"yaa!"

21 4 0
                                    

Ege yanıma gelip elini omzuma koydu.
"Gel odanızı göstereyim"dedi
Ona bakıp "ah süper olur"dedim.

Derin,ben ve Ege ikinci kata çıkıp sağa döndük ve 2. Kapıdan girdik. Oda büyük ve ferahtı iki tane yatak yan yanaydı ve halısından yatak örtüsüne kadar her yer beyazdı.

"Biraz dinlendikten yemek yemeye dışarıya gidelim saat daha çok erken yemek yememişsinizdir eminim"

"Aynen iyi olur"

"Tamam, iyi dinlenmeler"deyip gitti.

Derin'le kendimizi o birine ben birine yatakların üstüne doğru aynı anda bıraktık. Kemiklerimin dinlendiğini hissediyordum resmen. Kısa uyku uyumak istiyordum sonra kalkıp hazırlanır çıkardık.

Saatte baktığım da yarım saat kadar uyuduğumu fark ettim. Derin'i de uyandırıp birlikte hazırlanmaya başladık.
Kot pantolonumu giyip üstüne tişörtümü giydim. Tişörtümü pantolunumun içine koyacakken Derin hemen yanım da bitti bana ters ters bakıp 'cık cık cık' ladı
"Ne?" Dedim
Bavulunun yanına gidip. İçinden bol,beyaz ve biraz uzun bi tişört çıkarttı.

"Biliyodum senin böyle pantolon tişört takılacağını"deyip tek seferde ne olduğunu anlamadan tişörtümü çıkarttı. Elinde tuttuğu bol beyaz tişörtü başımdan geçirip giydirdi. Benzin istasyonun da ki lavaboda ki gibi Derin'in beni izlediği gibi bende onu izliyordum vardır bi bildiği.
Tişörtün eteklerin tutup içeri kıvırarak içimde yarım sporcu atletimin içine sıkıştırdı geri kalan yerleri de düzeltip beni aynanın karşısına dikti. Kendime bakınca pantolon tişörtten daha hoş durduğunu fark ettim pantolonum yüksek bel olduğu için ve tişörtte uzun olduğu için göbeğim açkta kalmıyordu. Açılması için kollarımı kaldırmam gerekiyordu tişört ve pantolon bu haliyle daha güzel duruyordu ve birbirini tamamlıyordu. Saçlarımı tekrar düzleştirip yine önünü ortadan ayırdım ve sağ tarafı kulağımın arkasına attım. Parfümümü alıp bi fıs bileğime sıktım. Bileklerimi birbirine sürtüp boynumun yanlarına dokundurdum ve bi fısta üstüme sıktım.
Derin'e baktığım da pastel tonlarda ki kıyafetleri çok şirin ve tatlıydı. Dizlerinin 5-6 cm üstünde biten pastel mavi eteği üstüne giydiği pastel pembe tişörtü ve uzun hafif dalgalı saçlarıyla çok güzeldi. Çiçeğimsi parfümünü de abartmadan sıktığında hazırdık.
Aşağı indiğimizde Ege ile aynı giyindiğimizi fark ettim onun da üstüne beyaz tişörtü ve altında dar kot pantolon vardı.
Barış bedenine ve kollarına baya bol denebilecek bi gömlek giymişti altında dar siyah pantolon vardı ona acayip yakışmıştı. Üstten de bi kaç düğmesi açıktı.
Daniel'de siyah kargo pantolon ve üstüne bol ve beyaz bi tişört giymişti. Bu üçlü giyinmeyi fazlasıyla iyi biliyorlardı. Dışarı çıkarken fark ettim ki Ege ile yine aynı beyaz ayakkabılar giyinmiştik.

Arabaya geçip restoranta gittik.
Kurt gibi açtım. Masaya oturduk. Garson gelince Ege bir şeyler söyledi ama anlamadım. 5-10 dakika sonra masa kahvaltı masası oldu. Kahvaltının sonuna gelirken Ege ve Barış masadan kalkıp gittiler. Gelince kalktık hep birlikte.

"Ne yapalım" diye sordu Ege

"Hmm bilmem" dedim

"Sinemaya gidelim" diye fikir attı ortaya Barış
Güzel fikirdi hepimiz kabul ettik.

Biletlerimizi almıştık sadece seansımızın gelmesini bekliyorduk, beklerken de AVM de dolaşmaya başladık. Bir mağazaya girdik ve bölümlere ayrıldık. Derin'le birlikte kıyafetlere bakarken çok güzel mini etek bi bahçevan gördüm ve kendi bedenim olanı bulup demedim çok hoşuma gitmişti ve alacaktım. Kabine geri girip pantolonumu giydim alacağım için elimde tuttum. Derin'in de hoşuna gitmişti ve o da alacaktı ama şort olanı alacaktı. O sıra da üçlü geldi. Onlar da bir şeyler almışlardı. Kasaya gittiğimiz de aldıklarımızı ödeyip çıktık. Saatimiz yaklaşıyordu sinemaya dönüp yerlerimize oturduk daha 2-3 dakika vardı ışıklar açıktı.

Ege'nin yanın da ben oturuyordum benim yanımdan sonra da Daniel,Barış ve en son da Derin vardı.

Başımı Ege'ye çevirdiğim de bana bakıyordu.
"Bi saniye"deyip dibime kadar girip gözümün altına dokundu başlangıç ve işaret parmağıyla.

"Kanka napıyon" dedi Daniel sorguyla.
Geri çekilip başımı Daniel'le çevirirken,

"Gözünün altına bişey vardı onu alıyodum"dedi Ege

"Haa dur bakayım"dedi ve elini bana uzatmaya başladı yaklaşırken tam o sırada hızla Ege "yaa!" diyerek Daniel'in koluna vurarak geri itti. Hepimiz Ege'ye gülmeye başladık kaşları çatılmış dudakları büzülmüş bi şekilde bakıyordu. Ne kadar sevimli durduğunun farkında değilmiydi bu.
Işıklar söndü ve reklamlar geçti bitti ve film başladı. Korku filmi izliyorduk aslında biz Derin'le çok korkardık üçlünün gazıyla kabul ettik gece artık beraber yatacaktık yapacak birşey yoktu.

Filmi izlerken ellerimi yüzüme kapatmıştım ve parmaklarımın arasından izliyordum o sıra da korkunç karakter uyuyan kadının arkasından sessizce yaklaşıyordu iyice sırtımdan huylanmaya başlamıştım dirseğimle Ege'yi dürttüm.

"Acayip huylanmaya başladım kolunu omzuma atsana"
Karanlıktan görebildiğim kadarıyla sırıttı ama yine de kolunu omzuma atıp azcıkta o yaklaştı.
Oh be rahatladım sonunda.

Filme ara için 15 dakikalık çıkmıştık. Sinema salonundan çıkıp Derin'le birlikte lavaboya gittik.

Geri döndüğümüzde üçü sinema salonunun kapısının yanıda ayakta bekliyorlardı. Bizim geldiğimizi görünce birlikte içeri girip yerlerimize oturduk ve filme devam ettik.

Ben de salonda ki lere katılarak çığlık attığım da Ege gülerek kolunun altına alıp sarıldı. Etrafta ki herkes korkudan titrerken benim korkmalarım Ege'yi eğlendiriyordu.

"Gülmesene lan"deyip omzuna vurdum.

"Komik olana gülünür"

"Kimik ilini gilinir"diye kısık sesle onu taklit ettim. Ağzıma vurdu hafifçe, ters ters ona baktım.
Hala gülmemek için zor duruyordu.
O değil de acaba Derin ne hallerdeydi vah garip kankam beniiim.
Öne eğilip Derin'e baktım. Kafası koltuğun gerisine yan yaslı bir şekilde duruyordu. Uyumuş mu o? Yok artık! Daha ikinci yarıya girdiğimiz yarım saati anca geçiyordu. Ne ara uyudu acaba? Aman neyse.



Oylamadan geçmeyin behh😂😁

Deli midir nedir?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin