin satır aralarında gizliydin. Seni istem dışı sevdim. Kalbim senin için atmaya başladı.

Seni gördüğümde ellerimle yüzünü keşfe çıkmak istedim, saçlarından tutarak dudaklarını dudaklarıma hapsedip bırakmamak istedim. Herkesin içinde ellerinden tutarak, benim olduğunu bas bas bağırmak istedim.

Bunu fark ettiğimde çok geçti. Sen hiç benim olmadın. Seni hep paylaştım. Ya hayranlarınla ya da en yakın arkadaşımla.

Bunun suçlusu benim. Seni severek, dünyadaki en büyük suçu işledim. Seni severek, en yakın arkadaşıma ihanet ettim. Onun her zaman gülen yüzü, benim yüzümden gözyaşlarıyla doldu. Şimdi ise bize bir şans veriyorum. Ben sensiz, sen ise bensiz mutlu olacaksın. Beni sakın arama! Yeni bir hayat için senden vazgeçiyorum. Sensiz yaşamayı öğreneceğim, sende bensiz yaşamayı öğren.

ADA...

......................................

Elimde bavulumla, gözleri ağlamaktan şişmiş Nur ve kalbi kırılmış Bülent'leyim. Elimdeki bavulu yere sabitledikten sonra nura sıkıca sarıldım. Kulağına doğru

"- nur asla üzülme!! Cenk ya da bir başkası fark etmez, kimse için üzülmeye değmez. Lütfen bana bir daha ağlamayacağını söyle." Dedim. Onu böyle bırakmak istemiyordum. Yinede tek şansım buydu. Cenkle, burada olduğum sürece asla bir şansı olmayacaktı. Ben bu şansı ona giderek veriyordum.

"- cenkle mutlu olacağım ada. Benim için üzülme." Dediğinde içimdeki acı daha da yüzeye çıkmıştı yinede onun için mutlu olacaktım.

Ondan ayrıldığımda Bülent'e döndüm. Yüzünde üzgün bir ifade vardı. Bu ifadesi kendimi kötü hissetmeme neden olmuştu. Uzanıp ellerinden birini tutup, iki elim arasına hapsettim.

"- Bülent, seni sevgili gibi sevemediğim için üzgünüm. Sen her kızın rüyalarını süsleyebilecek bir erkeksin. Umarım kendine benden çok daha iyi birisini bulup mutlu olursun. Ama ben seni her zaman dostum olarak göreceğim. Sen benim için kazanılması zor olan yegâne parçasın. Bendeki değerin nurla eş değerde." Dedim ve ona da sıkıca sarıldım. O ise hiçbir şey demedi ve bana sıkıca sarıldı. Bülent'ten ayrıldığımda bavulumu alarak bilet gişesine doğru yürüdüm. Arkamı dönüp ikisine de el salladığımda kendimi gülmek için zorluyordum. Yeniden önüme döndüğümde ise gözlerimdeki yaşları daha fazla tutamamıştım. Hem kendime hem de Bülent, nur ve en çokta cenk için ağlıyordum.

..............................

Uçakta kendi yerime oturduğumda uçağın havalanmasına, beş on dakika vardı. Telefonumu çıkarıp annemi aradım.

"- alo. Annecim. Uçaktayım. Havalanmamıza beş dakika falan var." Dedim. Annem uçağa bindiğim de kendisini aramamı istemişti.

"- Ada'm canım kızım. Kendine dikkat et. Yabancı memleketlerde başına bir şey gelmesin. Elin gâvurlarıyla konuşurken iki defa düşün." Dediğinde yüzümde bir tebessüm olmuştu. Annem ve babamı ikna etmek zor olmamıştı. Beni eğitimim için Antartika'ya bile göndermeye razı olurlardı ki Amerika daha yakındı.

"- merak etme annem. Yabancılarla sadede dil öğrenmek için konuşurum. Oralarda sadece Türk arkadaşlar edineceğim. Neyse annem ellerinden öpüyorum. Babamı da benim yerime öp. Kapatmam gerek. " Annemin gönlü olsun diye ufak bir pembe yalandan bir şey olmazdı.

"- tamam kızım. Sonra yine konuşuruz." Dedikten sonra telefonu kapatmıştı.

Telefonumun saatine baktığımda mektubumun cenk'in eline geçmiş olması gerektiğini düşündüm. Ben uçaktayken, o mektubumu okuyacaktı. Beni engellemek için zamanı olmayacaktı ve ailem dışında nerde okumaya gittiğimi kimse bilmiyordu. Nur ve Bülent'te de söylememiştim. Yeni hattım sayesinde de bütün irtibatım onlarla kesilmişti. Bundan sonraki hayatlarına adasız devam etmek zorundaydılar.

Uçak hareket ettiğinde gözlerimden istemsiz olarak birkaç yaş daha dökülmüştü. Çantamdan çıkardığım şiir kitabımı alarak kendimi avutmak istiyordum lakin karşıma çıkan şiir ağlamamı daha da şiddetlendirmişti.

"Ve bazen hayattır sevmek,

Birini çok uzaklardayken bile yüreğinde taşıyabilmek."

*ÖZDEMİR ASAF

Cenk sen de sonsuza kadar benim kalbimde yaşayacaksın...

NOT: Merhaba wattpad pıtırcıklarım. hepinizin bildiği gibi bu 14. bölümdü, gelecek bölüm olan 15. bölüm final bölümümüz. inşallah sizi şaşırtmışımdır. umarım hayatınızda bu şekilde seçimler yapmak zorunda kalmazsınız. yorumlarınızı ve votelerinizi unutmayın.

BEN ONA RESMEN AŞIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin