Yıldız bu düşüncelerle boğuşurken uyuya kalmıştı.
Ertesi gün:
Yıldız büyük bir huzurla uyanmıştı. Çünkü bazı şeylere karar vermişti artık. İnip kahvaltısını etti. Sonra aile üyelerine yaylaya çıkacağının haberini verdi. Kimse buna itiraz etmedi. Çünkü artık yıldızın hayatına müdahale etmek istemiyorlardı.
Kuzey
Kuzeyde o sabah içinde anlam veremediği bir huzurla uyanmıştı. Kendi ile ilgili verilen karardan henüz habersizdi. Kahvaltısını etti. Kızları çok bosladiginin farkındaydı. Şehire inip onları yaylaya geri çıkarmaya karar verdi. Evden çıkınca birkaç saniye karşıki eve baktı. Şimdi burda olsa yine inatlaşsak ama benimle konuşsa diye geçirdi içinden. Ardından arabası ile şehire indi. Birkaç işinide halledip akşam üzeri kızları gidip aldı babasının evinden.
Yıldız çoktan gelmişti yaylaya ama elektrikler kesikti. Arabasını da mandırasında bırakmıştı. Mum ışığı ile oturuyordu evde. Dört gözle kuzeyi bekliyordu.
Kuzey kızlarla yaylaya çıkınca onları eve gönderdi. Kendi dışarıda oyalanirken yıldızın evine gitti yavaş yavaş. Anıları canlandı gözünde. Bir jmit çaldı kapıyı. Geri dönüp gidecekken kapı açıldı. Ve duymaya hasret kaldığı o ses geldi arkasından.
Yıldız: Kuzey.
Kuzey büyük bir gülümseme ile arkasını döndü. Kapının yanına gitti.Kuzey: Yıldız ben şeyy. Belki dönmüşsündür diye çaldım kapını. Gidiyordum tamda.
Yıldız: Durur musun Kuzey. Ben sana niye geldin demedim. Kendini açıklamana gerek yok . Hem iyi oldu geldiğin seninle bir şey konuşmak istiyordum.
Kuzey: Bir şey mi konuşacaksın?Dedi . Kuzey yüzündeki şaşkınlıkla.
Yıldız: Evet. Sen ateşi yak. Bende bize çay yapıp geliyorum.Kuzey bunları duyunca şok olmuştu. Yıldız onunla konuşmak istiyordu. Hem de sakince. Onu böyle yakalamışken kızdırmamak için hemen ateşi yakmaya koyuldu. Ardından kütüğün birine oturdu. Yıldız da çayı yapıp gelmişti. O da onun yanındaki kütüğe oturdu. Çayları doldurup bir bardağı da kuzeye uzattı.