Piker'ın önceki bölümlerinden...
Bay Chio'nun sana bir süprizi var.
Yeni ortağın.
Ben tek çalışırım.
Bundan sonra onunla çalışacaksın.
Ormana girdiğimizde arabdan indim. Koşarak ağaçlara doğru gidiyordum. Takside iken arkadaki araba ile tahmini 150 metrelik bir uzaklık vardı. Onlar buraya geldiğinde ben aşağıda, ağaçların sıklaştığı yere ulaşmış olurum.
...Dur biraz kafamın üstünden kurşun mu geçti, tabi ya ilk ikisi tuzaktı yerimi bulmaları için, eğer biraz acele etmezsem az sonra öleceğim.
Neden beni takip ettin? Kim için çalışıyorsun?
Bunu söyleyeceğimi düşünüyor musun?
Yok sadece fantazi olsun diye sormuştum.
Araba ayaklarımın ucunda zar zor durdu. Bir hışımla içeriden bir genç çıktı.
Ne yapıyorsun sen kendini mi öldürteceksin?
Pek öyle bir planım yoktu aslında. hayatım değerli, hem intihar edecek olsam kafama sıkarım. Daha kolay...
...Kris seni seviyorum dostum ne kadar kavga etsek de içimden geldi, cidden seni seviyorum.
Oooo bak sen hangi anlamda peki?
Tam adam vuracaktı ki. Yumruğu arkadan bir el tuttu.
İyi oyun kurucusun.
Ya da iyi oyuncuyum.
L:
Yeni ev adresini de aldık.
Görev başarıyla tamamlandı millet. İyi işti.
Derin bir nefes çektim ve;
Görev yeni başlıyor millet, hiçbir şey tamamlanmadı.
Kıza kendini ne diye tanıttın?
Kore'de şarkıcı olduğumu sanıyor.
Burada ne yaptığını sormadı mı?
Sordu. Annem Amerika'da yaşıyor onu ziyarete geldim dedim.
Xenon:
Geçen geceki arabada geçen konuşma değil mi bu?
Dinleme cihazı takmış arabaya. Kim bilir daha nerelerde dinleme cihazı veya gizli kameralar vardır.
Bir insan kendi büyüttüğü kızı ve oğlanı niye öldürmek ister?
Ya da kendi öldürebilirken niye bu kadar büyük bir organizasyonda bunu yapar. Bu adamın kiminle ne alıp veremediği var?
Xenon özür dilerim. Bir anda patladım, kendimi kötü hissediyorum.
Dudağının yanından öptü.
NEE?? Hani kardeşindi?? İç sesimi kimse duymadığı için şanslıyım.
ŞU BEN HAVASINDAN ÇIK BİZ BİR TAKIMIZ VE KES ŞU LANET SESİNİ, GÖREV DEVAM EDİYOR.
SANA...
Sana kes sesini demiştim.
Kulaklığı söktüm ve üstüne bastım.
Bu işte ya ben öleceğim ya da Carpide artık dönüşümüz yok.
Bomba yerleştirilmiş, uzaktan kontrollü patlatılacak bir bomba. Tabi ya ne kadar mantıklı bir iş. Buraya nasıl girdi acaba? Daha öncesinde sorulması gereken giren kim?
Arkamdan kafama dayanan bir silah ve ardından gelen soru
Kimsin?
...Bana dön.
Kısa cümlelerle verdiği emirler az sonra bayılmama neden olabilir.
Yavaş adımlarla suratımı arkamdaki kişiye doğru dönmeye başladım.
Sence, siz üç arkadaş kadar acemi mi görünüyorum?
~4 saat önce~
Fox kendi kendine mırıldanarak
Hala Chevrolet kullanan mı var?
Elindeki kumandaya küçümser bir bakış fırlatmıştı. Şu kızın bu hareketleri kendimi vurma isteğimin, beynimde yankılanmasını sağlıyordu.
Koltuğun üstünden atlayıp yanına oturdum ve elinden kumandayı hızla çektim.
E-eun n-ne yapıyorsun?
Hayaller kurduracak kadar gerçek misin diye kontrol ediyorum.
Kızarıyordu,gittikçe kızarıyor...
Be-be benim ellerim hiçbir zaman sıcak olmaz. Kan değerle...
Ben ısıtmak istiyorum.
Gözlerime böyle bakmak zorunda mıydın?
Görüyorum ki herkes birbirine dayamış. Aaa durun sakın yanlış anlamayın silahı yani.
L hakhaka atarak
İşte benim kızım. Dedi. Ve
tık ışıkları kapandı...
Ayağa kalkıp çalışma odasına geldiğimde kapının hemen arkasında duvara sırtları yaslanmış şekilde yatıyorlardı. Yüzleri kan içinde,gözleri kapalı bir şekilde idiler. Kris'in kımıldadığını fark etmem uzun sürmedi. Elini Carpide'in elinde götürüyordu. Kusura bakma ama buna daha fazla izin veremem.
Carpide'i kucağıma aldım. Yanından gittiğini anlayan Kris, gözlerini açtı.
Yutkunarak konuşmaya başladı.
Kasığından ve bacağından kurşun yemiş. Taşırken dikkat et. Yanlış bir şey yaparsan kurşun iyice ilerler ve ölümüne yol açabilir.
Bana bir şeyler öğretmeden önce, sadakatin ne demek olduğunu öğren.
Arkamı döndüm ve ilerlemeye başladım. Tek duyduğum uzun bir "Ohh" sesiydi. Uzunca ve huzurluca verilmiş bir ses...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Piker Misilleme
AksiAnlatamayacağımız hikayelerimiz var. -Efendim tanımlanamayan bir uçak görünüyor. -Öyle mi, o zaman tanımlayalım.
