Sabredememek beni en zorlayan durumlardan biriydi. İçimdeki kötü benliğe yenik düştüm. Halbuki bu ben değildim adım gibi emindim. Bir sene kaybımdan sonra dokuzuncu sınıfı okuduğum liseye geri dönerek sözel ve sanatsal bir bölümden sayısal bir bölüme geçerek hayatıma tamamen farklı bir resim çizdim. Kalmakla beraber kendimden küçüklerle okudum. Hatam büyük, kabullenmem gerek kendi içimde. Ama yine de pişman değilim. Bana çok büyük şeyler kazandırdı koca bir sene. Güzel insanlar, iki kez düşünmek gibi. Sağlıklı bir hayat, sakin ve standartların dışında bir mutluluk. Evet inanmıyorsunuz bana ama pişman değilim. Kalmanın vermiş olduğu nedenle paşa paşa geçtiğim onuncu sınıfın sonunda güzel bir teşekkür belgesi, üç aylık bir çalışma süresi, belimi on parmak kadar geçen dalgalı saçlarımı kesip bir butch tarzı yarmam ve egomu tatmin etmek için aldığım son model telefonlar onbirinci sınıfa geçişimin mutluluğu beni tez vakitte gülümsetti. Hayatımda olan biten bununla kalmamakla birlikte özüm gibi benimsediğim insanların arasına bir erkek daha dahil oldu. Kim mi? Sizce?...