will you let me make you happy?

622 90 76
                                    

 
Jongseong koluma dokundu. "Ne oluyor Jungwon?" Cevap benim yerime karşımdaki bedenden geldi. "O bahsettiğin çocuk bu muydu yani?" "Ne demeye çalışıyorsun Jisung? Cidden anlamıyorum." Jisung sinirle konuştu, o sırada masadaki tanımadığım ikiliden pembe saçlı olan yanımıza geldi. "Chenle'nün ölüm sebebi bu çocuk!" Jongseong duyduğu şey ile kolumdaki elini çekti. Bende burada daha fazla duramazdım zaten, koşarak çıktım kafeden. Hem ağlıyor hemde koşuyordum.

Hava serinlemiş ve iyice karanlık olmuştu. Ben ise sitenin bahçesine ancak girebilmiştim. Gidip yine o banka oturdum, hala gözümden yaşlar düşüyordu. Geçmiş canımı çok acıtıyordu. "Bütün gün seni aradım." Arkamdan gelen tanıdık ses göz yaşlarımın artmasına sebep olmuştu. Jongseong da bunu fark edince yanıma gelip oturdu ve kolları ile bedenimi sardı. "Neden ağlıyorsun? Sen birini öldürmüş olamazsın, yapmadığın bir şey için neden ağlıyorsun?" Yanılıyordu, ben bile kabul etmiştim bunu. Chenle benim yüzümden ölmüştü. "Anlatmak ister misin? Senden duymak istediğim için Jisung'u dinlemeden çıktım kafeden." Söylediği şeyle bana güven vermişti ancak söylemem ne kadar doğruydu bilmiyordum. O da beni suçlar mıydı? Ya da bana bağırıp çağırır ve dağılmış bir şekilde burada bırakıp gider miydi? Hayır, Park Jongseong'tu o, sırf benden duymak için arkadaşından dinlemeyip beni aramıştı. Yapmazdı değil mi?

Hala ona sarılıyorken konuşmaya başladım. "Ben eskiden psikolojik tedavi alırdım. Ara ara sinir krizleri geçirirdim. Bir gün okulun tuvaletlerinde bir grup kişi beni sıkıştırıp dövmeye başladı. Kriz geçirmeye başlayınca da beni bırakıp kaçtılar. Chenle geldi yanıma kriz geçirdiğimi görünce bana yaklaşıp sakinleştirmek istedi büyük ihtimal ama ben..." Durdum ve daha sarıldım ona. "Ben onu krizin etkisi ile ittim. Kafasını önce lavabolara sonra yere çarptı." Hıçkırıklarımın arasında konuştum. "Ben, ne yaptığımı anlayana kadar öğretmenler ambulansı ve polisi arayıp beni oradan çıkarmıştı bile. Ben gerçekten isteyerek yapmadım Jongseong, o benim tek arkadaşımdı. Kimse beni dinlemedi bile." Sırtımı okşadı ve sonra benden ayrılıp elleri ile yanaklarımdaki yaşları sildi. "Tamam güzelim sakin ol. Her şey güzel olacak inan bana tamam mı? Ben inanıyorum sana Jisung'a da anlatacağım merak etme." Ellerinin arasındaki kafamı salladım. O ise alnıma bir öpücük kondurarak konuştu. "Seni mutlu etmeme izin verir misin?" Gözlerimin içine bakarak söylediği bu cümle bende tuhaf bir etki bırakmıştı.

_______________________________

batırıyor gibi hissetmem dışında problem yok ki hm?
neyse seviyoru sizi
mei kaçar ~


talking hearts - [jaywon] ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin