14.BÖLÜM: "Asıl şimdi... Her Şey Değişti"

20K 1.2K 727
                                    



Bu adaya geldiğimden beri yaşadıklarımı düşünüyordum. İlk önce kurtadamların varlığını öğrenmiştim. Filmlerde ya da kitaplarda değil, gerçekten var olduklarını. Sonrasında amcamın ve kuzenimin de birer kurtadam olduğunu öğrenmiştim. Ve sanki bu yetmemiş gibi bir de, kurtadamlardan biri bana... bana. O kelimeyi söylemek istemiyorum. İstemiyordum, hayır. Onu hiç tanımıyordum. Benimle daha önce hiç konuşmamıştı bile. Nelerden hoşlanır, nasıl biri, hiç bilmiyordum. İyi biri mi? En önemli soru buydu herhalde. Ya da... kaç yaşında?

Kendimi sanki, ayarlanmış bir evliliğe sürükleniyor gibi hissetmem normal miydi? Nasıl olurda böyle bir şey ile karşı karşıya kalabilmiştim? Şu an, ebeveyinsiz olduğumu en çok hissettiğim zamandı herhalde. Kalbimin ortasında bir sızı vardı. Bir eksiklik. Bunu onlarla konuşamıyor olmanın eksikliği... Bana her zaman yardım eden, her ne olursa olsun yanımda olan o iki kişinin artık hayatımda olmamasının verdiği acı; içimi sızlatıyordu.

Üstelik Jake, yani şu an içimi dökebileceğim tek kişi, de yoktu. Çünkü bu herhangi bir konu değildi; bu onu da yaralayan bir konuydu.

Eve giderken arabada ölüm gibi bir sessizlik vardı. Jake bizimle değildi. Amcamla ikisi, konuşmak için uzaklaştıktan sonra tekrar geri gelmemişti. Biraz kafasını toplaması gerekiyor, demişti amcam, içeriye tek başına döndüğünde.

Emily ise asla yanımdan ayrılmıyordu. Onu şimdiden sevmiştim evet; ama... şu an beni tam olarak anladığını düşünüyordu. Fakat yanılıyordu. O benim hissettiklerimi hissetmemişti. O Paul'u önceden de tanıyordu. Yakın olmasalar bile, yinede. Belki de küçüklüğünden beri onu görmüştü. Ama ben... ben bu yabancı adaya yeni gelmiştim daha. Daha amcam ve kuzenimle bile yeni yakınlaşabilmiştim. Ve Alec'le ise hiç! Hiç. Onu hiç tanımıyordum. Emily, Paul'u sevmeye hazırdı. Ben şu an birini sevmeye hazır falan değildim. Üstelik bu kişi o kişiyse, hiç ama hiç.

Eve geldiğimizde; Emily, ben ve Mason salondaki koltuklara oturduk. Bu gergin sessizlikten nefret ediyordum. Üstelik benim yüzümden olduğu çok belliydi.

Amcamın gözleri ise hep bendeydi. Benimle konuşmak istercesine bana bakıyordu. Ama ağzını açıp da bir şey demedi. Emily'nin yandan ona imalı bir şekilde baktığını gördüm. "Mason, biz kızlara biraz izin vermeye ne dersin?" dedi gülümseyerek.

Mason garip bir şekilde kafasını salladı. "Peki, ben en iyisi yukarı çıkayım."

"Yok." diye fısıldadım. Sesim çaresiz çıkmıştı. "Ben odama gidip birazcık dinleneceğim."

Kalkmaya yeltendim. Emily'de hemen ayaklandı. "Ben de seninle geleyim."

Emily ile beraber yukarı çıktık. Zihnim artık düşünmekten yorulmuştı. Yatağıma oturdum. Emily hemen yanıma oturdu. "Kayla." dedi samimi bir sesle. Yanıma koyduğum elimin üstüne elini koydu. "Senin her zaman yanında olduğumu biliyorsun değil mi? Bilmiyorsan da söyleyim. Her zaman yanındayım. Ve... ve kimse seni zorlamıyor. Bu senin kararın."

"Benim kararım." diye mırıldandım kendi kendime. Bu iki kelimeye gülesim geliyordu. Gerçekten böyle miydi? Ama çoktan istemediğimi söylemiştim ki... Neden hala, hala bu olayı konuşuyorduk?

Odamın aralık duran kapısının arkasından, bir kapı sesi geldiğini duydum. Evin kapısının açılma sesi. Kalbim tekledi. Emily de omzunun arkasından geriye doğru baktı. "Kim geldi acaba?"

Yatağın ucundan kalkan Emily'e, adeta yapıştım. "Dur!"

Emily tedirginlikle bana baktı. "Tamam Kayla, sakin ol." Gülümser gibi oldu. "Bir şey olmayacak."

ŞEKİL DEĞİŞTİRENLER: MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin