-Çok önceden yazdığım bir fic olduğu için hatalar elbet vardır onları en son kitap bittiği zaman hafifçe düzenlerim-
Jimin
Sabah kalkıp yaptığım ilk şey, elime aldığım kalın kitabımı açarak çiçeklerimi kontrol etmek olmuştu. Hepsinin bir rüyadan ibaret olmaması gerekiyordu. Bana hâlâ imkansız geliyordu çünkü dün gece. Gerçek olamayacak kadar güzeldi.
Ve dün gece çiçeklerimi koyduğum sayfa boştu. Papatyalarımın hiçbiri yerinde yoktu.
Her şey bir rüya mıydı o zaman? Zaten o kadar güzeldiki gerçek olması imkansız gibiydi..
Ama günlüğümde duran mektubu her şeyin gerçek olduğunu kanıtlıyordu bana. Evet, dün gece gerçekti. Peki o zaman çiçeklerim nerdeydi? Dün gece onları kalın kitabımdan çıkarıp başka bir yere koyduğumu hatırlamıyordum.
"Jimin! Kahvaltı hazır! Hadi, aşağıya gel!"
"Geliyorum!"
Elimi yüzümü yıkayarak üstümü değiştirdim. Çiçeklerim aklımda hâlâ bir soru işaretiydi. Onları aramam biraz ertelenecekti çünkü şuan ailemin yanında olmam lazımdı.
Tabiki o çiçekler için fazlasıyla gergindim. Umursamaz davranmıyordum. Ailem hiçbir şeyi bilmediği için çaktırmamam gerekiyordu o kadar. Yoksa o çiçeklerin bana kimin verdiğini ve benim için ne kadar değerli bir hediye olduklarını gayet te iyi biliyordum.
Aşağıya inip sofraya gülümseyerek oturduğumda ise aile bireylerim sessiz ve bir o kadar da tatsızdı. Biraz endişelenmiştim ama neden böyle olduklarının sebebini bilemiyordum. Annemin sofradan kalkıp gitmesiyle daha da çok endişelenmiştim. Ruhum çökmüş, benim de bir tadım kalmamıştı.
"Baba, annem neden gitti? Bir şey yemeyecek mi?"
"Geri gelecek oğlum. Sofraya süs getirecekti."
"Süs mü?"
Sorum cevaplanmadan küçük bir vazo içine konulup masaya, tam önüme, sunulan çiçekler beni ter içinde bırakmıştı. Bunlar benim papatyalarımdı.
"Söyle Jimin. Bu papatyalar neyin nesi? Sevgilin kim?"
Bizim buranın insanları aşk bağlarına çok önem verirdi. Ve her daim aşkları ve sevgileri için belli şeyler yaparlardı. Bu papatyaların da aslında bir anlamı vardı.
Yeni tanışan bir çift karşısındakini güzel bulursa eğer o kişiye papatya verirdi.
Şimdi ise köşeye sıkışıp kalmıştım. Ne tepki vereceklerini kestiremiyordum. En önemlisi ailem benim gay olduğumu bilmiyordu.
"Söylesene Jimin. Hangi kızdan bu?"
"Kızdan değil."
Eninde sonunda öğreneceklerdi ve her şey için geç kalırsam eğer sonuçları çok ağır olabilirdi.
"Ne demek kız değil?"
Annem düşünceli şekilde bana bakarken abimin elindeki çatal masaya düşmüştü. Ve salak salak anırmaya başlamıştı.
Abim olayı anlamıştı.
"Jimin, sen erkeklerden mi hoşlanıyorsun?"
Abimin sorusuyla, daha doğrusu anırarak uzun bir süre söylemeye çalıştığı sorusuyla, başımı utunarak aşağıya eğdim. Annem ya da babam hiçbir şey söylemiyor sadece donuk bir şekilde bana bakıyordu bu sırada.
"Hangi erkek? Kim o?"
Annem sakince soruyordu bana ve bundan biraz tırsmıştım. Tamam, endişeli bir şekilde de bana bakıyordu ama sakince konuşması ürkütücüydü benim için.
"Kral."
"Kral? Kral Yoongi mi? Ne? Jimin? Tanrı aşkına! Sen ciddisin!"
Herkes şaşırmıştı bu sefer.
"Bir şey demeyecek misiniz? Kızmayacak mısınız?"
"Neden kızayım oğlum?"
Annem beni iyice şaşırtıyordu bugün.
"Zaten bir kız gibiydin. Küçüklüğünden beri yönelimini anlamıştık. Kral olması şaşırttı bizi. Bu nasıl bir şans? Nasıl buldu seni böyle? Ona çok şaşırdık."
Kahvaltı boyunca onlara nasıl tanıştığımızı anlatmış ve bu papatyaların nasıl geldiğini söylemiştim. Hiçbir şey demeden beni sabırla dinlemiş ve anladıklarına dair sesler çıkarmışlardı.
Tanışma hikayem bittiğinde ise bombayı fırlatmış, aileme kral tarafından davet edildiğimi anlatmıştım. Abim ise her anımı bir şaka olarak dalgaya vurup ve benimle dalga geçmişti. Anırmasını ise unutmamıştım hâlâ.
"Jimin bu büyük bir davet oğlum. Ve ne güzel ki baban terzi. Seni çok güzel yapacağım bir tanem. Kralı bırak ordaki bütün herkes sana hayran kalacak."
Benden daha sabırsız olan aile üyelerime gülümsedim utançla. Onlar çok mütevazi davranarak beni şımartıyordu. Abim ise yine fesat fesat arkadan işaretler yapıyordu. Sapık!
Ama benim için önemli olan herkesin bana hayran olması değil, Yoongi'nin eşi olacak olmamdı.
❇
Normalde bu bölümde daveti anlatacaktım ama şu Yoongi ve Jimin ilişki meselesi hallolsun dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY KING |yoonmin
Fanfiction(boy×boy, 20 |by. PlakaYerli) Kral Yoongi, Park Jimin'i kraliçesi yapmak istiyordu çünkü ondan fazlasıyla hoşlanıyordu. Park Jimin ise kralına karşılık vermekten çekinmiyordu. !! s̶̶m̶̶u̶̶t̶ ̶y̶̶o̶̶k̶ !! devam ediyor !! yan shipler: Taekook, Namjin