ÇK-7 'buse'

144 51 34
                                    

ARASTAN :

Hazal'ın yanından çıktıktan sonra Hazel'in evine gittim. İçeri geçmeyi düşünüyordum ama önce bahçeden etrafın güvenli olup olmadığına bakmam gerekiyordu. Kimseye yakalanmak istemezdim.

Arabayı biraz uzağa park edip bahçesine girdim. 1. kattaki perdelerin hepsi kapalıyken biri açıktı. Oradan içeriyi izlemeye başladım. Tüm ışıklar kapalıydı. Uyuduğunu düşündüm.

Pencereden oturma grubu ve merdiven gözüküyordu ama yer değiştirirsem amerikan mutfağı da görebilirdim. İyice gizlenip evi gözetledim. Bir süre sonra içeri geçmenin uygun olduğunu anlayıp ayaklanmıştım.

Bir araba bahçeye girdiği için eski pozisyonuma döndüm. Genç yaşlarda biri eve anahtarla giriyordu. Siması çok tanıdık geliyordu ama karanlık olduğu için tanıyamadım. O eve girerken koridorun ışığı yandı.

içeri odaklanıp neler olduğuna baktım. Merdivenden elinde beyzbol sopası olan gecelikli biri iniyordu. Ne yani bu kız cidden tavşanlı gecelik mi giyiyordu. Bu hali çok hoşuma gitmişti. Sırıtmama engel olamadım.

Kendimi toparlayıp olanlara odaklandım. Hazel daha çok dikkatimi çektiği için içeri baktım. Bakmamla kayıp düşmüşmesi bir oldu. İçimde bir sızı hissettim ama genç çocuk hemen yanına koştu.

'Çek ellerini onun üzerinden' diye geçirdim içimden. Bana neler oluyor böyle. Bu hareketlerimden huzursuzlanıp silkelendim. Tepeden tırnağa gıcık olmuştum bu çocuğa karşı.

Saatler sonra hava aydınlanmaya başlamıştı. Hazel'in ayaklanıp pencereye doğru geldiğini anladım. Bende olduğum yerden kalkıp bahçedeki sandalyeye oturdum. Perdeyi açmasıyla göz göze gelmemiz bir oldu.

HAZELDEN :

Ulan bu gerizekalının burada ne işi vardı. Uslanmaz it şimdi görürsün sen deyip kendimi korumam gerekirse diye mutfaktan bıçak aldım. Kıyafetlerimin arasına gizleyip sabahlığımı geçirdim üzerime.

Çınar'ın uyanmamasına dikkat ederek kapıyı açtım. Yeterince hırpalanmıştı dinlenmeliydi. Evden çıkıp ona doğru gittim.

"Hoş geldin tavşşşancık"

"Kes sesini de burda ne aradığını söyle" aptal Hazel bu kılıkla adamı anca güldürürsün. Kendimi dövmek istiyorum.

"Seni özledim" pişkinliğine karşılık böyle gerine gerine ağzının ortasına yumruk atasım geldi.

"Bak amacın korkutmaksa hiçbir zaman ulaşamayacaksın. Benden ne istiyorsun açık konuş"

"Gerçekten seni hiç tedirgin etmiyor muyum?"

"Olmam mı gerekiyor"

"Yani 2 aydır peşindeyim. Evine gizlice girdim. Yıllardır herkesten sakladığın geçmişini biliyorum geri gelecem deyip gittim. Bu saatte evini gözlüyorum. Hiç mi korku yok?"

"Korkan insan güçsüz, korkusunu belli eden aptaldır."

"Korkuyorum ama belli edecek kadar aptal değilim diyorsun yani?"

"Ben direkt korkmuyorum"

Kulağıma doğru eğildi. Yavaşça nefes alıp verdi ve fısıldayarak tane tane konuştu. "Korksan iyi edersen karanlık kadın"

Bir şey dememe müsaade etmeden bahçeden çıktı. "oruspu çocuğu beni korkutacakmış. Dünki bok" gittiği için beni duymamıştı ama olsun. İçimde kalmadı en azından.

"Kimmiş o oruspu çocuğu" gelen sesle hızla arkamı döndüm. Ne zaman uyanmıştı bu çocuk? Kapıya yaslanmış bana bakıyordu.

"Geç içeri anlatıyım" bilmesi gerekiyordu. Ondan saklamama gerek yoktu. Koltuğa oturup konuşmamı bekledi. Oyalanmadan olanları anlattım

ÇİFT KİŞİLİK ~sen kimsin?~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin