👑Endlessly Before My Eyes[Dreamcatcher]✔

╠10╣blue roses

Yoohyeon, kapılar açıldığında alkış seslerini duymaya başlamıştı bile. Halkı onu çok seviyordu. Bir yılda ona çok bağlanmışlardı. Yaptıkları işi en iyi şekilde yapıyorlar, kötü şeylerden uzak duruyorlardı. Yoohyeon onlara sahip olduğu için bir kez daha tanrıya teşekkür etmişti.

"Onların seni sevdiğini mı düşünüyorsun Yoohyeon? Kendini kandırıyorsun. En az arkadaşların kadar onlarda senden nefret ediyor. Seni yok etmek için şimdiden planlar yapmaya başladılar bile. Plan yapmakta da oldukça haklılar sonuçta. Kim senin gibi güçsüz bir kraliçeden emir almak ister ki." Işte yine konuşuyorlardı. Alışmıştı artık Yoohyeon, ama bazen çok ileri gidiyorlardı. Konseyin dediği gibi ilk onu ele geçirmeye çalışıyorlardı. Yoohyeon'un kalkanını indirmesini bekliyorlardı. Işte o günün hiçbir zaman yaşanmaması gerekiyordu...

"Iyiki doğdun Kraliçem" Yoohyeon, bahçeye taşınan tahtında otururken arkadaşları yanına gelmişti. Yoohyeon hepsine teker teker sarılmıştı.

"Teşekkür ederim kızlar. Şuan o kadar mutluyum ki sadece siz yanımda olun yeter." Minji dışında kızlar Yoohyeon'un yanından ayrılmıştı.

Yoohyeon tahtına tekrar oturmuştu. Minji tahtın kenarına çömelerek konuştu. "İyi görünmüyorsun Yoohyeon" Yoohyeon başını Minji'ye çevirmişti. " Çok yorucu bu görev Minji. Kraliçe Celia nasıl idare edebildi anlayabilmiş değilim." Minji, Yoohyeon'un tahtın kolundaki elini tutarak konuştu. "Onun yanında sadece üç yıl geçirdim. Ve bu üç yıl içerisinde o görevin onu ne kadar çok zorladığına şahit oldum Yoohyeon. Bu görevden bana hiç bahsetmedi. Ama ondan bir kez olsun gözümü ayırmadım. Bazenleri odasından sesler geliyordu. Uykusunda konuşuyordu ve dediği şeyler şunlardı; o çocuklara sahip olamayacaksınız. Sizi yeneceğim, sizi yeneceğim. Mavi güllerin yanına gitmeyeceğim."

Yorumlarınızı eksik etmeyin♡