9

3.6K 460 468
                                    

13. Gün 22:34

Dabi'den

Antremanı bitirip çocuğu odasına bırakalı bir buçuk saat oluyordu. Midoriya'ya ait odanın önünden tesadüfen geçerken içeriden gelen burun çekme ve hıçkırma sesleri duymamla durup kapıyı dinlemeye başlamıştım.

"Kacchan, All Might, anne, Aizawa Hocam özür dilerim... Özür dilerim..."

Kapıya yasladığım kulağımı çekip "Aptal çocuk... Bunları benim yerime Shigaraki duysaydı eminim ki birkaç dakikalık elektrik seansı yerdin." diye söylendim.

Kapısını tıklatıp cevabını beklemeden içeriye girdim. Yere oturmuş, dizlerini çekmiş ve kafasını kucağına gömmüştü. Depresyona girmiş yeşil bir ayıcığa benzediği için istemsizce güldüm. 

Sesimi duymuş olacak ki kafasını çevirip şişmiş gözlerle bana baktı. Gülümseyerek yanına gittim ve kafasını kucağıma çektim, "Zor olduğunu biliyorum Midoriya." diye fısıldadım. "Zor... Hem de çok zor. Lütfen kendini bırakma."

"Dayanamıyorum artık," dedi ve hıçkırdı. "Arkadaşlarıma dair en ufak bir şey hissetmiyorum. All For One bütün arkadaşlarını unut dediği için... Hissetmiyorum. Onları artık özleyemiyorum, sevemiyorum, nefret bile edemiyorum."

Omzunu okşayıp onu biraz daha kendime çektim. İlk kez birine bu kadar yakın davranıyordum. Kaybettiğim kardeşlerimden farksızdı benim için. "Sen çok güçlüsün," dedim ve ıslak yanaklarını sildim. "Hatırladığın, hala sevdiğin insanlar var ama değil mi? Adını söylediğin birkaç kişi vardı; annen, All Might, Aizawa Hocan ve... Ve neydi sonuncusunun ismi?"

Burnunu çekip kızarmış gözlerini yüzümde gezdirdi. "Kacchan... O-o da arkadaşımdı ama onu hala seviyorum." dedi ve düşünceli bir şekilde önüne döndü. "Demek... Demek ki o benim arkadaşım değilmiş. Bu beni çok üzüyor Dabi... Ona herkesten daha çok, daha farklı bir değer veriyordum."

Hınzır bir gülüş çakıp "Arkadaştan daha fazlası olduğunuz için olabilir mi?" dedim. Gözlerini kocaman açtı ve "Beni arkadaştan fazlası gibi mi görüyordu yani?" diye heyecanla sordu. Saçlarını okşadım, bu çocuk gözleri kapalı yaşıyor olmalıydı.

"Evet... Belki ailesinden biri gibi veya... Aşık olduğu kişi gibi?"

"Hah... Bakugou Katsuki ölse de beni sevmez."

Bakugou Katsuki mi...

O çocuktan mı bahsediyormuş?

Şimdi her şey mantıklı geliyordu. Bakugou ve Midoriya arasında özel bir bağ vardı ama kendileri farkında değildi. Öyle ki hemen kucağımdaki çocuk onu kurtarmak için kendi canından ve gücünden vazgeçmiş olmasına rağmen aralarındaki ilişkiyi ölse de beni sevmez diyerek aşağılıyordu. Burada kalıp gözlerini açması için ona uzun tavsiyeler vermek isterdim ama zihnen yorgun bir çocuğa eziyet gibi gelirdi. 

Ayağa kalkıp "Bak Midoriya. Çoğu zaman işler göründüğünden daha karmaşıktır," dedim ve elini tutup onu da kaldırdım. "Eğer kafanda dönen tilkilerin söylediği uydurma şeylere inanırsan bu karmaşada kaybolursun. Yani... Düşünmemeye çalış. Olur mu?"

Yorgun bedenini yatağa kadar götürmesine yardımcı oldum. Yumuşak yatağına uzandığında yarı açık gözlerinden bir damla daha yaş düştü. Zoraki bir gülümsemeyle gözlerini silip "İyi geceler." diye fısıldadım.

Elimde olsa onu yanıma alır ve buradan uzaklaşırdım...

Onu her şeyden özellikle Shigaraki ve All For One'dan korurdum...

Fail - BakuDekuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin