MY KING |yoonmin

3' Saray

Yoongi

Jimin ile bu anın tadını güzelce yaşamıştık ama bugün fazlasıyla hızlı geçiyordu sanki ya da onun yanında, zaman anlamını yitiriyordu (?) Ne olursa olsun, Jimin ile vakit geçirmek gerçekten çok güzel ve rahatlatıcıydı. Görevlerimi onun için seve seve aksatabilirdim.

Elini tutarak atı bağladığım yere doğru yürüdük. Kedisiyle bu sırada vakit geçiriyor ve tekrar kaçmasından korkarak onu dikkatlice taşıyordu. Ve sonrasında her şey yine aynıydı. Dejavu değildi tabii ama onu ata bindirip indirmem (vb.) bu hissi tekrar bize yaşatmıştı. Onu kucaklayışım, yardımcı oluşum, utanışı, gülümsemesi, kızarması ve yine teşekkür etmesi..

Bir elim onun belini tutarken diğer elimle de ipi tutmuş, atı hareket ettiriyordum. Jimin ise bana daha da yaslanarak kucağındaki hayvanı rahat ettirmeye çalışıyordu. Huzurlu ve sakin ormanda bu şekilde ilerlemeye başladık. Bir endişemiz yoktu. Yarım bıraktığımız bir şey kalmamıştı, bugünü fazlasıyla dolu yaşamıştık.

Ve o şimdi bana yaslanarak kucağında ona sırnaşan kediyi sevmekle meşguldü.

O kedi ne söylediğimi anlayabilseydi..teşekkür etmekten geri kalmazdım. Onun sayesinde Jimin ile konuşabilmiş ve onu etkilemeyi başarabilmiştim. Normalde olsa Jimin ile konuşma imkanım ve onu böyle güzel bir yere getirip flörtleşme olanağım olamazdı.

Bugün birlikteydik ve size yaptığımız, geçirdiğimiz her şeyi anlattım ama bundan sonra Jimin'le ayrılmam gerekecekti, o kendi evine gidecek;ben bugün yaşadığımız elektirikten sonra onu nasıl bırakacağımı düşünerek kendimi içten içe yiyecektim.

Gün boyunca hemde.

Açık açık onu sarayıma davet etmeyi bile düşünüyordum aslında. Peki ne söyleyektim? "Hey, güzelim.. Benimle kalmaya ne dersin? Tamamiyle mesela? Eşim olsan? Olmaz mı? Peki... Bugünlük? Nerde olacak, sarayımda tabii. Ve... Benim odamda? Olur mu? Olmaz mı? Huh?" Hayır, bu bugünlük için fazlasıyla imkansızdı. Hem Jimin'in bunu istese bile kabul edeceğini sanmıyordum. Tabi, kral olduğum için bunu yapmak zorunda kalabilirdi.

Sarayıma gelmesi sorun değildi aslına bakarsak, bunu ısrarlarım üzerine kıramayıp kabul edebilirdi. Benim için sorun oluşturan kısmı, bundan daha da fazlasını istiyerek 'onu akşam odama davet edebilme ihtimaline girebilicek olmamdı.'

O burda benim yanımda masum masum kedisini severken benim hiç te masum olmayan hayallerim onu kirletiyordu. Ama ben düşlerime engel olamazdım, Jimin'i hayal etmeden yapamazdım. İstesem bile olmuyordu. Ve bir kral olmama rağmen söz konusu Jimin olunca kim olduğumu unutacak kadar deliriyordum.

İçten içe bir kız gibi aşkımı çocuksu şekilde size anlatıyordum ama inanın bana, dışarıdan bu hislerimi görebilmeniz imkansızdı.

Jimin'in kaybolduğu bu ormanda yavaş yavaş ilerlerken/giderken bunun son bulmamasını, devam etmesini istiyordum. Onunla yarın ve ilerleyen günlerde zaman geçirmeyi düşlüyordum. Ama bunların benim istediğim gibi gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini kestiremiyordum.

Plan yapmalıyım. Öyle bir plan yapmalıydım ki Park Jimin en sonunda beni kabul edebilsin, eşim olabilsin ve en sonunda itiraz etmeden kendi rızasıyla yanımda kalabilmeyi isteyebilsin.. Büyük bir plan yapmalıydım ki onu elde edebileyim. 

Bugüne gelirsek, sadece ikimize bakarsak... Ben ondan ve o benden etkilenmişti. Ama hayatını, ailesini benim için kolayca terkedemezdi. Bunun sorumluluklarını ben üstlenebilirdim ama o.. Üstlenemezdi.

Ufak bir kedi için yasağı olduğu halde buraya kadar gelmişti. Ufak bir kardeşin ufak bir kedisi için hem de. Bu yüzden üstlenemezdi. Bugün askerlerim yüzünden hırpalanan Jimin, ailesine yaşadıklarını yaşatamazdı.

"Kralım, müsadenizle."

Çoktan onu bırakma zamanım gelmişti ama üzülmüyordum. Onunla tekrar görüşeceğime emindim çünkü. Ve o benden müsade isterken halktan insanlar yüzümde belli olan yaramdan korkmuş, uzaklara çekilmişlerdi.

İzleyeni ve uzaklaşanı vardı benden şimdi.

"Kendine iyi bak Jimin ve beni, yaşadıklarımızı unutma."

Onun atımdan inmesine yardımcı olarak güzelce uğurlamıştım ve o da gitmeden önce beni unutmayacağını söylemiş, her zaman minnettar olacağını bildirmişti.

O an Park Jimin bana çok çekici gelmişti ve ben onu bırakmak yerine atıma bindirip sarayıma götürmek istemiştim.

Plan yapmalıyım. Öyle bir plan yapmalıydım ki Park Jimin en sonunda beni kabul edebilsin, eşim olabilsin ve en sonunda itiraz etmeden kendi rızasıyla yanımda kalabilmeyi isteyebilsin.. Büyük bir plan yapmalıydım ki onu elde edebileyim.

-Düzenlendi.
Bu kitabı önceden yazmıştım fakat kaldırmıştım, şimdi tekrar yayınlıyorum hafif düzenlemeler yaparak, hataları kusurları olabilir. İyi okumalar.