''Her şey hazır mı?''
Kral Min Yoongi'nin sesi büyük ve sessiz salonda yankılandığında Jungkook başını eğdiği için boğuk çıkan sesiyle konuştu. ''Evet, efendim.''
''Güzel,'' dedi memnun olmuş bir şekilde Kral Min Yoongi. ''O halde başlayalım mı?'' Tahtından ayağa kalkarak önündeki birkaç basamağı indi ve Jungkook'un tam karşısında durdu. Jungkook başını kaldırarak krala bakmış, ''Size eşlik edeyim,'' diyerek geri çekilmişti Min Yoongi'nin geçmesi için.
Min Yoongi, gösterilen bu saygıdan hoşnut, yürümeye başladı. Salondan çıktılar, büyük ana bahçeyi geçtiler ve sarayın arka tarafında kalan, Min Yoongi'den ve onun izin verdiği kişilerden başka kimsenin girmeye izni olmadığı bölgeye girdiler.
Gece yarısına az kalmıştı. Ay gösterişli bir şekilde havada asılıydı, hafif bir rüzgar vardı. Tam Yoongi'nin istediği bir ortamdı. Sessiz ve sakin.
Kulaklarına gelen ateşin çıkardığı cızırtılar kalbinin heyecanlanmasını sağlamıştı. Eğer gece umduğu gibi giderse ve umduğu gibi bir sonuç elde ederse kimse onu tutamazdı.
''Majesteleri,'' Görüş açısına giren kadın eğilip ona selamını verdiğinde ''Nasılsın Neva?'' diye ona hatırını sormayı denedi. Kadın yutkundu ve hafifçe başını kaldırarak krala baktı. ''İyiyim, efendim.'' dediğinde Yoongi başını salladı. ''İyi, iyi. İyi olman bizim için önemli. Yoksa senden daha iyi bir cadı nereden bulacağız?''
''Evet, efendim.''
Kadın, altı tane, daire oluşturacak şekilde aralıklarla dizilmiş, içlerinde ateşlerin yandığı kapların arkasında duruyordu. Dairenin ortasında da boş bir tane vardı. Orası birazdan doldurulacaktı.
''Başlayalım mı?'' Cadıya sorduğunda kadın başını salladı. ''Jungkook?'' Jungkook'a dönerek ona da sordu kral Min Yoongi ve ondan da onayı aldığında gülümsedi.
''Gece yarısına üç dakika kaldı.'' Neva ne kadar sürelerinin kaldığını belirttiğinde Yoongi, Jungkook ile dairenin ortasındaki kabın etrafında karşılıklı olacakları şekilde durdu.
Belindeki bıçağı çıkardı, diğer elini kabın ortasına uzattı ve Jungkook'u beklemeye başladı. Jungkook da karşısındaki adama, kralına bakarken bıçağını çıkardı ve diğer elini tıpkı Yoongi gibi kabın ortasına uzattı. Neva da kabın etrafında üçgeni tamamlayacak şekilde onlara yaklaşıp durdu ve son bir dakika kala ellerini uzatmış bekleyen beylerin üstüne ellerini koydu, gözlerini kapatarak bir şeyler mırıldanmaya başladı.
Etraflarında yanmakta olan kaplardaki ateşler kadının mırıldanışlarıyla daha da alevlenmeye başlamıştı.
Jungkook, karşısındaki adama baktı. Sağ gözünde bir yarası olan bu adama her baktığında duyduğu tiksinti ve nefret onu tüm bu zaman boyunca ayakta tutan tek şeylerdi. Onunla geçirdiği her saat, her dakika katlanması daha da zor olsa da zorluyordu kendini. Ondan öylesine nefret ediyordu ki damarlarında kan yerine büyük bir öldürme arzusu geziniyordu sanki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daechwita | yoonkook ✓
Fanficİki farklı dünyada yaşayan görsel ikizlerin talihsiz bir olay sonucu birbirlerini fark etmeleri üzerine birtakım olaylar meydana gelir. minific. |yoonkook| Yayımlanma tarihi: 27.05.20 Bitiş tarihi: 27.07.20