"Bora müsait misin?" Minji kapıyı açarak Boraya seslenmişti. "Ah evet Minji gel" Minji açtığı kapıdan odanın içinde girerek kapıyı kapattı.
Minji odada gözlerini gezdirdiğinde Bora'nın çoktan tüm eşyalarını hazırladığını görmüştü. " Bora biraz konuşabilir miyiz?" Kıyafetlerini koyduğu kutuyu kapıya doğru taşıyan Bora kafasıyla Minji'yi onaylamıştı. Kutuyu kapının önüne koyduktan sonra Minji'yi bahçeye davet edip beraber yeşil çimenlerin üstüne oturmuşlardı.
"Bora sen Yoohyeon'un söylediklerine üzüldün mü? Yani amacının kötü bir şey olduğunu mu düşündün?" Minji'nin söylediklerini dinlerken huzursuz hissetmişti Bora. Bu soruya kesin bir şekilde evet veya hayır diyemezdi ki. Çünkü bir yandan onun asla onlar için kötü şeyler düşünmeyeceğini biliyor ama bir yandan da son söyledikleri aklından çıkmıyordu.
"Evet, Yoohyeon'un söylediklerine üzüldüm. Onun amacının kötü bir şey olacağını asla düşünmüyorum Minji. Ama son söylediklerinden sonra biraz garip hissettim. O yüzden Siyeon'un peşinden koşarak oradan ayrıldım." Bora Yoohyeon'un kötü bir şey yapmayacağını biliyordu. Minji Bora'nın söylediklerinden sonra rahatlamıştı. Geriye Siyeon kalmıştı.
Minji Bora'ya sarıldıktan sonra Siyeon'un evine doğru yürümeye başladı. Yol boyunca tanrıya dua etmişti Minji. Siyeon hâlâ Yoohyeon'un söylediklerine sinirli olabilirdi. Sonuçta onlardan istediği şey onlar için inanılmaz zor bir şeydi. Ama nedenini az çok biliyordu Minji. Bir şeyler vardı Yoohyeon'un aklını karıştıran, onu korkutan bir şey...
Yorumlarınızı eksik etmeyin♡
Bölümü anca yayımlayabildim. Bölüm hazırdı ama wattpad bi türlü yayımlamadı. Sürekli hata verip durdu. Bu yüzden özür dilerim:(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
👑Endlessly Before My Eyes[Dreamcatcher]✔
FanficDREAMCATCHER Geçmişin geleceğe sorduğu sorudaki şıklardan biri seni tahta diğeri ise seni mavi güllerle dolu tabuta götürecek. Sonunda her iki şık da kaybedecek. Ve senin yaptıkların gözlerinin önünden asla gitmeyecek. Roller değişecek ama kader old...