Bir buçuk ay önce...
"Gide gide bir söğüde dayandım dayandım
O söğüdün allarına boyandım gelin boyandım
O söğüdün allarına boyandım gelin boyandımBen o yare dağlar kadar güvendim güvendim
Güvendiğim dağlar elime geldi elime geldi
Güvendiğim dağlar elime geldi elime geldiÖlem ben ölem ben
Kurban olam ağzındaki
Dile ben gelin dile ben
Ölem ben ölem ben
Kurban olam ağzındaki
Dile ben gelin dile benYüce dağlar size var mı zararım zararım
Yar yitirdim uğrun uğrun ararım gelin ararım
Yar yitirdim uğrun uğrun ararım gelin ararım
Ben o yari her gelenden sorarım sorarım
Güvendiğim dağlar elime geldi elime geldi
Güvendiğim dağlar elime geldi elime geldiÖlem ben ölem ben
Kurban olam ağzındaki
Dile ben gelin dile ben
Ölem ben ölem ben
Kurban olam ağzındaki
Dile ben gelin dile ben"
diye söylenerek yemek yapıyordu Azer. Karaca ise kapının kenarına yaslanmış şekilde Azer'i izliyordu.
"Sesin güzelmiş."
"Evet öyledir. Ha? Ne?"
"Ohoo. Uçup gitmişin."
"Dalgındım kusuruma bakma."
"Yok su içecektim zaten de baktım çok güzel söylüyorsun. Bölmeyeyim dedim." diyerek buzdolabından su çıkardı Karaca.
"Senin sesin güzel mi?"
"Yani. Pek sayılmaz. Babama çekmişim. Akşın gitmeden önce söylüyordum bazen. Sadece Akşın biliyordu bir tek. O günden sonra söylemedim." diyerek iç çekmişti Karaca.
"Söyler misin peki?"
"Eşlik eder misin peki?"
"Ederim." diye cevap vermişti Azer. Karaca bardağa doldurduğu sudan 2 yudum aldıktan sonra sandalyeye oturdu.
"Yemeğin altını kapat. Gel sende otur." diyerek, Azer yemeğin altını kapatıp, Karaca'nın karşısındaki sandalyeye oturdu. Ve Karaca başladı söylemeye...
"Beyaz giyme toz olur
Siyah giyme söz olur
Gel beraber gezelim
Muradımız tez olurSalınada salınada gel haydi yavrum
Dön dolaş yine bana gelGel beraber gezelim
Muradımız tez olurSalınada salınada gel haydi yavrum
Dön dolaş yine bana gelBeyaz giyme tanırlar
Seni yolcu sanırlarZaten bende talih yok
Seni benden alırlarSalınada salınada gel haydi yavrum
Dön dolaş yine bana gelZaten bende talih yok
Seni benden alırlarSalınada salınada gel haydi yavrum
Dön dolaş yine bana gel..."
(Videodaki gibi söylüyorlar...
"Ağzına sağlık Karaca."
"Seninde ağzına sağlık."
"Yemek yer misin?"
"Yok iştahım yok."
"Bak Karaca o günden beridir hiç birşey yemedin."
"Azer aç değilim." diyerek odaya doğru çıkmaya başladı Karaca. Azer ise peşinden gidiyordu. Karaca odaya girip tam kapıyı kapatacakken Azer ayağıyla durdurdu.
"Ne yapıyorsun?"
"Karaca benim sana bişey söylemem lazım."
"Söyle de yatacağım."
"Unutmak zaman ister demiştim, yanılmışım.
Zaman değil yürek istiyormuş.
O da sende kaldı.""Yılmaz Güney bu. Ve neden bana söyledin?"
"Şimdi sen bu zamana kadar sevgi göremedin fazla. Korkuyorsun biri seni sevdiğinde, seni bırakırsa diye. İnanmazsın belki. Hak veririm. Ama o sevgiyi sana vermeye hazırım."
"Yani?"
"Karaca bunun için bir haftadır uğraşıyorum. Cevaba bak."
"Azer ne kızıyorsun? Açık açık anlatsana."
"Karaca seni seviyorum."...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİM BÜYÜDÜ BİRİCİK NEFRETİMDEN
FanfictionZorluklar karşısında bulunan genç çift, bu zorlukları geçebilecek mi?