15

3.2K 349 289
                                    

25. Gün 10:32

Polis departmanı

"Efendim! İyi haber!" diye odaya dalan memur yüzünden ayağa fırlayan başkomiser ellerini masaya dayayıp "Ne oldu? Bir gelişme mi var?" dedi.

Toplantı salonundaki masaya sırayla oturmuş 10 kahramanın da bakışları aynı anda kapıya çevrilmişti. Toplantının ortasında bölünmekten rahatsızlık duymuyora benziyorlardı. Aksine iyi haberlerin olması onları heyecanlandırmıştı.

"Ağa giriş yaptık. Sunucu elimizde. Konum bilgilerine ulaşmak üzereyiz!"

Başkomiser "Güzel!" diye bağırdı ve salona döndü, "Müsaadenizle toplantıyı yarıda kesiyorum. Olası bir baskın söz konusu. Kaybedecek tek dakikamız yok."

Ryukyu, Mirko ve Hawks da başkomiserle beraber aşağıya inmek için ayaklandı. Dördü birden salondan koşarak çıktılar. Başkomiser odanın küçük olduğunu ve herkesin sığamayacağını söylemeyi unutmuştu ama o an için bu pek umurunda olmamıştı.

Kontrol odasına indiklerinde başkomiser bilgisayar mühendislerinin omzunu tutup ekrana eğildi.

"Bulabildin mi?" diye sordu ama cevabı biliyordu. %12'si tamamlanmış yükleme çubuğu ona kısaca hayır diyordu.

"Ne kadar sürer bilmiyorum başkomiserim." dedi adam sıkıntıyla. "Önlemleri çok iyiydi. Karşımızda çok zeki bir programcı var."

"Bugün içinde tamamlanır mı?"

"Evet."

"Öyleyse," diyerek arkasına döndü, "Toplantıyı unutun. Tüm polis birimlerini ve gönüllü kahramanları toplayıp ayrıntılı bir baskın planına ihtiyacımız var." Yanındaki memurla göz teması kurup "Sen, gönüllüleri topla." dedi. Ardından diğer bir memuru parmağıyla işaret edip "Sen de polis birimine, jandarmaya, özel birliklere, askerlere... Hepsine haber ver. En az 3 helikopter istiyorum. Anladın sen." dedi.

2 helikopter büyük bir şeydi. Ortalama baskınlar helikoptersiz, büyük baskınlar veya basına duyurulacaklar 1-2 helikopterli ve çok geniş çaplı operasyonlar ikiden fazla helikopterle yapılırdı. Uzun binaların şehri Tokyo semalarında helikopter uçurmak herkesin harcı değildi.

...

Dabi'den 12:33

Shigaraki "Hala ağa sızmaya çalışıyorlar mı?" diye sordu umursamazca. Odasına ağa çoktan sızdıklarını haber vermeye geldiğimi bilmiyordu elbet...

"Girdiler bile."

Ayağa fırladı. Normaldi. En geç 2'ye kadar sızamayacaklarını zannediyordu çünkü öyle hesaplamıştı. Polis departmanı hackerları olan düzayak mühendisleri hafife almıştı.

İşin aslına bakılırsa ben ultra iyi bir programcı değildim. Sırtını bana yaslaması bile büyük bir riskti. Karşıdaki kişiyi hafife alması ise çok büyük bir hataydı.

"Bir şeyler yapamaz mısın?"

"Hayır. Yapabileceğim her 'şeyi' zaten yaptım." dedim sakince. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

"O zaman yayını başlatıyoruz. Çocukları getir. Eğer operasyon yaparlarsa diğer çocuğu kullanacağız."

"Tamam." diye onayladım ve gençleri almak için adımlarımı eski odaya yönlendirdim. Biliyordum ki kaybetmişti. Her şey bitmişti. Artık kaçamazdı, saklanamazdı. Veya... Yapabilir miydi? Kurogiri elimizdeyken kaçabilirdi ancak kaçarsa bir aydır uğraştığı planı bozulmakla kalmayacak bir daha ulaşamayacağı bir rafa kalkacaktı. Bu kadar yaklaşmışken pes eder miydi?

Fail - BakuDekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin