Alican aniden dudağıma bir öpücük kondurdu. Şaşkınlıkla onu izliyordum.
Bir kaç saniye şaşkın şekilde ona baktıktan sonra ne yaşandığını sorguladım.
-Alican?
Alican: Efendim?
-Salak mısın? Öpüp sonra hiç bir şey yokmuş gibi efendim diyorsun?
Alican: Ne oldu ki?
-Ciddi olsana bi. Niye öptün beni?
Alican: Dedin ya İrem'le ciddi misin diye. Benim için sıradan birisi olduğunu kanıtlamak için öptüm.
-Niye kendini kanıtlamak zorunda hissetdin ki? Bu yaptığına inanamıyorum.
Alican: Tamam abartma ya özür dilerim.
-Özel olsun diye yıllarca sakladığım ilk öpücüğümü sana verdim ben. Nasıl abartmayayım?!
Alican: Bana vermişsen ne olmuş? Tipsiz miyim ben?
-Of saçmalama öyle bir şey demedim ben. Tipsiz olmakla alakası yok. Bunun özel bir şey olması ile alakalı.
Galiba fazla yüklenmiştim çocuğa. Üzgün şekilde yere bakmaya başladı. Hay kafama sıçayım.
-Tamam üzülme gel buraya.
Yüzenden bir makas aldıktan sonra bana eve kadar eşlik etti. Yaşadığımın şokunu atlatamamışken bir şok daha geldiğinden habersizdim..
Eve varmıştık bile.
-Teşekkür ederim.
Alican: Burak'tan hoşlandığını biliyorum.
-Efendim?!
Sessiz tepki vermeye çalışsam da şoklar içindeydim ve içimden çığlık atıyordum.
Alican: Duydun işte?
-Nasıl bu kanaate geldin?
Alican: Ece ile Burak birlikteyken onlara nasıl baktığını, ayrıca Burak yalnızken ona nasıl baktığını görüyorum.
Sonuna kadar inkar etmeye odaklanmıştım.
-Yok öyle bir şey. Arkadaşım o benim. Ben eve giriyorum hadi git sen de evine. Görüşürüz yarın.
Alican: İyi, öyle olsun.
Eve girip kapıyı kapattıktan sonra bir süre kapıdan evin içini izleyip, ne yaşandığını algılamaya çalıştım. Alican bu kadar süredir beni biliyor muydu yani? Of kafam yine allak bullak.
Bir kaç saat sonra yine bu konu aklıma takılmıştı. Tam da bunu düşünürken instagram'a girip, Alican'ın fotoğraf paylaştığını gördüm.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ee bu benim çektiğim fotoğrafı? Hayır yeni de değil bir kaç ay oldu. Niye durduk yere koydu ki bunu? Beğenip, yorumlara indim. Çocuğun o kadar çevresi var ki.. bir sürü yorum var. İrem de maşallah 5 milyon tane yorum atmış, "yakışıklı" , "ateşş" , "çok iyisin" falan tarzı.
Beğendikten bir kaç dakika sonra Alican'dan mesaj geldi.
Alican: Hoşuna gitti mi fotoğraf?
-E bunu zaten ben çektim aylar önce.
Alican: Biliyorum senin çektiğini. Sen çektiğin için koydum.
İyi de niye yani? Bana yavşıyor mu bu? Alican, bu hikayenin esas oğlanı Burak! Yapma yani yanarız yapma :/
-Ekeriz de.. bir dakika amk!!! Ben yarın annemle gelicem okula. Offf daha söylemedim bile kadına. Öğretmen de çağıracak zaman buldu ya.
Alican: Sıçtın hayırlı olsun. En son 2 hafta evden çıkmama cezası almıştın. Bakalım bu sefer ne gelecek.
-17 yaşında birisine ceza verildiği nerde görülmüş ki?
Alican: Türkiye burası oğlum, alış bunlara artık.
-Ben gidip anneme söyliyicem. Konuşuruz sonra.
Alican: İyi şanslar.
Annem tv'de "hercai" tekrarı izleyip, kahve içerken yanına gittim. Direk konuya girmemek için yanında oturup, mecbur bu dizi eziyetine bir kaç saat kadar katlandım.
-Anneciğim, annelerin en güzelii. Nasılsın?
Annem: Öt bakalım. Noldu yine?
-Aa ne alaka ya? Annemi merak ettim sadece.
Annem: Tanımıyor muyum seni? Hadii.
-Şey, öğretmen yarın seni okula çağırdı. Önemli bir şey değil. Yarın sabah gel yani okula. İyi geceler.
Annem sorular sorarken koşarak odama gittim. Kapıyı da kapattım. Şarkı da açtım. Duymuyordum hiç bir şeyi. Şimdiden dırdırını çekemem hiç. Yarın zaten yeterince edecek.
Saçma sapan bir sabaha uyandım. Rüyada Burak benim kanlım çıkıyordu. Alican ile kaçıyorduk. Töre falan.. silahlar havada uçuşuyordu. Bir daha annemle "hercai" izlersem var yaa.. kendimi sikerim..
Sınıfa girdiğimde İrem ve Alican bir şey konuşuyordu. Burak ve Ece ise yine bildiğimiz gibi. Alican ve İrem'in konuşmasına girmemek için Burak aşkımın yanına gittim.
-Naber biçz?
Burak: Orospu çocukları. Dün Alican ile bizi almadan nereye gittiniz? Bir girdik sınıfa yoksunuz. İnsan bir haber verir. Aradım da o kadar açmadın.
-Ya ben o aramayı çok sonra gördüm. Acele ile çıkınca sizi almayı da unuttuk. Kusura bakmayın.
Ece: Yok canım ne kusuru. Şu sıralar hiç bizi siklemiyorsunuz zaten.
-Salak mısın Ece? Siz ikiniz kendinizi çekiyorsunuz bir kenara. Cidden suç Alican'la bende mi sizce? Sevgili olduğunuzdan beri gözünüz başka bir şey görmüyor. Bir de sevgili olmamız arkadaşlığımızı etkilemeyecek falan demiştiniz. Görüyoruz zaten etkilemediğini. Yetmezmiş gibi suçu ben ve Alican'a atıyorsunuz.
Burak: Oo küçük bey baya dolmuş bize. Ne o? Sevgili olmamızı mı kıskandın?
-Saçmalama amk ne kıskanıcam sizi?!
Resmen kavga falan ediyorduk şu an. Alican malı da diğer tarafta İrem ile konuştuğu için bizi hiç farketmedi. Hemen seslendim durur muyum?
-Alican gelsene bir buraya.
Alican: Ne ara geldin sen. Görmemişim.
-İrem dışında bir şey görmüyorsun ki. Bir de dün İrem'e karşı bir şey hissetm..
Alican öksürerek konuşmamı böldü hemen.
-Ha şey yani. Baksana Burak ve Ece bize ne diyor. Kıskanıyormuşuz onları.
Burak: Biz Alican'ı kastetmedik. Sen kıskanıyorsun. Görmüyor muyuz sanki bize nasıl sinirle bakıyorsun?
Ece: Aynen.
-Ya ne saçmalıyorunuz siz. Salak mısınız?
O sırada Alican elimden tutup, bana sakin olmamı söyledi.
Bir bölümün daha sonuna geldik. Oylamayı ve yorum yazmayı unutmayın. Yeni bölümde görüşürüz ♡
