i:23

90 1 0
                                    

SELAM GENÇLER VE HER DAİM GENÇ KALANLAR. SİZLER BENİM YAZMAMIN SEBEBİSİNİZ...
Şarkı favorilerimdendir. Onlarca kez ard arda dinlediğim olmuştur. Mutlaka telefonunuzda bulunsun. P!nk-fucking perfect...

Okulun ilk günü iyi geçti diyebilirdim. Nisanın arkadaşlarıyla tanışmıştım ve aralarında kötü birisi yoktu. Daha yeni tanışmış olsak ta kardeşimi korumayı istiyordum. Akın umutla kolayca arkadaş olmayı başarmıştı. Erkeklerin anlamadığım özelliği de buydu işte birkaç espiriden sonra birbirlerinin en iyi arkadaşı olabiliyorlardı.

Yemekhanede öğle yemeği yerken Umutu birkaç defa bana bakarken yakalanmıştım. Insanlarda ilk izlenimimin böyle olması güzeldi işte. Gözlerimin maviliği dikkat çekiyordu ve siyah saçlarım sanki bir gizemi barındırıyordu. Tamam kabul ediyorum belki biraz şairane konuşmuştum ama öyleydi . Umut gözlerimin içine bakıp dalıyordu. Akının bu duruma nasıl baktığına dikkat etmemiştim. Ara sıra aklıma neredeyse Akının beni öpeceği aklıma geliyordu ve kalp atışlarım saçma bir şekilde hızlanıyordu. Son zamanlarda hissettiğim tek şey öfkeydi ve o anıyla karşılaştırınca daha güzel şeylerin özlemini çekiyordum. Akın ın böyle olduğunu sanmıyordum çünkü daha şimdiden son sınıftaki kızları kesmeye başlamıştı. Ee gerçi onun yerinde olsam ben de kız keserdim çünkü okul güzel kız doluydu.

Okul nihayet sona erdiğinde arabaya geri dönebilmiştik ve Akınla ilk gün hakkında tartışmaya başlamıştık. Babamla konuşup servise binmek yerine kendi arabasıyla gelip gitmeyi sorucaktı. Zaten onun için liseye dönmek yeterince zorken bir de her gün servise binmek çekilecek gibi değildi.

-Akın umut hakkında ilk günden ne öğrenebildin? Mesela ne yapmayı severmiş ya da ne biliyim ne dinlermiş?

Akının elleri sıkı bir yumruk oldu ama hemen sonra gevşetti.

-sinemaya gitmeyi severmiş yani haftasonu bi filme gidebiliriz. Ama onun dışında sürekli kızları kesen biriydi.

Akının omzunu elimle ittirip güldüm."sanki sen bugün hiç yapmadın. Siz erkekler hepiniz aynısınız."

Akın kaşlarını çattı. " ama işe yaramadı değil bi kızın telefonunu bile aldım haftasonu onu da çağırırım belki."

Çok kısa bir süreliğine kalbim acıdı ama önemsemedim evet Akın yakışıklı olabilirdi ama ondan hoşlanmıyordum ve ne yaptığı umrumda değildi.

-ee iyi işte sen de yalnız kalmamış olursun.

Akın kaşkarını çattı. Artık kaşlarını her zaman çatmamaya dikkat etmesini söylemeliydim. Hem ona yakışmıyordu hem de sonra hiç hoşlanmayacağı kırışıklarla uğraşmak zorunda kalırdı.

-Yalnız Umut a dikkat et Cemre. Çok iyi birisine benzemiyor.

Gülümsedim." Evet evet kendimi korumayı en iyisinden öğrendim."

Eve vardığımızda kendimi mutfağa attım. Akınla beraber cips kola ikilisi oluşturup televizyonun önüne kurulduk. Onunla zaman geçirmek güzel sayılırdı. Diğer intikam işleri düşünülmediği zaman oldukça eğlenceli biri sayılırdı. Her zaman ne olursa olsun gülebilmeyi başarabiliyordu. Benim gibi değildi yani. Son zamanlarda ne kadar çok somurttuğumu düşündüm. Annem hayatta olsaydı bu hale gelmemi hiç istemezdi üstelik her şeye öfke besleyen biri olup çıkmıştım. Ama ne zaman annemin öldürüldüğünü düşünsem öfkemi engelleyemiyordum.

Önce biraz saçma türk programlarına baktık. O tarz benim i izlerken gülmekten yarılıyorduk. Üstelik Akın da çok korkunç eleştiri yapıyordu. En son çok uyumsuz giyinen bir kadına 'o kadar çirkin ki bakamıyorum' demişti. Tamam belki korkunç duruyor olabilirdi ama ne diye kadına çirkin diyordu.

Nisan bizim bu keyfimize katılmamıştı. Onun yerine yukarıya ders çalışmaya çıkmıştı. Ya biraz fazla inekti ya da sadece benim yanımda durmayı sevmiyordu.

En sonunda saçma programları bırakmıştık çünkü Akın biraz tuhaflaşmaya başlayıp hangi renk ojenin kadına yakışabileceğinden söz etmeye başlamıştı. Tamam belki bunu demesi çok tuhaf olmayabilirdi ama kadının çantasının keskin köşelerinin kadının elmacık kemikleriyle çok uymadığını söyleyince canıma tak etmişti. O nasıl bir eleştiriydi?

En sonunda akşam yemeği olmuştu ve babam eve gelmeyi başarmıştı. Yemek masasına kurulduğumuzda saat 9 a geliyordu. Nisan sonunda aramıza katılmıştı ama benim olduğum tarafa hiç bakmıyordu bile. Bu kız iyice sinirlerimi bozmaya başlamıştı. Yemek ona rağmen keyifli geçmişti. Akın la aramız gittikçe iyi oluyordu ve bir baba düşüncesine gittikçe daha çok alışıyordum.

Yemekten sonra babamın çalışma odasına gittik ve günü konuşmaya başladık. Akın'ın araba kullanmasına izin vermişti ve buna ben de rahatlamıştım. Her sabah çocuk gürültüsü çekmeyi istemiyordum. Babam Nisan'ı bu olaydan mümkün olduğunca uzaklaştırmamızı söylemişti. Yani Nisan servise mahkumdu.

Odama çıkıp ödev namına bir şeyler yapmaya çalıştım ama o kadar da başarılı olamadım. Onun yerine saatlerce annemin günlüğünü okumak daha güzel geliyordu.

Çantadan annemin günlüğünü çıkardım. Yatağa kurulduktan sonra günlükte kalfığım sayfayı bulup okumaya başladım.
... Beni takip etmeyi bir türlü bırakmıyor. Geçen hava karardığında eve dönmeye çalışırken yürüdüğüm süre boyunca onu hissettim. Sadece ona ait olacağımı söylüyor. Sırf kardeşi olarak gördüğü birisi beni seviyor diye bu hale gelmesi çok korkutucu. Evet ondan korkuyorum ve ne zaman okulda onunla göz göze gelsem türlerimi ürperten bir şekilde gülümsüyor. Ondan kurtulmanın yollarını arıyorum ama bana yardım etmeye çalışan kimse yok.
Yapayalnızım...

Bu adamdan ilk defa bahsediyordu. Kimdi ki bu adam? Çağrı Doğan mı? Annemi yıllarca tehtit eden adam? Ve abisi Mehmet doğan yüzünden ölen annnemin suçlusu Çağrı Doğan mı?

intikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin