MULTİ: ARES (EYMEN) YAVŞAMAK YOK PLS.
-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-*-
"Ama öldüm ben resmen ya!" diye milyonuncu kez isyan ettim. Ama Dom insafsızlık yapıyor ve dinlenmeden çalıştırıyordu. Bu gün diğerlerine tatil vermişti.
"Tamam. Yarım saat ara. Sonra devam!"
"Allah razı olsun!" diye koluna vurdum. Soran gözlerle baksa da bir şey demeden yeni evime yol aldım. Direk minderlerin üstüne kendimi attım.
"İlk günden pestilin çıkmış?" diye soran sese gözlerimi açmadan cevap verdim.
"Evet."
"Spor yapmıyor muydun önceden?"
"Sadece koşu."
"O zaman ikinci evrede zorlanmayacaksın."
"Sanırım. Kaç evre bu eğitim?"
"Dövüş, kaçış, savunma, saldırma, büyü ve liderlik."
"Açıklar mısın bu evreleri?"
"Dövüş biliyorsun zaten. Kaçış: tehlike anında hızla ve dikkatle uzaklaşman için. Savunma; kendini mantıklı, hızlı ve güçlü bir şekilde savunman için. Saldırma, biliyorsundur. Büyü: bu evreye daha biz de geçmedik. Seninle beraber geçeceğiz. Herkesin bir yeteneği var. Büyü yeteneği. Bunu kullanmayı öğreneceğiz. Ve liderlik! Bu eğitimi de hepimiz alacağız. Sonunda bir çeşit yetenek ölçme yarışması gibi bir şey olacak ve sonuca göre lider belirlenecek. Liderlik özelliklerini taşıyan kişi olması da göz önünde bulundurulacak. Aklı başında, zeki, mantıklı ve saire ve saire.."
"Teşekkürler ama bence lider Mason olacak."
"Bunu da nereden çıkardın?"
"Zeki, aklı başında, mantıklı ve tam bir lider gibi." dedim. Gözlerim hala kapalıydı.
"Doğru. Ama belli olmaz. En olmadık kişi de olabilir."
Oturdum ve gözlerimi açtım.
"Haklısın. İçecek bir şeyler ister misin Ares? Yoksa Eymen mi demeliyim?"
"İstediğini de. Eski annem Türk, babam Yunan'dı."
İki bardağa limonata koyup birini Ares'e verdim.
"Bana kendinden ve eski hayatından bahseder misin?"
"Peki. Ama bana acımanı istemiyorum."
"Acıma duygum yoktur." dediğimde güldü.
"İyi o zaman. Yetimhaneye bırakılmışım ben. Sizin gibi ailelere değil. Dört yaşında dediğim aile evlat edindi. Yani edinmiş tam hatırlamıyorum. Zengin bir aileydi. Çok zengin. Hiç akrabaları yoktu. Hiç kimseleri. Aynı benim gibi. Sonra on üç yaşında trafik kazası sonucu onları kaybettim. Tüm malvarlıkları bana kaldı. Üç sene tek başıma yaşadım. Hizmetçiler vardı tabi ama koskoca yalıda tek başımaydım. Ne kardeş, ne anne, ne de bana. Bu küçük ağaç evler bana o yalıdan daha güzel geliyor. Buradaki herkes ailem gibi oldu bir kaç ayda. Mavi kız kardeşim, diğerleri abim gibi oldu. Büyük anne çok az tattığım anne sevgisini verdi bana."
"Bende diyorum bu çocuk neden ukala piç gibi davranıyor, hep zenginlikten bunlar." dediğimde yine güldü.
"Sen anlat?"
"Orta gelirli bir aileyle büyüdüm. Beni seven bir ailede. Kardeşim falan da yok. Tek arkadaşım da Doğu'ydu zaten. Arkadaştan öte abimdi o benim. Beni korur kollar, yeri geldiğinde beni rezil ederdi. Ama öyle herkese değil sadece kendisine. Kız arkadaşım olmadığı için onunla pijama partisi yapardım ben. Onunla vakit geçirirdim. Şimdi siz varsınız. Daha iki gündür tanıyorum sizi ama kanım ısındı size. Ukala piç olan sana bile. Bu arada acayip açık sözlüyümdür. Sözümü esirgemem. Ayrıca yalan söylemem. Hafif sadistlik var. Fazla küfür ederim. Bu kadar sanırım." Gülümsedi.