EASY

220 54 15
                                    

beyaz tenime, yorgun kemiklerime kadarım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




beyaz tenime, yorgun kemiklerime kadarım.
ve biricik anneciğim, telefonu kapatamıyor.


şu sıralar nasıl olduğumu sormayın,
sormayın anneciğim.
ama gerçek şu ki:
yıldızlar düşüyor, anne.
gören gözler bir daha rüya göremez oluyor, anne.
anne,
ben rüya göremiyorum artık.


anneciğim, evime çok uzak hissediyorum.
mavi mahalleme çok uzağım.
mavime upuzağım.


tüm bunlar sürüklüyor,
vahşi bir sırtlan olmamı sağlıyor anne.
herkese, her şeye saldırmak,
paramparça etmek istiyorum.
ve tüm bu hareketlenme,
kanıtlıyor benim gerçek yüzümü,
ve ben bunu uzun zamandır gizlemeye çalışıyordum.
ama şu an,
her düşündüğümde daha iyiyim.
kafamı toparlıyorum,
uzaklara dalıp,
bir yerlere gitmiyorum.


fâkat,
sen al beni şefkâtli kolların arasına,
normallere ve basit hayata geri götür beni,
maviyi tanımadan önceye götür beni.


ya da götürme,
çünkü maviyi tanımak şiir gibiydi.
sen hiç,
her harfin seni bıçakladığı bir şiire âşık olmuş muydun?


söyle bana,
rahatken hissettiğin her şeyi söyle.
hatırlıyor musun;
senin dokunuşun,
benim şarkılarım,
ikimizin sözleri...
eminim hatırlamıyorsundur ama,
işte, bunlar benim huzûrum.
ben her gece bunlara tutunuyorum,
ancak öyle tatlı uykularıma kavuşabiliyorum.
merak ediyorum,
eğer, sen bunları hatırlamıyorsan,
nasıl rahat hissedebiliyorsun?


hepsine yalan söylüyordum.
maviyi unuttuğum hakkında palavralar sıkıyordum.
ama artık ihtiyacım yok,
zihnimdeki öldüremediğim senle yaşamayı öğrendim.
çaresizlik böyle bir şey işte,
unutamadığın hatırlar ile yaşamayı öğreniyorsun.


ama endişelenmeyin.
iyi olacağım.
nefes alacağım,
göremediğim mavi rengin bedîiyat kokusunu,
ciğerlerime dolduracağım.

BLUE  BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin