14

3.1K 356 203
                                    

"Hemen!" diye atıldı başkomiser. Toplantıdan daha önemli bir durumun ortaya çıkması hem işine gelmişti hem kayıp çocuklara bir adım daha yaklaşmışlardı.

"Toplantı bitmiştir." dedi iki eliyle masaya dayanarak. "Bay Aizawa ve Bay Nezu dışında herkes dağılabilir. Beyler, size polis arkadaşlarımız eşlik edecek."

İki polis, iki adamın kolundan tutup odadan çıkarırken başkomiser sıkıntıyla iç çekti. Onları sorguya alması gerekiyordu. Eğer suçlu oldukları kesinleşirse, protokol olarak cezaevine gitmelilerdi. 

Bazen istemediği şeyler yapmak zorunda kalabiliyordu.

Yanında duran memurun elindeki sinyal çizgisini takip etmekte kullandıkları beyaz kağıdı aldı. Biraz inceledikten sonra gözlüklerinin üstünden memura bakıp "Konum tespit edebildiniz mi?" diye sordu. Memur başını hayır anlamında sallayınca "O zaman tespit edin. Ben başınızda duracağım. Bu çok önemli bir gelişme."

"Ama efendim sizin sorgulamalarla ilgilenmeniz gerekiyor."

Başkomiser sağ şakağını sertçe ovdu. Memur haklıydı. Sorgulamalar onun asıl sorumluluğuydu. 

"Haklısın," dedi sakince, "Sen git. Sorgular bitince geleceğim. Şimdilik şef sensin."

Kısa süreli terfi, uzun süreli terfileri getirirdi. Bunun bilincinde olan memur ağzı kulaklarında salondan çıktı.

Başkomiser vakit kaybetmeden en alt kattaki sorgu odalarına indi ve etrafı camla kaplı odanın camları ardındaki küçük odaya girdi. Bay Aizawa ve bir memur konuşuyordu. Odanın ses bağlantısını sağlayan düğmeye basınca, sesleri duymaya başladılar.

"Bay Aizawa, bize öğrencinizde gözlemlediğiniz farklılıkları ve değişimleri anlatır mısınız?" dedi sorguyu yapan polis. Eh, gerçek sorgudaki memurlar dizi ve filmlerdeki gibi kaba olmuyordu. Üstelik tabi ki şiddete veya ağır baskıya da yer vermiyorlardı. 

"Kolları. Galiba jiletliyordu. Bir çalışma sırasında kostümünden görebilmiştim."

Gözleri büyüyen polis gizleyemediği bir ilgiyle "Bunu görünce müdahale ettiniz mi?" diye sordu.

"Hayır."

"O zaman direk birinci dereceden suçlusunuz bayım."

"Eğer Katsuki Bakugou'yu tanısaydınız neden tepki vermediğimi anlardınız. O kendi canına kıyamayacak kadar aklı başında biridir. Onu bu denli etkileyen bir duruma karışmaya çalıştığımda bana gelip 'beni kendi halimde bırakın, söz veriyorum iyileşeceğim' demişti. Suçu üstüme alıyorum. Gözaltına alınmam sorun olmaz. Tek istediğim yöntemlerim ve öğretmenliğimin kınanmaması."

Başkomiser, polisin şoka girmiş gibi baktığını görünce mikrofonu açıp Bay Aizawa'ya cevap verdi, "Kınanmayacak, basına bildirilmeyecek. Bildiğiniz üzere protokolü uyguluyoruz. Gözaltına alınacaksınız." 

Bay Aizawa sakince kafasını salladı. Rahatlamış gibiydi.

...

19:20

Dabi'den

"Sanırım sinyal kaçırdın Shigaraki." dedim gülerek. "Aptalsın."

Bana cevap verme gereği duymadan arkasını dönüp odasına girdi. All For One'la konuşması için iyi bir zamandı.

Önümdeki bilgisayara dönüp bilgi ağımıza sızmaya çalışan yabancıya karşı birkaç uygulama başlattım ve önceden hazırladığımız sağlam oyalama kodlarını, kişisel kodlarla karıştırmak gibi bir dizi önlem aldım.

Fail - BakuDekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin