Yağmurlar... Yağmurlar, bereket getirir derler. Yağmurlar onca bitkiye şifa olurken, onca hayvanın ihtiyacını karşılarken, onca insanın hayat kaynağı olurken, o eşsiz toprağın kokusunu burnumuza nüksederken... Yağmurlar bu yönleriyle iyi bir tabiat olayıdır değil mi? Herkesin şükür sebebi? Peki o toprak sevdiklerimizi kendi dünyasına hapis ettiyse? Ve her yağmur sonrası topraklardan çıkan o kokunun sebebi olan yağmuru, hala seviyor muyduk? Sevdiklerimizi bize acımasızca hatırlatan bu yağmuru?
Şimdi bir insan düşünün. Hayatı sağlıklı, mutlu, huzurlu, eğlenceli, heyecanlı geçirmesi gereken.
Aslında hayır, düşünmeyin. Çünkü bu söylediğim, karşındaki insana içinde kıyametler kopsa da 'iyiyim' dediğiniz zamanlardaki gibi bir yalan.
Ama biz gerçekleri konuşuyoruz değil mi? O zaman;
Şöyle bir insan düşünün, hayatı: acı, hüzün, yalnızlık, şiddet, ölümünde. Çaresizliğinde, ailesizliğinde.
Onlar, şansızdı. Böyle düşünüyorlardı. Ama öyle değildi. Onlar her ne kadar inanmak istemeseler de bu yaşadıkları, yaşayacakları onların kaderiydi. Aynı hayatlarının en önemli travmalarını yağmurlu günlerde yaşadıkları gibi. Onlar kaderin bir oyununa daha gelmişlerdi, bir oyununa daha gelmişlerdi, bir oyununa daha gelmişlerdi... Kaderin bu çeşitli oyunları hep kötü sonla bitmişti. Hep yağmurlu günde olmuştu hep yağmurlu günde bitmişti. Yağmurlu günler onlara: zehir, acı, üzüntü, kıyamet olmuştu. İkisi de nefret ediyordu yağmurlu günlerden. Artık:
Onlar için: HER YAĞMUR BİR KIYAMET olmuştu.
Peki bu böyle mi devam edecekti? Hep nefret mi edeceklerdi yağmurlardan?
Yine yağmurlu bir günde, akşamın zifiri karanlığında, tepelerinde onları uyarmak ister gibi son gücüyle çakan şimşekte, bardaktan boşalırcasına yağan yağmurda... Onlar, kaderin hep onlarla oynadığı zamanların birinde tanışmışlardı. Tanıştıkları zamanda bir oyunun içindeydiler. Bu oyunda birbirlerini kurtardıklarını düşündüler. Öyle de olmuştu. Kaderin o oyunundan da kurtulmuşlardı. Ama onlar her şeyden habersizdi. O günden sonra hayatlarında çok büyük değişiklikler olacaktı. Acı çekeceklerdi, kan dökeceklerdi; sevinecek, mutlu olacak, eğleneceklerdi.
Belki de her şeyden habersiz hayatlarının, nefretlerinin, yaralarının şifası olacaklardı. Kim bilir?
Onlar birbirlerini yağmurlu bir akşam vaktinde bulduğunda, başlarına gelen bu olay yağmurlu bir günde yaşadıkları o kıyametlerden biri mi olacaktı yoksa o nefretin şükre dönüşmeye başladığı bir yağmurlu gün mü olacaktı?
BÖLÜM SONU
Bolca sevgi, hüzün, aşk, aksiyon, heyecan vs. içeren hikayeme şans verip, okuduğunuz için, destek olduğunuz için hepinize teşekkür ederim. Umarım hep birlikte nice güzel yerlere geliriz. Nasıl olmuş tanıtım? Sizce sizi nasıl bir hikaye, kurgu bekliyor? Yorumlarınızı bekliyorum. Eğer instagramdan geldiyseniz hesap adınızı yazın, sizleri öyle tanıyabilirim J. Ve en önemlilerinden biri oy atmayı unutmayın. Sizleri seviyorum. Yeni bölümde görüşmek üzere <3.
Hikayemle ilgili bilgileri almak için, iletişime geçmek için ve sorularınızı sorabilmek için, daha bir çok şey için Wattpad hesabımı ve Instagram hesabım= optikpareirem sayfamı takip etmeyi unutmayın.
Sağlıkla kalın. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HER YAĞMUR BİR KIYAMET
Teen FictionKimseye kendinden fazla değer verme. Sonucunda kendin yaralı çıkarsın. -L.A. Küçük bir kız çocuğuydu yaşadığı olaylar zamanında. Hayatının en renkli dönemlerinde olması gerekirken en karanlık dönemlerini yaşamıştı. O da her küçük çocuk gibi eğlenip...