MULTİ: MİYA
-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
Rainshee'ler çevrede dolanıyor ve her yere fazla fazla neşe katıyorlardı. Bu gün birbiriyle dövüşmeyenler dövüşecekti. Adriana-Eros ve Ares ve ben. İlk onlar başladı. Eros hiç acımadan vuruyordu ve darbeleri savuşturuyordu.
"Evet.! Sırada son karşılaşma! Ares, Miya." Karşı karşıya geçip düdüğü beklemeye başladık. Rainshee'ler hem Ares'e hem bana tezahürat yapıyordu. İnce sesleriyle 'Ares! Ares!' diye tezahürat edince Ares onlara döndü ve göz kırptı. Minik kızlar kıkırdarken düdük çaldı. Ares tam yüzünü dönmüştü ki çenesine sert bir tekme attım. Geriye doğru sendeledi ama düşmedi. Sonra bana okkalı bir yumruk attı. Klasik hamlem olan 'diz arkasına tekme atma'yı yaptım ve önümde diz çökmesini sağladım. Bu pozisyona ben sırıtırken o bacaklarından tutup üst üste düşmemizi sağladı. Üstümdeydi. İttirsemde kalkmıyordu. Burun buruna duruyorduk ve arkadaşın kızlara zaafı vardı. Ve ne tesadüf ki, ben bir kızım!! Zeki bir kızım.
Gözlerimi masumca kırpıştırıp dudaklarına baktım. Bunu fark edince yaklaşmaya başladı. Ellerim saçlarına gitti. Aramızdaki mesafe tam anlamıyla kapanıyorken saçlarını çekip üstümden attım ve üstüne oturup kolumu boğazına bastırdım.
"Bir dahakine beynini yerinde kullanmayı dene. Daha altlarda değil." dedim ve üstünden kalktım.
Yanına gittiğim Eros, burnumu sıkarak zafer sırıtışı yaptı ve beni kolunun altında aldı.
"Demek ki neymiş, Miya'nın da dediği gibiymiş değil mi Ares." dedi Dom ve herkes güldü. Düzeltiyorum. Ares hariç herkes.
"Evet. İki gün dinlenip diğer aşamaya geçiyoruz. Şimdi benimle karşılaşmak isteyen?" Bir adım öne çıktım. Bir tek Mason'a yenilmiştim. Ve sanırım bir de Dominic'e yenilecektim.
"Emin misin ufaklık iki?"
"Emin olmasam diğerleri gibi geride dururdum." dedim meydan okuyan bir sesle.
"Öyle olsun bakalım. Eros, başlat."
"Ve.. Başla!!!"
Sadece dönüyor ve birbirimizin zayıf anını kolluyorduk. Gözlerimiz birbirine kenetlenmiş, en ufak bakışı inceliyordu. Bir an bakışlarımı bilerek sol bacağına kaydırdım. O sol bacağına vuracağımı sanıp sol bacağını geriye çekti fakat ben hamlemi sağa uyguladım.
Bazen sol gösterip sağ vuruyor, bazen de sağ gösterip sağ vuruyordum. Belli bir tekniğim yoktu. Doğaçlama oynuyordum. Sağım solum belli olmuyordu. Koşarak tam üstüne atlayacak gibi oldum ama son anda kendimi frenleyip bacaklarının arasından kaydım ve onu düşürdüm. Düşünce hemen kalkıp Ares'e yaptığım gibi boğazına kolumu bastırdım.
"Yoruldum, yeter." diyip kendimi onun yanına attım.
"İyiydin ufaklık. Beni bile alt ettin."
"Biliyorum." dedim ve Eros'un beni kaldırmasına izin verdim. Sonra herkes evlerine dağıldı. Kısa bir duşun ardından bilgisayarımı açıp bugün olanları kaydettim. Sonra yürümek ve kafamı dinlemek için bir çantaya yiyecek, su ve hırka koyup Rainshee'leri bulduğum yere gitmek için girişe gittim.
"Aptallaşma İgor! O küçük sülük zaten şüpheleniyor. Sakın buraya bir daha gelme.!"
"Adriana, sakin ol. Kimsenin göreceğini sanmıyorum."
"Git ve babama anlat İgor. Tehlikeyi anlat. Küçücük bir kız."