0.3

6 0 0
                                    

"O BENİM GÜNLÜĞÜM YALNIZ?"

Melisa adama bağırdığında daha yeni çocuğun üstünde olduğunu fatketmiş gibi ayağa kalktı ve yerde yatan şahızın ona günlüğünü geri vermesi için elini uzattı.Ama o günlüğü vermek yerine Melisanın elini tutp kalkmaya çalıştı fakat Melisa güçlü olmadığından tekrardan adamın üstüne yığıldı.

"NAPIYOSUN BE?! SAPUHK!"

"Bağırmazsan sevinirim."

"SEVİNME SEN GÜNLÜĞÜMÜ VER GİT!"

"Benim adım Çağatay memnun oldum sizin isminizde Melisaydı sanırım"

"BEN HİÇ MEMNUN OLMADIM. GÜNLÜĞÜMÜ VER"

Çağatay Melisayı görmezden gelerek kucağında onunla ayağa kalkıp yürümeye başlayınca orda odun gibi kaldım. Melisa ise Çağataya tekme tokat dalıyordu ama o büyük ihtimalle darbeleri hissetmiyordu bile ki yürümeye devam ediyordu. Fakat Melisa

"SAPIHK VAHHR!! KAÇIRILIYORUM AYOL YARDIM EDİNNNNN!!!"

Diye bağırınca Çağatay onu bir anda yere bıraktı ve Günlüğünü uzatıp sırıttı. Çağatay,

"Eğer günlüğünü geri istiyorsan istediğim bazı şeyleri yapmak zorundasın."

Diyince Melisa bir an duraksayıp Çağataya bıkkın ve iğrenniş bir bakış attı. Melisa ona öyle bakınca Çağatay gülüp

"Merak etme senin düşündüğün gibi sapık birisi değilim ama derslerimde yardıma ihtiyacım var. Ve evet, günlüğünden yaklaşık 59 sayfa okudum."

Diyince Melisanın ağızı birazcık daha açıldı. Biraz öyle bekledikten sonra sıkıntıdan dudaklarımı kemirmeye başladım. Dediklerini duyamayınca Melisaya odaklanıp onlara biraz daha yaklaştım. Neden bir anda sessizleştiklerini anlamadım ama neyse. Oflayıp arkamı döndüm ve yakınlarda bir kafe aramaya başladım. O çocuktan günlüğünü geri aldıktan sonra gelir diye umuyorum. Biraz daha ilerledikten sonra telefonum çalmaya başladı. Melisa olduğunu varsayarak telefonu açtım

"Alo? Defterini alabildinmi?"

"Hm o defterinide günlüğünüde alamadı ama ben senin numaranıda adresinide alabildim."

Bir anlığına yürümeyi bırakıp arkamı kontrol ettim. Arkamda 3 tane -büyük ihtimalle- liseli erkek vardı. İkisi yere bakıyordu ve sigara içiyordu diğeriyse telefonuyla uğraşıyordu. Yürümeye başladığımda adımlarımı biraz daha hızlandırdımki dediklerimi duymasınlar veya beni kovalamaya falan başlarlarsa aramız açık olsun ve kaçabileyim. Karşı taraftan öksürme sesi gelince Ha diye bir ses çıkardım ve biraz daha hızlandım. Eğer dahada çok hızlanırsam koşuyo olucaktım. Yol ikiye ayrılınca sol sokak çok dar gözüktüğünden sağ tarafa dönmeye karar verdim.

"Peki.. Sonra konuluruz o za-"

O daha sözünü bitiremeden telefon kapandı. Şarjımın bittiğini yada yanlışlıkla kapattığımı düşündüm ama aramaları kontrol edince onun kapattığını anladım. Fazla hızlı olduğumdan ve telefonuma odaklandığımdan karşıdan gelen çocuğu fark etmedim ve kafamı göğsüne tosladım. Resmen kafam geriye gitmişti ve alnım.. Alnım kırıldı sanırım emin diğilim.

"Off çok özür dilerim telefona dalmışım önümü bakmaıyordum kusuruma bakmayın..."

Diyerek hafif bir gülücükle özür diledikten sonra yürümeye devam ettim ama çarptığım çocuk elimi tutup beni o sokağın başına getirdi ve beni kendisine döndürüp sol tarftan gitmemi söyledi. Nedenki diğe sorduğumda

"Çıkmaz sokak"

Diyip elimi dahada sıkı tuttu ve sol taraftaki sokaktan beraber yürümeye başladık. Biraz sessiz kaldık sonraysa

19:59Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin